04 Eylül 2011 sabah 07:00’de Orhangazi’li arkadaşlarla Gemlik’te buluştuk. 6 onlar, 7 biz, toplam 13 kişi, 3 araca doluştuk ve Uludağ oteller bölgesine çıktık.
Araçlara sığsın diye orasını burasını söktüğümüz bisikletlerimizi topladıktan sonra yola çıktık. Monte Baia otelin yanından aşağı inip taşlı toprak yollardan tırmanmaya başladık. Mis kokulu bir çam ormanının içinden geçtik.
Eğimin dikliği, havanın soğukluğu ve yolun aşırı taşlı oluşu nedeniyle zaten biraz hasta olan 3 arkadaşımız geri döndüler.
Sonunda zirveleredağcılık malzemeleri olmadan tek çıkış olan “kapı” denen yere geldik. Burada bisikletlerimizi sırtladık ve tırmanmaya başladık.
Zirveler kapının üzerinden görülebiliyor. Görülüyor ama hala zorlu bir yol geçmek gerekiyor.
Oteller bölgesinden 15 km yol teptikten sonra bu güzel manzaraya ulaşıyoruz.
Buradaki tepeler aynı yükseklikte görünseler de, biri en yükseğiymiş. 3 arkadaşımız zirve defterini imzalamak için gidiyorlar.
Bulutlarla aynı seviyede olmanın tadını çıkarırken tahminen 10 derece olan hava bizi oldukça üşüttü ve zirvesi taştan Uludağ’dan geri döndük.
3 arkadaşımız kapıyı bisiklet sırtında indiler. Yüreğimizi ağzımıza getiren bu inişlerden birini Salih Manavoğlu’nun göğüs kamerasından [video:http://www.youtube.com/watch?v=yZt7QUQVSrg] izleyebilirsiniz.
When you subscribe to the blog, we will send you an e-mail when there are new updates on the site so you wouldn't miss them.