Kaza Raporları

Kaza Raporları (3)

Tanju Duru’ ya Allah’ tan rahmet, ailesine, tüm sevenlerine ve camiamıza başsağlığı diliyoruz.
Bu acı günlerimizde bizi yalnız bırakmayan ve destek olan herkese teşekkür ediyoruz.

Ekip adına Volkan Çakır


Faaliyet Planlaması

Kazadan 4 hafta evvel Ebru Uçurum ve Tanju Duru bana bayram tatilinde Aladağlar’ a gitmek istediklerini belirttiler ve rota konusunda benden yardımcı olmamı istediler. Ebru Uçurum’ un 1997 eğitim yılında İTÜDAK tan dağcılık eğitimi tam. Aladağlar’ da klasik rota çıkışları var. Tanju Duru’ nun ise temel dağcılık bilgisi var. Kendisi 3 defa Kaçkar trans ve klasikten zirve çıkışı yapmış. Diğer dağlarda da hiking tarzı çıkışları var. Her ikisinin de fizik kondisyonları iyi durumdaydı. Bu noktada ben kendilerine (yalnızca yürüyüş rotası içeren teknik etap içermeyen) doğu-batı yönünde trans önerdim. Önerdiğim rota: Sokullu Pınar’ dan başlayarak Karayalak Vadisi’ nden Çelik Buyduran Geçit’inden geçip Yedi Göller bölgesine varmak (bu rota ticari şirketler tarafından sıklıkla kullanılır), Emler Çıkışı yapmak ve Yedi Göller’ de dinlenmek idi. Geri dönüş için ise Yedi Göller Bölgesi’ nden Adsız yanından Maden Vadisi’ ne geçmek, oradan Akçay Geçit’inden geçerek Dipsiz Göl’ e inip Cimbar Vadisi boyunca devam edip yine Sokullu Pınar’ da faaliyeti bitirmekti.(Bu geçiş de daha seyrek olmakla beraber ticari şirketler tarafından Maden’ deki Karagöl’ e geçiş için kullanılır).
Tanju Duru bana rotanın çalışmasını yapıp GPS kayıtlarını bulmaya çalışacağını söyledi.
(Benim elimde yoktu) İkinci buluşmamızda benim bayram için olan planlarım değişmiş ve partnerim Cevher Bilger’le birlikte Aladağlar’ a gitmeye karar vermiştik. Toplantıda transı Ebrularla beraber yapmaya karar verdik. Ben ve partnerim yürüyüş rotası üzerinde dinlenme günlerinde diğer ekipten bağımsız olarak bazı tırmanışlar yapmayı planladık. Bu yüzden trans boyunca yanımızda 2x50 metre yarım ip ve tam bir lider seti mevcuttu.
Faaliyet Akışı
27.9.2008: Demirkazık Köyü’ ndeki Dağ Evi’ ne varıldı. Ayrıntılı faaliyet bildirimi doldurulup Dağ Evi’ ne bırakıldı. Akşam Dağ Evi’ nde kalındı.
28.9 2008: Sokullu Pınar’ dan saat 08:00 civarında başlanarak Karayalak Vadisi boyunca Çelik Buyduran kamp yerine 5 saatte varıldı. Akşam burada kamp atılıp dinlenildi. Hava kapalı ve hafif yağışlıydı.
29.9.2008: Kamp yerine Duygu Dilaver, Duygu Başoğlu ve Deniz Çakar’ dan oluşan İTÜDAK tan 3. bir ekip katıldı. Bu ekiptekilerin ikisi temel eğitimlerini yeni almıştı ve eğitim dışında ilk dağ faaliyetine geliyorlardı.
Ebru ve Tanju, Emler yaptılar. Ben ve Cevher ise Kızılkaya denedik. Öğleden sonra kampı Yedi Göller bölgesindeki Büyük Göl’ e taşıdık. Sonradan katılan İTÜDAK ekibi de bizimle aynı rotayı izlediği için beraber hareket etmeye karar verdik. Çelik Buyduran tarafı hafif yağışlı Yedigöller açıktı.
30.10.2008: Ben ve Cevher Direktaş denedik. Diğer ekipler göller çevresinde yürüyüş yaptı. Hava daha iyiye gidiyordu; zaman zaman açıyordu.
01.10.2008: Kazanın olduğu gün. Hava tamamen açık ve güneşliydi.
Kaza
Sabah 10.00 gibi kampı toplayarak platonun kuzeyindeki ilk geçide doğru yola çıktık. Herkeste kask ve baton mevcuttu. Adsız’ ın yanındaki geçide vardığımızda saat 14.00 civarındaydı. Maden Vadisi’ ne doğru alçalıp son geçit olan Akçay Geçidi’ ne doğru yükselmeye başladık. O zamana kadar rotada anlamlı bir kar yoktu. Saat 17.00’ de Akçay Geçidi’ nin en tepe noktasındaydık. Artık önümüzde Dipsiz gözükmüş ve yalnızca rahat yarım saatlik bir iniş kalmıştı.(bu rahatlama dağ kazalarının daha çok inişte olması durumuyla çakışmaktadır.)
Uzun bir moladan sonra 17.30-18.00 gibi inişe başladık. Önde biz ortada diğer ekip, arkadan Ebru ve Tanju geliyordu.
Zemin, 30 derece eğimli kaya ve sığ bir çarşaktan oluşuyordu. Geçidin girişinde bu sığ çarşaktan dolayı patika belirgin değildir. Ancak 50 metre kadar alçaldıktan sonra derin çarşak başlar ve patika belirginleşir. Geçide girdikten sonra düz bir hatta iniş mümkün değildir. Çünkü geçidin 150 metre kadar altından başlayan 10-20 metre yüksekliğinde dik setler mevcuttur. Bu yüzden patika geçide girip sağa doğru alçalarak Yıldızbaşı’ nın eteklerine doğru devam etmektedir.
Yerde öbek öbek, 20 cm kalınlığında, yeni yağmış yumuşak kar mevcuttu. Bu da zemini kayganlaştırıyor ve adımınızı daha dikkatli atmanıza sebep oluyordu. Karın yumuşaklığı, derinliği ve yer yer olması, herhangi bir kış teknik uygulaması gerektirmiyor yalnızca dikkatli adım atmayı gerektiriyordu.
Geçide doğru alçalmaya başladıktan 30 metre kadar sonra Tanju’ nun ayağı kayıp düşerek sete doğru 150 metrelik bölümü kayarak geçtiğini gördüm. Herhangi bir panik ve bağırma duymadım. Bu uzun kayıştan sonra setten aşağıya doğru gözden kayboldu.
Bu noktada diğer kişilerde kilitlenme ve hareket güçlüğü (özellikle Ebru’ da ) başladı. Öncelikle ikinci bir kazaya izin vermemek için tüm ekiplerin sağda, daha güvenli bir yere kadar inmeleri sağlandı. Daha sonra ben ilk setin üstüne kadar yaklaştım ve seslenerek temas sağlamaya çalıştım. Görebildiğim 2 sette de yoktu. Böylece elimdeki 100 metrelik iple ulaşabileceğim noktadan daha aşağıdaki setlere düştüğünü anladım. Olası düşüş yerini GPS’ e kaydettim. Bunun üzerine setlere paralel bir şekilde seslenerek inmeye devam ettik. Tabana 100 metre kala ses teması kurduk (saat 19.00). Kendisine inebileceği bir yerde olup olmadığını sordum. “Hayır”, diye cevap verdi. Bilinci açıktı, sesi gür ve düzgün geliyordu. “Yaralı mısın?”, diye sordum. Net bir “Bilmiyorum” cevabı geldi. (Bu da bana açık görebildiği bir yarası olmadığı ancak muhtemel kırıklardan dolayı rahat hareket edemediğini düşündürdü.)
Hava artık kararmaya başladığından görsel tespit yapamadık. Bunun üzerine fener yakarak Tanju’ ya: “Fener yak!”, diye bağırdım. Çok defa tekrarlamama rağmen ışık göremedik. Son olarak ‘Yardım geliyor, dayan’ diye bağırdım. Hemen ardından hızla tabana, hala ses teması kurabileceğimiz yere kadar inip Ebru ve diğer ekibi orada bırakarak (böylece kazazedeyle ses temasını kaybetmeyerek) yardım almak için Arpalık’ a, telefonun çekeceği ilk yere doğru ben ve Cevher yola çıktık.(saat 19.30).Ekibin yerini GPS’ e kaydettik.
Görsel temas olmadığı için yanına çıkmayı denemek, ikinci bir kaza riskini arttıracağından ve kurtarma da sabahın ilk ışıklarıyla başlayacağından dolayı gece haber verip tekrar geri gelmeyi düşündük. Giysisinin iyi olması ve çantasının yanında olması nedeniyle geceyi hipotermiden korunarak geçirebileceğini düşündük.
Kurtarma
21.40: Arpalığa ulaşmamıza çok az kala Jandarma ile telefon bağlantısı sağlandı. Kaza ihbarı yapıldı.
21.50: Arpalığa varıldı. AKUT’ tan Nedim’ le, ITÜDAK’ tan Çağlar, Gökay ve Alper’ le konuşuldu. ORDOS’ a haber verildi. AKUT ve Jandarma ile yapılan konuşmalarda Dağ Evi’ nde buluşulmak üzere söyleşildi.
22.40: Dağ Evi’ ne varıldı. AKUT’ un 4 kişilik ekibi burada hazır bekliyordu. ORDOS’ tan Serhan Poçan’ la bağlantı kuruldu.
23.00: Jandarma Bölük Komutanı Dağ Evi’ ne geldi. Ankara’ dan helikopter talebinde bulunuldu. Alper’ le yapılan konuşmada Antalya’ da ITÜDAK, ORDOS ve diğer kulüplerden teknik kurtarma yapabilecek bir ekibin hazır beklediği haberi geldi.
23.30: Helikopter onay bilgisi geldi. Helikopterin sabah 04.00’ te Dağ Evi’ nde olacağı söylendi. Ekiplerin yola çıkmak için helikopteri beklemesine karar verildi. AKUT’ a ve Serhan Poçan’ a kazazedenin tahmini ve ekibin tam yerinin GPS koordinatları verildi. Yukarıdaki ekiple bağlantıyı sağlayan ama Dağ Evi’ nde çekmeyen telsiz hakkında bilgi verildi. Apışkar Boğazı’ na veya Teke Pınarı’ nın üstüne bu telsiz çıkartılırsa ekiple bağlantı kurulabileceği söylendi.
01.30: Helikopterin iptal edildiği bilgisi geldi. Gerekçe gösterilmedi.
02.00: Niğde Federasyon ekibi Dağ Evi’ ne doğru yola çıktı. Tekrar helikopter isteneceği bildirildi. AKUT ekibinden 3 kişinin hafif ekipmanla kaza yerine doğru çıkması kararlaştırıldı. (Kamp yerinde bulunan ve bize ait olan teknik ekipman hakkında çıkan ekibe bilgi verildi.)
02.30: AKUT ekibi yola çıktı. Federasyon ekibi Dağ Evi’ ne vardı. Geri kalan AKUT ekibinin, Federasyon ekibinin ve bizim ağır arama-kurtarma ekipmanını katırlara yükleyerek saat 04.00’ te beraber kaza bölgesine hareket etmesine karar verildi.
04:00: Tüm ekipler, biz ve ekipman Arpalık’ ta hazırdık ve katırları bekliyorduk.
04.30: Katırların gecikmesi ve ne zaman geleceğinin belli olmaması üzerine ben ve Cevher kaza bölgesine doğru yola çıktık.
05.30: AKUT’ un ilk ekibi kaza bölgesine vardı.
06.30: Oba Yeri’ ne yakın yukarıyla telsiz bağlantısı yeniden sağlandı. AKUT’ tan Nedim’ le konuşulduğunda kazazedenin yer tespitini yaptıklarını, yanına çıkmaya başladıklarını söyledi.
07.30: Ben ve Cevher yukarıdaki ekibin yanına ulaştık. AKUT ekibi kazazedeye ulaştı. Kazazedeyi kaybettiğimiz haberi geldi.
09:00: Diğer ekipler ve ağır ekipman kaza bölgesine ulaştırıldı. İndirme çalışmaları başlatıldı. Tekrar helikopterin onaylandığı bilgisi geldi.
10.30: Helikopterle JAK ekibi olay yerine indirildi. İndirme çalışmalarına JAK da katıldı.
12.00: Bizim ve kazayı yaşayan diğer ekibin olay yerinden helikopterle tahliyesi yapıldı. İndirme çalışmaları 1-2 saat içinde tamamlandı. Ardından kazazedenin ve kurtarma ekiplerinin de tahliyesi gerçekleşti.
Resmi İşlemler
Tahliyeden sonra tüm ekipler Dağ Evi’ nde dinlenmeye alındı. Burada tüm askeri ve idari yetkililerle olay hakkında görüşme yapıldı. Öğleden sonra resmi soruşturma için savcılığa sevk edildik: Çamardı Devlet Hastanesi’ ne gidildi. Burada kazazedenin kimlik teşhisi gerçekleşti. Otopsiyi yapan doktor ve savcıyla yapılan konuşmada ölümün kan kaybına bağlı olduğu ve hızlı gerçekleştiği öğrenildi. (Bu durum, kalan ekibin bir daha ses bağlantısını kuramamasını da açıklamaktadır. Böylece müdahalenin geç kalmışlığı, helikopterin gelmemesi gibi tüm tartışmalar da ne yazık ki anlamını yitiriyor.)
Saat 21.00’ e kadar tüm ekip üyelerinin savcılıkta ifadesi alındı.
Basın
Her zamanki gibi basında yine tutarlı ve gerçekçi haberler çıkmadı.
Aladağlar mevkiinde gerçekleşen tüm kazaların “Demirkazık’ ta oldu” diye yayınlanması alışkanlığı ne yazık ki devam ediyor.
Ben ve partnerim hariç hiçbir ekibin Demirkazık Zirvesini deneyecek tecrübesi yoktu ve denemedi. Kaza, trans rotası üzerindeki yalnızca yürüyüş içeren bir geçitte gerçekleşmiştir.

Yine basında, ‘Arkadaşlarının tecrübesizliği yüzünden zamanında müdahale edilemedi’ ‘amatör eğitimsiz dağcılar’ şeklinde üzücü haberler yer aldı.
Tanju Duru dışında tüm ekipler İTÜDAK mensubu olup tüm dağcılık eğitimleri tamdır. Arama kurtarma konusunda azda olsa bilgi sahibi olanlar bilir ki teknik kurtarma, çok ciddi tecrübe, eğitim ve insan gücü gerektirir. Bu tarz kurtarma yapabilecek ekip sayısı Türkiye genelinde de çok azdır. Bu nedenle benim dışımda kurtarma tecrübesi ve eğitimi olmayan bu ekibe bu misyonu yüklemek doğru olmaz. Yeni dağcılığa başlayan bu ekip orada tüm gece ellerinden geleni yapmışlar, kazazedeyle bağlantıyı koparmamaya çalışmışlardır.
Benim ise tek başıma bir kurtarma çalışmasına girişmem veya tecrübesiz bir ekiple hareket etmem, ikinci bir kazaya davetiye çıkarmak olacaktı.
Basında daha öncede çok defa gördüğümüz ‘izinsiz çıkış yaptılar’ haberi doğru değildir. Dağ Evi’nde ayrıntılı bildirim doldurulmuş ve jandarmaya iletilmiştir.
Son olarak benim tarafımdan basına verilen demeç hakkında da bir açıklama getirmem gerekiyor:
Dağ Evi’ ne ilk vardığımız andan itibaren basın tarafından demeç vermemiz yönünde yapılan teklifleri etik nedenlerle reddettik.
Ancak gece, helikopterin iptal haberi geldikten sonra, helikopter isteğimize dikkat çekmek amacıyla, hemen yayınlanacağını düşündüğümüz kısa bir demeç tarafımdan verilmiştir.
Maalesef basın demeci ancak ertesi gün, ölüm haberi geldikten sonra, montajlayarak kullanmıştır.
Tüm ekip Dağ Evi’ ne indikten sonra basından demeç için yeniden yoğun baskılar gelmiş ancak tarafımızdan tekrar reddedilmiştir.

Kazanın ardından 5.10.2008 tarihinde İTÜDAK içinde tüm üyelere açık kaza değerlendirme toplantısı yapılmış ve bazı kararlar alınmıştır.


Tanju Duru’ ya Allah’ tan rahmet, ailesine, tüm sevenlerine ve camiamıza başsağlığı diliyoruz.
Bu acı günlerimizde bizi yalnız bırakmayan ve destek olan herkese teşekkür ediyoruz.

Ekip adına Volkan Çakır

BASIN BİLDİRİSİ
Trabzon Tenis Dağcılık ve Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) 1993 yılında
kurulmuş olup o günden bu güne kadar kayak, dağcılık, tenis ve doğa yürüyüşleri
düzenlemektedir. Kulübümüz Dağcılık ve Kayak Federasyonlarının tescilli bir kulübü
olup Faaliyetlerini yıllık programı çerçevesinde düzenlemektedir.
Geniş bir üye profiline sahip olma özelliğini gösteren kulübümüz yapmış
olduğu faaliyetlerle bölgemizde doğa sporlarını tanıtma ve sevdirmek gibi bir görev
üstlenmiştir. Bunun yanı sıra yapılan bu etkinlikler ile birlikte genç sporcuların kayak
yarışçısı ve dağcıların da yüksek irtifa tırmanışlarına katılabilmesi için her türlü teknik
programları düzenlemiştir.
Faaliyet planımızda bulunan 25.01.2009 tarihinde Zigana Dağında yapılan
kayak ve doğa yürüyüşü etkinliği sırasında bir çığ felaketi yaşanmış olduğu
kamuoyunun malumudur. Bu çığ olayı sonrasında doğa yürüyüşüne katılan 17
doğaseverin 10 u çığ altında kalarak vefat etmiştir.
Meydana gelen bu elim felaket sonrasında basında çıkan bazı haberler
üzerine Klüp yönetimi olarak açıklama yapma gereği hâsıl olmuştur. Kulübümüzden
oluşturduğumuz teknik ekip yapmış olduğu inceleme sonrası, olayın görgü tanıkları
ve yürüyüşe katılan kazazedeler ile yapılan görüşmeler sonrasında aşağıdaki
sonuçlara varılmıştır;
• Planlı doğa yürüyüşlerimizden olan faaliyet, Zigana Kayak evinden
25.01.2009 tarihinde 10 00 da 17 katılımcı ile başlamış olup Zigana
Dağ Kayak evinden Kadırga Yolu takip edilerek Zigana Tünelinin
Gümüşhane çıkışına kadar yürüyüş yapılması planlanmıştır.
• Belirlenen yürüyüş parkuru daha önceki dönemlerde yaz ve kış olmak
üzere üyelerimiz tarafından birçok kez geçilmiş, bilinen yürüyüş
alanlarımızdandır Şekil 1.

 


 


Şekil 1 Çığ düşmeden 10 dakika önce çekilmiş fotoğraf
(kaynak: Erhan Terzi)


• Planladığı üzere yürüyüş liderliği TEDAK Klüp başkanlığı, Yönetim
Kurulu Üyeliği yapan, Genel Kaptanlık görevini üstlenmiş, Türkiye
Dağcılık Federasyonu Dış İlişkiler Komisyonu ve UIAA (Uluslararası
Dağcılar Birliği) Dağcılık Komisyonu Üyesi, aynı zamanda Kokartlı
Turizm Rehberi, bununla birlikte Kızılay Gönüllüler Lideri olan Erhan
TERZİ önderliğinde yürütülmüştür. Yürüyüş dağ yolundan ve kar
olmayan bir zemin üzerinde devam etmiştir Şekil 2 de yürüyüş yolunu
gösteren ve Erhan TERZİ tarafından çekilen fotoğraf görülmektedir.
Şekil 2

 


 

Çığ düşmeden 5 dakika önce çekilmiş fotoğraf
(kaynak: Erhan Terzi)


• Yürüyüş sırasında yürüyüşün planlandığı yolda kar olmadığı
katılımcıların ifadeleri ve fotoğraflar ile tespit edilmiştir.
• Çığ olan bölgeye gelindiğinde şekil 3 deki fotoğrafta görüldüğü üzere
yolun açık olduğu yol zemininde yaklaşık 10 cm kalınlığında bir kar
tabakası olduğu anlaşılmıştır.Şekil 3

 


 

Çığ düşmeden 1 dakika önce çekilmiş fotoğraf
(kaynak: Erhan Terzi)


• Çığ düşme bölgesine gelindiğinde ise yürüyüş normal olarak devam
etmekte iken (Kazazedelerin ifadesi) aniden öndekilerin “çığ !!!” diye
bağırması ile birlikte üst tarafta duran balkon yapının altındaki kütle
kaymaya başlayarak önde bulunan 14 kişiyi yolun alt kısmına doğru
sürüklemiş ve sonrasında 2 kişi hemen 3-5 m sonra durabilmiş ve
diğerleri ise kütlenin içinde kaymaya devam ettiği bildirilmiştir. Bu olay
yaklaşık saat 10 30 civarında olduğu ifade edilmiştir..
• Çığ düşmesi sonrasında yaralanmadan ayakta kalan 5 kişi Telefon
bağlantısı ile olayı dağ evine ve Trabzon’daki arkadaşlarına bildirmiştir.
• Bu arada kendine gelen kazazedeler arama yapmak amacı ile aşağıya
doğru inerek arkadaşlarını aramaya başlamışlardır. Aynı zaman
içerisinde Kayak evinden, Trabzon’dan ve Gümüşhane’den dağcılar
Sivil Savunma ekipleri bölgeye hareket etmiştir.

• Bölgeye ilk, yaklaşık olarak 15 dakkika içerisinde Zigana Kayak evinden
kayakçılar, dağcılar ve çalışanlar (ilk etapta 6-7 kişi daha sonrasında
toplam 15-20 kişiye kadar çıkmıştır) kaza mahalline ulaşmıştır.
• Ulaşan insanlar hızla arama çalışmasına başlamış ve ilk olarak 2 kişiyi
yaralı olarak kurtarmış ve sonrasında 2 kişiyi de ölü olarak çıkarmıştır.
• Olaydan 1 saat sonrasında diğer arama kurtarma ekipleri bölgeye
intikal etmiştir.
• Arama Kurtarma ekiplerinin gelmesi ile düzenli arama faaliyeti
başlanmış olup tüm kazazedeler ölü olarak yaklaşık saat 15 00 itibarı ile
çıkartılmıştır.
• Erzurum’dan Gelen Sivil Savunma ekibininde bölgeye ulaşması ile son
bir arama çalışması yapılarak bölgeden ayrılınmış tır.
10 Can dostumuz elim çığ felaketi sonrasında Zigana Dağında hayatını
kaybetmiştir. Yapılan incelmelerde havanın parçalı bulutlu ve rüzgârlı olduğu
tespit edilmiştir. Çığın oluşmasını sağlayacak etkenlerden insanlar tarafından
meydan getirilecek bir etkenin olmadığı açıkça anlaşılmıştır.
Arama Kurtarma çalışmaları devam ederken ve sonrasında olmak üzere
basın kuruluşlarının yayınlarında aslı ve kaynağı belli olmayan kamu oyunu
yanıltıcı ve yönlendirici bazı yayınlar yapılmıştır. Bölgede olmayan ve de
meydana gelen çığın şeklini ve oluşumunu bilmeyen birçok kişi televizyon
yayınlarına telefonla bağlanarak veya canlı yayınlara katılarak açıklamalar
yapmış farklı görüşler ve yorumlar öne sürmüştür.
Bunların başında; bölgede silah atıldığı ve çığın tetiklendiği, çığ tabakasının ve
tabanının yürüyüşçüler tarafından kesildiği ifade edilmiştir. Yapılan
görüşmelerde silah atılmadığı ve böyle bir sesin duyulmadığı belirtilmiştir.
Ancak insanların çığ sesi ile silah sesini karıştırıabilecekleri tahmin edilmiştir.
Ayrıca çığ tabakasının kesilmesi konusunun kesinlikle gerçek olmadığı
yürüyüş anında çekilmiş fotoğraflarla da teyit edilmiştir. Bunun yanı sıra
bölgede çığ testi yapılması gerektiği konusunda bazı haberler oluşmuştur. Çığ
5
testi yapılabilmesi için bölgede yeteri kadar kar olması gerekli olduğu fakat
rutin olarak yapılan bir iş olmadığı da bilinmektedir.
Yapılan Arama Kurtarma çalışımlarına katılan ve tüm süre boyunca
desteğini esirgemeyen aşağıda belirttiğimiz kişi kurum ve kuruluşlara teşekkür
ederiz.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Murat BAŞESKİOĞLU
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Faruk Nafiz ÖZAK
Trabzon Valisi Sayın Nuri OKUTAN
Gümüşhane Valisi Sayın Enver SALİHOĞLU
Bölge Jandarma Birimleri
Türkiye Dağcılık Federasyonu Arama Kurtarma Ekibi
Sivil Savunma Birimleri (Trabzon, Gümüşhane ve Erzurum)
Karadeniz Teknik Üniversitesi Dağcılık ve Kış Sporları Kulübü
Bölge Halkı
Zigana Kayak evi personeli
Medyada çıkan bazı asılsız, yanlış haber ve eleştirilerin daha çok
sporumuza zarar vereceği düşüncesi ile bu acılı günümüzde şehitlerimizin
cenazeleri defnedilmeden böyle bir açıklamanın yapılmasını görev kabul
ederek basınımızı bilgilendirmeyi amaçladık.


Trabzon Tenis Dağcılık ve Kayak İhtisas Kulübü
Yönetim Kurulu

Cumartesi, 10 Ekim 2009 01:00

Peck Kulvarı Kaza Raporu

Yazan
YER: Demirkazık Peck kulvarı TARİH: 10.10. 2009 Cumartesi
10.10.2009 tarihinde Niğde’den İstanbul’a gitmek için 19:30 otobüsüne biletlerimizi almıştık. Otobüsün hareket vaktinin gelmesini beklerken saat 14:30 sularında Mustafa ÖZPOYRAZ bizi aradı. 112, jandarma ve Demirkazık dağ evi personelinin aracılığı ile gelen bir ihbar üzerine peck kulvarında tırmanış yaparken iki dağcının düşerek kaza geçirmiş olduğunu bildirdi. Ben Mustafa AKSOY ve partnerim Övgün YILDIRIM olay yerine hareket etmek için Mustafa ÖZPOYRAZ’ın arabasıyla bizi almasını beklemeye başladık. 5 dakika sonra öğrencilerimizden gelen telefonla da aynı ihbarı ikinci kez aldık.

Biz şehre dönerken öğrencilerimiz de İt Oturumu zirvesine çıkmak için tırmanışa başlamışlardı. İhbarın bize iletilmiş hali; kesin olmamakla birlikte Peck kulvarındaki kazazedelerden Mehmet Atakan KONAN‘ın susamış olduğu ve Muhammed İlyas ÖZER’in de ona su getirmek için aşağı dönmeye çalışırken düştüğüydü. Kazazedelerin bulundukları noktanın ve durumlarının net olarak bize bildirilememesi kafamızda bir takım soru işaretleri oluşturmuştu. İt oturumu civarında tırmanışta olduğunu bildiğimiz öğrencilerimizden Cihan ÇELİK, Rıdvan GÜLTEKİN, Dilem Hilal BUHARALI ve Abdurrahim ÇALIŞKANOĞLU’nun olay yerine bizim yönlendirmemiz doğrultusunda çabuk ulaşabileceğini düşündük Cihan ile yaptığımız kısa bir konuşma neticesinde Peck Kulvarı girişine çok yakın olduklarını öğrendik.

Cihan ve Rıdvan’ı kaza noktasına yönlendirdik. Mustafa ÖZPOYRAZ’ın bizi saat 14:45 de Niğde eski otogardan almasıyla yola koyulduk Geçen 1 saatin ardından Demirkazık Mümtaz Çankaya dağ evine ulaştık. Burada vakit kaybetmeden son hazırlıklarımızı yapıp jandarma arabasıyla 16:15’te Kayacık pınarı mevkiine ulaştık. Yürüyüşe başladıktan beş dakika sonra koordinasyon merkezi sandığımız bir gruba rastladık. Grupta bulunanların Akut ekibinden olduklarını ve tırmanış için bölgede bulunduklarını öğrendik. Olay yerine hareket etmek istediğimizi söyleyince; Kazazedelerin 7 saatlik bir yürüyüş mesafesinde bulunduğunu ve Helikopter için Silahlı Kuvvetlere haber verildiğini, Helikopterin 2 saat içinde alana geleceğini söylediler. Hava kararmadan ve helikopter olmadan oraya ulaşmanın imkansız olduğunu belirttiler. Biz helikopterin yukarıdan kurtarma yapamama ihtimalini ve yaralının durumunun ağır olabileceğini göz önünde bulundurarak tekrar harekete geçmek istedik. Ancak ekipler ısrarla helikopteri beklememizi ve yedi saatlik yürüyüş mesafesini helikopterden önce alamayacağımızı kaza yerine yakın olan Akut Ekibinden Arif Öztürk’ün telsiz anonslarına dayanarak söylediler. Ayrıca yaralıların durumunun iyi olduğunu ve yanlarında bir ekibin bulunduğunu, yukarıda kalabalık istemediklerini söylediler. O sırada yukarıda tırmanışlarını kesip kaza yerine ulaşmak için hareket eden Cihan ve Rıdvan kazazedelere çok yakın olduklarını, inleme sesleri duyduklarını, sesle iletişim kurabildiklerini ve kazazedelerin yanlarında hiç kimsenin olmadığını bildirdiler. Bu bilgi üzerine daha fazla beklemeyip Orada bulunan kişilerden birinden ekstra bir mat aldık. Saat 16:40 civarında harekete geçtik. Yirmi dakikalık yürüyüşün ardından Akut’un yukarıdaki ekibinin yanına ulaştık. Artık Cihanı gözle görebiliyor ve sesle iletişim kurabiliyorduk. Cihan inleme sesine doğru ilerlerken Rıdvan da Akut’un üst ekibinin yanına inmişti. Cihan kazazedelerin konumlarını belirlemişti. Akut ekibine yaklaşık 20 dakikalık yürüyüş mesafesindeydi ve yaralının 50 metre yukarıda olduğunu kesinleştirip bize bildirdi. Bu bilgi üzerine hemen hareket etmek istedik ancak Arif ÖZTÜRK ısrarla kaza yerinin 7 saatlik yürüyüş mesafesinde olduğunu, Helikopteri beklememizi, Helikopterin onları alıp yaralının yanına bırakacağını ve çelik halat ile yaralı tahliyesinin havadan gerçekleşeceğini dile getirdi. Biz zaman kaybının yarlının durumunu kötüye götürebileceğini ve çok dar görünen kulvarda helikopterle yukarıdan kurtarmanın ihtimal dahilinde olmayacağını dile getirerek yukarı çıkacağımızı söyledik. Tüm engellemeler ve tartışmalara rağmen beklemeyip yukarı çıktık. Yaralının yanına ulaşmamız sadece 20 dakikamızı almıştı. Saat 17.30 u gösterirken yaralının (Muhammed İlyas ÖZER ) durumunu gözden geçirdik. Yaralının bilinci yerindeydi. Solunum ve kalp atışı normal değerlerdeydi. Vücudunda açık yara ve kanama bulunmuyordu. Yüzünde gözlüğün kırılarak açtığı ufak çapta kesikler vardı. Burun kemiğindeki deformasyon burun kemiği kırığı belirtisi olabilirdi ancak kanama durmuştu. Belinde ve Kalçasında ağrı olduğunu söyledi. Omurgasında kırık olabileceğini düşünerek hareket ettirmedik. O an için İç kanama belirtisi de görünmüyordu. Ancak geçen süre zarfında ağrıları artmış, ruhsal olarak yıpranmış, kendine güven duygusunu kaybetmişti. Psikolojik destek verdik ve üşüyen yaralının şoka girmesini engellemek üzere üstüne uyku tulumu örttük. Az miktarda ılık sıvı verdik. Aynı zamanda Muhammed İlyas’ın partneri olan Mehmet Atakan KONAN yaklaşık 200 mt. Yukarıda mahsur kalmıştı. Kendi aramızda yaptığımız kısa konuşmanın ardından helikopter ile yukarıdan kurtarmanın hiçbir şekilde mümkün olamayacağını anladık. Helikopter ancak yaralı aşağıya indirilip güvenli bölgeye ulaştırıldıktan sonra onu alabilirdi. Hatta helikopter beklenmeseydi ve olay yerinin altına bizden önce ulaşan ekip hemen harekete geçseydi belki de saatler önce karadan tahliye gerçekleştirilebilirdi. Bu durumu çok irdelemeyip tahliye için hemen görev paylaşımında bulunduk. Ben Mustafa AKSOY mat ve yarım ip ile sedye yapacak, Övgün YILDIRIM hava kararmadan 200 metre yukarıda bulunan ve aşağıya inemeyen Atakan’ın yanına ulaşıp aşağıya indirecek, Mustafa ÖZPOYRAZ da iniş istasyonunu hazırlayacaktı. Övgün Cihan ile birlikte yukarıya hareket etti ve Mustafa ÖZPOYRAZ telefon ederek aşağıdakilerden sedye talebinde bulundu. Sporcumuz Rıdvan ve UMKE’den Aynı zamanda TDF Sporcusu Ali HALVZAN sedye ile yanımıza ulaştılar. Yaklaşık beş dakika sonra UMKE, Akut Niğde Temsilcisi Nedim URCAN da teknik donanım ve birkaç personel ile beraber yanımıza geldi. UMKE ile birlikte yaralıyı sedyeye aldık. Telsiz trafiği hiç durmuyordu. Mustafa ÖZPOYRAZ helikopterin bölgeye sokulmamasını, Aksi taktirde dar bir bacanın içinde ses faktörü sonucu taş düşmesinin yeni kazalar oluşturacağını söylüyor ve telefonla bilgi veriyordu. Nedim URCAN da aynı söylemi telsiz ile bildiriyordu ve helikopterin dağ evine yönlendirilmesini istiyorlardı. Yaralı önce aşağı indirilecek ve tahliye ondan sonra gerçekleşecekti. Bu arada Nedim URCAN kazazedenin indirilmesi için ana emniyet noktasını oluşturdu. İniş ipinin ucuna sedye ve sedyeye refakat edecek olan ben Mustafa AKSOY ve Mustafa ÖZPOYRAZ bağlandık. Nedim karşılıklı komutlarla kontrollü bir şekilde ip vererek bizi aşağıya indirmeye başladı. İkimiz 30 metre kadar dik bir iniş gerçekleştirdik Bu arada Övgün de Atakan’ın yanına ulaşmıştı. Atakan’ın psikolojisi bozulmuştu ve olayın şokunu atlamamıştı. 100 m. kadar serbest iniş yapmışlardı. Daha sonra karşılaşılan düz ve dik yüzeyde ip inişi gerekiyordu anca Atakan tek başın ip inişi yapacak durumda değildi. Övgün önce kendisi inmiş ve yukarıda Cihan’ın Atakan’ı ipin ucuna bağlamasının ardından Atakan üstten emniyetli bir şekilde zemine kadar indirilmişti. Cihanın da yere ulaşmasının ardından sedyenin yanına yardıma geldiler. UMKE’nin ve İstanbul Akuttan bir personelin de yardımıyla sedyeyi 50 metre ip inişi sonrası bir süre elde taşıyarak aşağıya kadar ulaştırdık. UMKE tıbbi yardım için damar yolu açtı ve izotonik serum verdi. Helikoptere gelmesi için haber verildi. Yaklaşık 15 dakika sonra helikopter geldi. Tahliye için yere 1metre mesafede havada bekleyen helikoptere yaralı tahliyesi gerçekleştirildi. Yakıt ikmali yapılmasının aciliyeti söz konusu olduğundan helikopter kazazedeyi (İlyas) ve UMKE üyesi doktor ve sağlık personeli ile Kazazedenin partnerini (Atakan) Kayseri ili Tıp Fakültesi hastanesine nakletti. Saat 11.30 da operasyon sona erdi.


Operasyon süresince katkı ve yardımını esirgemeyen Jandarma Genel Komutanlığına, Niğde İl jandarma Komutanlığına, Çamardı İlçe Jandarma Komutanlına, Niğde UMKE üyelerine, Akut Niğde Temsilcisi Nedim URCAN’ a ve arkadaşlarına, sporcumuz Cihan ÇELİK ve Rıdvan GÜLTEKİN’e Teşekkür ediyoruz. Kaza sonucu yaralanan Sporcumuz Muhammed İlyas ÖZER’ e acil şifalar diliyoruz.


TDF EĞİTMENLERİ

Mustafa AKSOY Övgün