Alpay Oğuş

Alpay Oğuş

Cumartesi, 10 Ekim 2009 01:00

Peck Kulvarı Kaza Raporu

YER: Demirkazık Peck kulvarı TARİH: 10.10. 2009 Cumartesi
10.10.2009 tarihinde Niğde’den İstanbul’a gitmek için 19:30 otobüsüne biletlerimizi almıştık. Otobüsün hareket vaktinin gelmesini beklerken saat 14:30 sularında Mustafa ÖZPOYRAZ bizi aradı. 112, jandarma ve Demirkazık dağ evi personelinin aracılığı ile gelen bir ihbar üzerine peck kulvarında tırmanış yaparken iki dağcının düşerek kaza geçirmiş olduğunu bildirdi. Ben Mustafa AKSOY ve partnerim Övgün YILDIRIM olay yerine hareket etmek için Mustafa ÖZPOYRAZ’ın arabasıyla bizi almasını beklemeye başladık. 5 dakika sonra öğrencilerimizden gelen telefonla da aynı ihbarı ikinci kez aldık.

Biz şehre dönerken öğrencilerimiz de İt Oturumu zirvesine çıkmak için tırmanışa başlamışlardı. İhbarın bize iletilmiş hali; kesin olmamakla birlikte Peck kulvarındaki kazazedelerden Mehmet Atakan KONAN‘ın susamış olduğu ve Muhammed İlyas ÖZER’in de ona su getirmek için aşağı dönmeye çalışırken düştüğüydü. Kazazedelerin bulundukları noktanın ve durumlarının net olarak bize bildirilememesi kafamızda bir takım soru işaretleri oluşturmuştu. İt oturumu civarında tırmanışta olduğunu bildiğimiz öğrencilerimizden Cihan ÇELİK, Rıdvan GÜLTEKİN, Dilem Hilal BUHARALI ve Abdurrahim ÇALIŞKANOĞLU’nun olay yerine bizim yönlendirmemiz doğrultusunda çabuk ulaşabileceğini düşündük Cihan ile yaptığımız kısa bir konuşma neticesinde Peck Kulvarı girişine çok yakın olduklarını öğrendik.

Cihan ve Rıdvan’ı kaza noktasına yönlendirdik. Mustafa ÖZPOYRAZ’ın bizi saat 14:45 de Niğde eski otogardan almasıyla yola koyulduk Geçen 1 saatin ardından Demirkazık Mümtaz Çankaya dağ evine ulaştık. Burada vakit kaybetmeden son hazırlıklarımızı yapıp jandarma arabasıyla 16:15’te Kayacık pınarı mevkiine ulaştık. Yürüyüşe başladıktan beş dakika sonra koordinasyon merkezi sandığımız bir gruba rastladık. Grupta bulunanların Akut ekibinden olduklarını ve tırmanış için bölgede bulunduklarını öğrendik. Olay yerine hareket etmek istediğimizi söyleyince; Kazazedelerin 7 saatlik bir yürüyüş mesafesinde bulunduğunu ve Helikopter için Silahlı Kuvvetlere haber verildiğini, Helikopterin 2 saat içinde alana geleceğini söylediler. Hava kararmadan ve helikopter olmadan oraya ulaşmanın imkansız olduğunu belirttiler. Biz helikopterin yukarıdan kurtarma yapamama ihtimalini ve yaralının durumunun ağır olabileceğini göz önünde bulundurarak tekrar harekete geçmek istedik. Ancak ekipler ısrarla helikopteri beklememizi ve yedi saatlik yürüyüş mesafesini helikopterden önce alamayacağımızı kaza yerine yakın olan Akut Ekibinden Arif Öztürk’ün telsiz anonslarına dayanarak söylediler. Ayrıca yaralıların durumunun iyi olduğunu ve yanlarında bir ekibin bulunduğunu, yukarıda kalabalık istemediklerini söylediler. O sırada yukarıda tırmanışlarını kesip kaza yerine ulaşmak için hareket eden Cihan ve Rıdvan kazazedelere çok yakın olduklarını, inleme sesleri duyduklarını, sesle iletişim kurabildiklerini ve kazazedelerin yanlarında hiç kimsenin olmadığını bildirdiler. Bu bilgi üzerine daha fazla beklemeyip Orada bulunan kişilerden birinden ekstra bir mat aldık. Saat 16:40 civarında harekete geçtik. Yirmi dakikalık yürüyüşün ardından Akut’un yukarıdaki ekibinin yanına ulaştık. Artık Cihanı gözle görebiliyor ve sesle iletişim kurabiliyorduk. Cihan inleme sesine doğru ilerlerken Rıdvan da Akut’un üst ekibinin yanına inmişti. Cihan kazazedelerin konumlarını belirlemişti. Akut ekibine yaklaşık 20 dakikalık yürüyüş mesafesindeydi ve yaralının 50 metre yukarıda olduğunu kesinleştirip bize bildirdi. Bu bilgi üzerine hemen hareket etmek istedik ancak Arif ÖZTÜRK ısrarla kaza yerinin 7 saatlik yürüyüş mesafesinde olduğunu, Helikopteri beklememizi, Helikopterin onları alıp yaralının yanına bırakacağını ve çelik halat ile yaralı tahliyesinin havadan gerçekleşeceğini dile getirdi. Biz zaman kaybının yarlının durumunu kötüye götürebileceğini ve çok dar görünen kulvarda helikopterle yukarıdan kurtarmanın ihtimal dahilinde olmayacağını dile getirerek yukarı çıkacağımızı söyledik. Tüm engellemeler ve tartışmalara rağmen beklemeyip yukarı çıktık. Yaralının yanına ulaşmamız sadece 20 dakikamızı almıştı. Saat 17.30 u gösterirken yaralının (Muhammed İlyas ÖZER ) durumunu gözden geçirdik. Yaralının bilinci yerindeydi. Solunum ve kalp atışı normal değerlerdeydi. Vücudunda açık yara ve kanama bulunmuyordu. Yüzünde gözlüğün kırılarak açtığı ufak çapta kesikler vardı. Burun kemiğindeki deformasyon burun kemiği kırığı belirtisi olabilirdi ancak kanama durmuştu. Belinde ve Kalçasında ağrı olduğunu söyledi. Omurgasında kırık olabileceğini düşünerek hareket ettirmedik. O an için İç kanama belirtisi de görünmüyordu. Ancak geçen süre zarfında ağrıları artmış, ruhsal olarak yıpranmış, kendine güven duygusunu kaybetmişti. Psikolojik destek verdik ve üşüyen yaralının şoka girmesini engellemek üzere üstüne uyku tulumu örttük. Az miktarda ılık sıvı verdik. Aynı zamanda Muhammed İlyas’ın partneri olan Mehmet Atakan KONAN yaklaşık 200 mt. Yukarıda mahsur kalmıştı. Kendi aramızda yaptığımız kısa konuşmanın ardından helikopter ile yukarıdan kurtarmanın hiçbir şekilde mümkün olamayacağını anladık. Helikopter ancak yaralı aşağıya indirilip güvenli bölgeye ulaştırıldıktan sonra onu alabilirdi. Hatta helikopter beklenmeseydi ve olay yerinin altına bizden önce ulaşan ekip hemen harekete geçseydi belki de saatler önce karadan tahliye gerçekleştirilebilirdi. Bu durumu çok irdelemeyip tahliye için hemen görev paylaşımında bulunduk. Ben Mustafa AKSOY mat ve yarım ip ile sedye yapacak, Övgün YILDIRIM hava kararmadan 200 metre yukarıda bulunan ve aşağıya inemeyen Atakan’ın yanına ulaşıp aşağıya indirecek, Mustafa ÖZPOYRAZ da iniş istasyonunu hazırlayacaktı. Övgün Cihan ile birlikte yukarıya hareket etti ve Mustafa ÖZPOYRAZ telefon ederek aşağıdakilerden sedye talebinde bulundu. Sporcumuz Rıdvan ve UMKE’den Aynı zamanda TDF Sporcusu Ali HALVZAN sedye ile yanımıza ulaştılar. Yaklaşık beş dakika sonra UMKE, Akut Niğde Temsilcisi Nedim URCAN da teknik donanım ve birkaç personel ile beraber yanımıza geldi. UMKE ile birlikte yaralıyı sedyeye aldık. Telsiz trafiği hiç durmuyordu. Mustafa ÖZPOYRAZ helikopterin bölgeye sokulmamasını, Aksi taktirde dar bir bacanın içinde ses faktörü sonucu taş düşmesinin yeni kazalar oluşturacağını söylüyor ve telefonla bilgi veriyordu. Nedim URCAN da aynı söylemi telsiz ile bildiriyordu ve helikopterin dağ evine yönlendirilmesini istiyorlardı. Yaralı önce aşağı indirilecek ve tahliye ondan sonra gerçekleşecekti. Bu arada Nedim URCAN kazazedenin indirilmesi için ana emniyet noktasını oluşturdu. İniş ipinin ucuna sedye ve sedyeye refakat edecek olan ben Mustafa AKSOY ve Mustafa ÖZPOYRAZ bağlandık. Nedim karşılıklı komutlarla kontrollü bir şekilde ip vererek bizi aşağıya indirmeye başladı. İkimiz 30 metre kadar dik bir iniş gerçekleştirdik Bu arada Övgün de Atakan’ın yanına ulaşmıştı. Atakan’ın psikolojisi bozulmuştu ve olayın şokunu atlamamıştı. 100 m. kadar serbest iniş yapmışlardı. Daha sonra karşılaşılan düz ve dik yüzeyde ip inişi gerekiyordu anca Atakan tek başın ip inişi yapacak durumda değildi. Övgün önce kendisi inmiş ve yukarıda Cihan’ın Atakan’ı ipin ucuna bağlamasının ardından Atakan üstten emniyetli bir şekilde zemine kadar indirilmişti. Cihanın da yere ulaşmasının ardından sedyenin yanına yardıma geldiler. UMKE’nin ve İstanbul Akuttan bir personelin de yardımıyla sedyeyi 50 metre ip inişi sonrası bir süre elde taşıyarak aşağıya kadar ulaştırdık. UMKE tıbbi yardım için damar yolu açtı ve izotonik serum verdi. Helikoptere gelmesi için haber verildi. Yaklaşık 15 dakika sonra helikopter geldi. Tahliye için yere 1metre mesafede havada bekleyen helikoptere yaralı tahliyesi gerçekleştirildi. Yakıt ikmali yapılmasının aciliyeti söz konusu olduğundan helikopter kazazedeyi (İlyas) ve UMKE üyesi doktor ve sağlık personeli ile Kazazedenin partnerini (Atakan) Kayseri ili Tıp Fakültesi hastanesine nakletti. Saat 11.30 da operasyon sona erdi.


Operasyon süresince katkı ve yardımını esirgemeyen Jandarma Genel Komutanlığına, Niğde İl jandarma Komutanlığına, Çamardı İlçe Jandarma Komutanlına, Niğde UMKE üyelerine, Akut Niğde Temsilcisi Nedim URCAN’ a ve arkadaşlarına, sporcumuz Cihan ÇELİK ve Rıdvan GÜLTEKİN’e Teşekkür ediyoruz. Kaza sonucu yaralanan Sporcumuz Muhammed İlyas ÖZER’ e acil şifalar diliyoruz.


TDF EĞİTMENLERİ

Mustafa AKSOY Övgün
Çarşamba, 27 Ekim 2010 22:08

'kara dut' un mitolojik hikayesi

Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı.Kızın adı Tispe delikanlınınkı ise Piremus idi.Bunlar yanyana evlerde otururlardı.Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk