Bu sayfayı yazdır

Demavend İran (5671m.)

Sponsor: Şuayp Demirel İmport & Export, Afyon / İscehisar ve Amasya Valiliği
Ekip: Fatih Serdaroğlu - Rehber (Şuayp Demirel İmport & Export Sponsorluğunda) Melih Serdaroğlu (Şuayp Demirel İmport & Export Sponsorluğunda, Selçuk Üniversitesi’ ni Temsilen) Bora Çağdaş Varış (Amasya Valiliği Sponsorluğunda) Kulüp: Konya Kartal İzcilik & Dağcılık ve Gençlik Kulübü (KİZDAK)
Tarih: 19 Şubat 2003 – 28 Şubat 2003

İRAN / DEMAVENT DAĞI (5671m.) KIŞ TIRMANIŞI FAALİYET RAPORU 

12 Şubat 2003 (Bayramın 2. Günü) 

Afyon’ dan otostopla çıktım yola, gece Sivas’ta olmayı ve arkadaşlarımda kalmayı düşünüyordum. Sırasıyla Ankara – Kırıkkale – Yozgat illerinden geçerek saat 00:30’da Sivas’ta oldum. 

13 Şubat 2003 (Bayramın 3. Günü) 

Sivas’tan 14:30’da çıktım. Aksaray Yılmazlar firmasının tırı durdu. Tır İran’a gidiyordu. Şanslıydım, direk Doğubeyazıt’ a gidecektim. O gün Erzincan polis noktasında şoför Bayram Ağabey 8 saatini doldurduğu için yattık. 

14 Şubat 2003 (Bayramın 4. Günü) 

Sabah 06:30’da yolumuza devam ettik. Belirli aralıklarla durup yemek yedik. Şoför Bayram Ağabey çok muhabbet bir insandı. İkimizin de yolculuk boyunca hiç canı sıkılmadı. O bana şoförlük ben de ona muavinlik görevimi yaptım. Saat 15:15’de Doğubeyazıt’a vardık. İnerek grupla buluşacağımız İsfahan Otel’e gittim. Aynı zamanda Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun Ağrı Dağı tırmanışı da vardı. Sadece bir kişi gelmişti. Gruplar yarın toplanacağı için ben de otelde kalmayı tercih ettim. 

15 Şubat 2003

Gruplar öğleyin geldi, hazırlıklar yapıldı. 

16 Şubat 2003

Ağrı Dağı tırmanış ekibi sabah 07:00 gibi yola çıktı. Biz de 3 kişilik bir ekip olarak eksiklerimizi tamamladık. Tek eksiğimiz federasyondan gelecek olan izinlerdi. 3 gün otelde yattık. Doğubeyazıt’ın altını üstüne getirip gezdik. 

19 Şubat 2003 – 1.Gün

Saat 10:00’da Doğubeyazıt’tan minibüsle sınır Gürbulak’a ulaşıldı. Türkiye saati 12:30’da İran saati 14:00’da İran’a geçtik. Savaş durumundan çekinen birçok yakınımıza inat çok iyi davranıldı. Kapıdan Bazaargan ve ardından Makuo’ya taksi ile geçtik. Bazaargan’da para bozdurduk (1.000 Tümen daha önceki geldiğimizde 1.250 TL. iken şimdi 2.250 olmuş). Daha önceki gelişimizde tanıdığımız dostumuz İslam’a uğradık. Bizi Makuo’dan Tahran’a otobüse bindirdi. (15:20) 

20 Şubat 2003 – 2. Gün

Saat 07:00’da Tahran terminaline indik. Yolculuğumuz daha önceki gelişimizden çok daha sıcak bir arabada oldu, moralimiz çok iyiydi. 07:20’de Tahran Terminali’nden Şark-ı Terminal-e (Doğu Garajı’na) taksi ile gittik. 
Saat 08:20’de Rene Köyü’ne kalkan minibüs çantalarımıza da 300’er Tümen para kesti. Saat 10:30’da Pulur’la Rene ayrımında indik. Bakkaldan Rene Köyü’ne gidebilecek araç sorduk. Telefonla bir jeep çağrıldı. Azeri bir genç aracılığıyla pazarlık edip karla kaplı birinci yoldan aşağıya inip ikinci yoldan Rene’ye ulaşıldı. 
İran Dağcılık Federasyonu’nun dağ evi olan Shelter I’de kalmak için Hasan’a ulaşıldı. O geceyi Shelter I’den ziyade bakkal Ali’nin evinde misafirlikle geçirildi. Shelter I’de 00:20’de yattık. Hava yağışlıydı. Ancak Şhelter I’e dönerken yağış kesilmiş, ısı düşmüştü, yerler buzdu. Buzda düştüm, parmağımı buz kesti yarabandıyla geçiştirdim. 

21 Şubat 2003 – 3. Gün

Saat 06:00’da kalkıldı. Saat 07:38’de dağ evinden ayrıldık. Hasan’ın kullandığı jeeple rotanın iki kilometre yakınına kadar geldik. Hava parçalı bulutlu ve kar çok fazlaydı. İlk başlarda antrenmansızlıktan oldukça zorlandım. Saat 13:15’de hızı 100 km.’ye yaklaşan rüzgar altında Shelter II’ye (mescid) ulaşıldı. Saat 16:58’de yatıldı. Mescid kadınlar ve erkekler olarak ikiye ayrılmıştı. Rüzgar saatte 60 km. sıcaklık ta -100C civarındaydı. 

22 Şubat 2003 – 4. Gün

Saat 07:00’da kalktık. Hava kapalı, görüş mesafesi 200m.’ydi. Saat 09:30’da Shelter II’den (mescid) Shelter III Panegram dağ evine doğru yola çıktık. 3800m. civarında rüzgarın hızı 100km.’ye ulaştı (tahmini). Hava yer yer açıp kapıyordu. Shelter III Panegram’a 300m. kala hızını arttıran rüzgar ilerlememizi engelliyor, hızı saatte 130km.’yi buluyordu. Bir sırt inişinde çantalarımızla beraber bizi fırlatıp 1m. ileriye attı. Sağ sırttan ilerlerken kaybolan patikayla cebelleşip yön bulmaya uğraşıyorduk. Sol sırta geçerken sert kar ve kaya etabını geçmek zorunda kaldık. Saat 16:10’da Shelter III Panegram dağ evine ulaşıldı. Saat 19:30’da su elde edip yemek yaptık. Sonra da yattık. Hafif ishaldim, yatmadan ilaç aldım. 

23 Şubat 2003 – 5. Gün

Saat 08:30’da kalkıldı. Sıcaklık -300C civarında, hava kapalı, görüş mesafesi 20-30m. arasında, şiddetli rüzgar var. Zaten oldukça yorgunduk. O günü de dağ evinde geçiriyoruz, bol geyik var! Hafif kafamız ağrıyor, ishalim geçti çok iyiyim. 

24 Şubat 2003 – 6. Gün

Saat 04:00’da kalkıldı. Hava aynı şekilde kapalı, görüş mesafesi 20-30m.’yi geçmiyor. Rüzgar mermi gibi toz kar yapıştırıyor. Konforumuz oldukça iyi, zirve denemesinin yapılması havaya bağlı. İyi olsa bu sabah çıkacaktık. Fazla olabilecek her türlü ağırlıktan kaçtık, yiyeceklerimizi de optimum oranda en fazla üç gün daha dayanırız… Yer yer kafamız ağrısada durum iyi. 06:00’da tekrar havaya baktım, aynı şekilde kötü. Anlaşılan Shelter III Panegram dağ evi bugün de misafir edecekti bizi. Dağ evi oldukça iyi, konforluydu. Bu adamlar bu spora bizden daha önem veriyor, gerçekten! Daha önce gelenlerin bıraktıkları lavaş ekmeklerine baktım, oldukça taze; kurumamış ve küflenmemişler. Yani yeni bırakılmış. Hiç olmadı onları yeriz diyoruz. Yemekleri ve kar eritme işini genelde ağabeyim yapıyor ben de ona eşlik ediyorum. 

25 Şubat 2003 – 7.Gün

Saat 02:00’de kalktık; rüzgar az, köylerin ışıkları görünüyor, zirvede sis var. 05:05’e kadar hazırlandık. Hava kapalı, görüş mesafesi ortalama 50-100m., rüzgar yok denecek kadar az. Rüzgarsız hava Demavent de daha korkutucu. Fırtınadan önceki sessizlik demekmiş! İçimde korku var ama yinede tırmanışa başladık. Birinci saatin sonunda gün ağarmadan sisin içinden rüzgarsız devam eden yağışta devam edip etmeme konusunda kararsız kaldık, durum değerlendirmesi sonucu devam dedik. 5000m.’ye kadar iki defa daha dönme konusu konuşuldu. Sisin yoğunluğu ve hızı 100km. üzerine çıkmış rüzgardan donup hissizleşen el ve ayak parmakları, burunlar beni çok düşündürdü. Bu sırada sis bulutundan sıyrıldık, hafif bir şekilde karşıki zirveler gözüktü yukarısı yine sisliydi. Yukarıda açar umuduyla devam kararı aldık. Biraz daha dayanabilirim diye düşündüm, ağabeyim de aynı karardaydı. Sert kara girince kramponları taktık, kafam yavaş yavaş ağırlaşmaya başladı. Zirveye yükselen piramidde traversler attıkça yoğun kükürt kokusunu hissetmeye başladım, genzim yanmaya başladı. Son 30m.’de fırtına şiddetini çok arttırdı. Kar gözlüğüm olmadığı için güneş gözlüğüm iş görmüyor. Rüzgarda buz parçalarını ve karı yüzümüze yapıştırıyordu. Gözümü açamıyor, önümü göremiyordum. Çağdaş “Ağabey; işte orada, zirveye geldik” dedi. Sonunda zirveye ulaşmıştık. Sevinçten gözlerimiz doldu ve ağladık. Zirve kayalıktı, kayanın üzerine çıksaydık bir ay önce fırtınada uçup 1km. ötede cesedi bulunan İranlı dağcı ile aynı akibeti paylaşacaktık. Kaya üzerine çıkmadık, ağabeyim fotoğraf makinesine baktı, boynunda unuttuğu için yaklaşık 1cm. kar-buzla kaplanmış, çekim yapamıyordu. Zaten o ellerle de fotoğraf çekemezdi. Hızlı bir geri dönüşe başladık. 5300m.’ ye gelince ağabeyim ekibi yavaşlattı. Aşırı hızla kaza riskini artırabiliriz dedi. Yağış devam ediyor ama rüzgar azalmıştı. Döndüğümüzde saat 11:24 idi. 6.30 saatte zirve tırmanışını bitirmiş, biz de bitmiştik. Panegramdan içeri üç Çek Cumhuriyeti’ nden sporcu girdi. Kayakçılar tam malzemeyle gelmiş ama oldukça bilgisiz insanlardı. Pek iyi kamp arkadaşı oldukları söylenemezdi. Ama biz Türk misafir perverliğini gösterdik. O gece Shelter III Panegram dağ evinde kaldık. Gece 02:00’a kadar uyuyamadım. Sıvı alıp yattım. 

26 Şubat 2003 – 8.Gün

Sabah 07:00’da büyük bir alev topuyla uyandık. Çek sporcular ocaklarını yakmayı bilemediklerinden etrafı ateşlemişlerdi. Çağdaş fırlayarak MSR’ı (ocak) kar yığınında söndürdü. Saat 09:30’da Çekler ayrıldı. Sonra biz de Shelter III’ten direk Shelter I Rene Köyü’ne hareket ettik. 14.30’da 6 saatlik bir inişle köye geldik. Ali’nin dükkanında kola içtik. Gece yine Alilere davetliydik. Önce Ali’yi de alarak hamama gittik, ardından mükemmel bir akşam yemeği yedik. Kızı Mitra sayesinde ailesiyle İngilizce anlaşıyorduk. Shelter I’de saat 00:30 gibi yattık. 

27 Şubat 2003 – 9.Gün

Federasyon’un dağ evinden görevli Rıza’nın bize ayarladığı Land Rover ile Pulur’a indik. Pulur’da 10dk. içinde otobüs durdurup 1000’er Tümen’e Tahran’a gittik. Dağcılık malzemeleri satan dükkanın adresini Rıza’dan almıştık. Yaşlı bir şoför bizden adresi alıp bizi gezdirdi de gezdirdi. 1 saat sonra adamı durdurup para vermeden indik meğer aynı yerden beş defa geçtiğimiz o sokağın az aşağısındaymış. Dükkanda tanıştığımız Abbas adlı dağcı ile restoranta gidip yemek yedik, alış-veriş yapıp Tahran’dan ayrıldık. 

28 Şubat 2003 – 10.Gün

Sabah Tebriz’e vardık. Tebriz’den taksi ile Makuo’ya gittik. İslam ile vedalaştık. Bazargan’a geçtik. Oradan tekrar taksiye binip sınıra gittik. Sınırdan geçip Doğubeyazıt’taki Otel İsfahan’a gidip bıraktığımız eşyalarımızı aldık, sonra dönüş yoluna geçtik. Otostopla döneceğimiz için ayrılmak zorundaydık. Ağabeyim Erzurum’a giden bir kamyon durdurup gitti. Biz de Çağdaş’la arada sırada telsizle haberleşerek 100m. arayla durduk. Çağdaş saman yüklü bir kamyon durdurmuştu, Ağrı’ya kadar onunla gittik. Hava çok soğuktu, hemen otele gitme kararı aldık. Otel işletmecisi 4milyon’dan kapı açtı, 2.5milyon’a anlaştık. 

29 Şubat 2003 

Sabah 06:30’da kalkıp yola çıktık. 1 saat kadar duran olmadı. Hava çok soğuktu, önümüzdeki benzinliğe girip ısındık. Biz sizi göndeririz deyip iki saat beklettiler. Canım çok sıkılmış, gelen giden yoktu. Ben ayrılıyorum, şansımı deneyeceğim deyip yola çıktım. 10dk. içinde Erzurum’a giden bir taksi durdu. Erzurum’da inip iki-üç araç değiştirerek Aşkale ayrımına kadar ulaştım. Hava kararmaktaydı ve kaza olduğu için bütün araçlar beklemedeydi, bir otobüsle anlaşıp 15milyon ödeyerek Eskişehir’e kadar götürülme sözü aldım. 

30 Şubat 2003

Saat 11:00’da Eskişehir Otogarı’ na indim. Eve giderek ağabeyimle görüştüm, o da gece 3’te gelmişti. Faaliyet raporlarını düzenleyip fotoğrafları tap olması için verdik. Akşam da Çağdaş bize katıldı. Böylelikle bir faaliyetimizi daha kazasız, başarıyla bitirmiş olduk. 

NOT: Dağcılık sporunun pahalı bir spor olduğu ve günümüz ekonomik şartlarında çok zorlandığımız (bilhassa dar gelirli insanlar olarak) malûmunuzdur. Bu aşamada sponsorluk faktörü ön plana çıkmaktadır. Dağcılığa başladığımız yıllardan bu yana benden desteklerini esirgemeyen sevgili ağabeyim, sponsorumuz Adnan ve Şuayip Demirel kardeşlere teşekkürü bir borç biliyorum. Aynı teşekkürler Amasya Valiliği’nce desteklenen Bora Çağdaş Varış arkadaşımız için de geçerlidir. 

KİZDAK; Kartal İzcilik & Dağcılık Gençlik Kulubü Tescilli Kulübü :(0332) 321 63 89 
Kartal Dağcılık Kulübü Sporcusu : Melih SERDAROĞLU
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Okunma 24202 defa
Yorum eklemek için giriş yapın