Ağrı Zirve Denemesi

Hazırlayan: Hülya Erşah

Katılımcılar: Hülya Erşah(Pandül), Volkan Çakır( İtüdak), Tayfun Arıkan

Etkinlik Yeri: Doğubayazıt-Ağrı

Bu faaliyet için kendimize 8 gün ayırdık 26 aralık gidiş -2 ocak dönüş.

26 Aralık öğlen bizi havaalanına götürecek arabaya çantaları yükleyip İstanbul trafiğinde telaş içinde uçağa yetiştik derken, Ağrı uçağı kar yağışı yüzünden iptal. Biletlerimiz yarınki Kars uçağıyla değiştirip maalesef evlerimize geri döndük. Son 2 haftam bu zorlu faaliyet için gerekli olan malzemeleri eksiksiz hazırlamaya çalışmakla geçtiğinden bu akşam dinlenmek için bir fırsat oldu. Her şeyim hazır, kontrollerimi tekrar tekrar yaptım ve hiç eksiğim yok sakinim dinleniyorum. 

Fakat bu aksilik tırmanış planımızı oldukça etkiledi. 1 gün gecikmeli olarak yola çıktık. Uçak havalanıp ta bulutların üzerine çıktığında güneş harika, nefis manzara, uçağın küçücük penceresinden 3 kişi üzerinden geçtiğimiz zirveleri tanımaya çalışıyoruz. Tayfun’un coğrafya bilgisi çok iyi bize rehberlik ediyor, işte Erciyes, Tendürek, Palandöken ve en büyük arzumuz Ağrıyı görmek, arıyoruz ama bulutlar çok yoğun göstermiyor kendini. 1 saat 40 dakikada Kars’a ulaştık. Havaalanında bekleyen servisle Doğubayazıt’a ulaşmak çok rahat, yol 189 km. 3,5 saat sürdü. 


Bölgeye yılın ilk karı düşmüş 2 gündür yağan kar  20 cm’i bulmuş ve kesilmiş artık yağış yok. Karnımızı doyurduktan sonra internet cafede hava durumunu son kez kontrol ettik. Otelimize yerleşip (Nuh Otel tel:472 3126910) Sabah bizi dağa götürecek minibüsü ayarladık. Murat Kamping’ den Cuma bizim ulaşımımızı sağlayacak. (Cuma tel:0544 6388211) Çanta hazırlığımızı yaptık. Bütün malzemeler çıkarıldı, ortak malzemeler eşit olarak üçe bölündü, herkes payına düşeni ve şahsi malzemelerini çantalarına yerleştirdi. Çantaların olabildiğince hafif olmasına çalışıyoruz, gereksiz hiçbir eşya alınmıyor. 


Malzeme
5 mevsim çadır, en az -30 değerinde uyku tulumu, benzin ocağı, herkeste 1 er lt yakıt, hafif bir bütan propan ocağı ve kartuşu yedek olarak alınmalı. Tencere seti, termos, mineralli içecek tozu (izostar+dehidratasyon tozu), Giyim; Botlar kesinlikle tam sert ve mümkünse mesli tercih edilmeli, alt-üst termal içlik, alt-üst micropolar, 1 kalın polar, 1 winstopper polar, alt-üst goretex dış katman, 4 çift çorap, polar eldiven, su geçirmez dış kat eldiven, fırtına gözlüğü, içlik balaklava ve winstopper palaklava, tozluk,  Teknik malzeme: alın feneri ve yedek piller, baton, hedik, kazma, krampon, kask. Ekipteki herkesin, 2 kilitli karabin, 1 perlon bant, emniyet kolonu, atc veya 8li, uzun ve kısa yardımcı ipleri mevcuttu ayrıca ünlü yan geçiş için teknik kazma çekiç kafa, 4 buz burgusu, buz burguları için kısaltma perlonları,2 kar kazığı,1 tam dry ip, 4 kilitli karabin mevcuttu.1 tek kişilik bivak, ip, ilk yardım çantası, 1 çift telsiz ile tüm rotanın yüklü olduğu GPS cihazımız yanımızdaydı.

Ayrıca yüksek faktörlü güneş kremi ve her öğün için planlanmış yiyecekler.

28-Aralık-Perşembe

Sabah 7:30 kalkış, kahvaltı. Cuma’yı bekleyiş. Bizi gören herkes bu soğukta olacak iş değil diyor, vazgeçirmeye çalışıyor, yazın gelmemizi tavsiye ediyor. Dikkatli olun derken endişeli oldukları yüzlerinden okunuyor. Hele Cuma binlerce defa tembih ediyor, her akşam saat 16:00-17:00 arası telefon açmak için söz veriyoruz, hepimizin numaralarını kaydetti. Ve sağ olsun her gün bizim aramamıza fırsat kalmadan hepimizi defalarca arayıp durumumuzu kontrol etti.

Yola çıktık, önce jandarma, buradaki prosedürler değiştiği için izin ve kayıt işlemleri bizi çok oyaladı fazla zaman kaybettik.

 


İzin Prosedürü
Geçen ağustos ayında ki TDF tırmanışındaki bombalı saldırıdan sonra prosedür biraz sıkılaşmış. En az yarım gününüzü alıyor ne yazık ki. Öncelikle faaliyetten en az iki hafta önce faaliyete gideceklerin nüfus cüzdanı fotokopilerini, T.C kimlik no ve ikametgâh adreslerini dilekçe ile beraber ağrı valiliğine fakslıyorsunuz. Bir hafta içinde size resmi izin yazısı fakslanıyor. Bu yazıyla ve kimliklerinizle ilk önce merkez jandarmaya gidip(Doğubayazıt’ın merkezinde kime sorsanız gösterir) tebliğ tebellüğü yazdırıyorsunuz. Daha sonra bu yazıyla, kimlik fotokopileri ve A4 kâğıda kendi el yazınızla ikametgâhınız, telefonunuz ve kan gurubunuzu yazıp (bunları önceden hazırlarsanız orada zaman kaybetmezsiniz) tüm bu belgeleri şehir dışında ki jandarmaya teslim ediyorsunuz. Bu jandarma Eli köyü yolunun üzerinde olduğundan geçerken bırakıp dağa doğru yolunuza devam edebilirsiniz. Başka zaman gidildiğinde farklı olabilir.
Dağ yoluna girdikten sonra minibüs fazla ilerleyemiyor, yol kapalı, Eli Köyüne varmadan 1700m de araçtan inip yürümeye başladık Saat 13:15. Toz karda yürümek çok zor, hediklerimizi takıp 3,5 saatlik yürüyüşle eli köyünün biraz üstüne 2200m.de hava kararırken ilk kampımızı attık. Bu mevsimde Ağrıda Güneş saat 16:00 da batıyor, en geç 16:30 a kadar çadırı kurmuş olmamız gerek. Çadıra girip hemen ocak yakıldı su eritme işlemi başladı, yemek yiyip tulumlara girdik. 3 kişi benim çadırın içinde hareket etmek çok zor, sıkışık uyumakta biraz zorlandık. 

29-Aralık- Cuma

Sabah çok güzel pırıl pırıl bir güneşle uyandık, Çadırın iç duvarları karla kaplanmış, gece oldukça soğuktu. 1’er litre sularımızı hazırlayıp kahvaltı ettikten sonra çadırı da kurutup saat 10:00 da yola çıktık. 5 saat hedikli yürüyüşle 3000m. ye vardık. Yolun bitip sırt hattının başladığı yerde 2. kampımızı kurduk. Yemeğin ardından çaylarımızı da içip yatıyoruz bu gece daha sıcak. 

30-Aralık-Cumartesi

Sabah güneşle birlikte uyandık. Kuzey-batı rüzgarı oldukça fazla. Hava açık fakat 3500m nin üzerinde ciddi fırtına var. Sırayla dışarı çıkıp yukarı bakıyoruz, rüzgar diner mi diye bekliyoruz ama hiç niyeti yok bekleme kararı aldık. Çadırın etrafına kar duvarı ördük.  Elimizdeki pursikle düğüm çalışarak ve muhabbet ederek 1 günü geçirdik. 

31-Aralık-Pazar

Gece rüzgar dindi, sabah hava gayet güzel. Hızlıca toparlandık ve saat 10:00 da 4200 e doğru tırmanışa başladık. Oldukça dik bir tırmanış gittikçe zorlaşıyor. Sırtımızda kamp yükü, oksijen giderek azalıyor. Nefes aldıkça ciğerlerimin oksijene doymadığını hissediyorum. Dinlene dinlene çıkıyorum ama nefesim koşuyormuşum gibi sık. 3500m. den sonra Tayfunun midesi bulanmaya, koordinasyonu bozulmaya başladı. Oysa ki daha 1 saat önce benim yavaşladığımı farkedince bendeki tenteyi almıştı taşımak için. çok kuvvetliydi ama irtifa pek kuvvet dinlemiyo anladığım kadarıyla.3-5 adımda bir o oturuyor ben duruyorum. Volkana soruyoruz sık sık kaç metredeyiz. Ne kadar yükseldiğimizi duymak moral veriyor.

Arada bir arkama bakıyorum korkuyla karışık sevinç kaplıyor içimi. Allahım burası çok yüksek. Tek isteğim güneş batmadan önce kampa ulaşmak. Ve saat tam 16:00da çıktım 4200m ye. Güneş karşıdaki dağların arkasında batmak üzere, burada olduğumuz 3 günde bu sahneyi izledim ama bu yükseklikte başka bir güzel manzara. Çantamı kenara fırlatıp bir taşın üzerinde seyre daldım. 2 dakikada bitti zaten ama ben daha kendime gelememişim ki yan tarafta çadırı kurmakla uğraşan arkadaşlarımın seslenişiyle kendime geldim. “Hülyaa bu polleri hangi deliklere takacaktık”.  Bi gayret yanlarına gidip, çadıra yardım ettim attık kendimizi içine, epey yorgunum, acıktım ve çok üşüyorum, Tayfun’un midesi bulanıyor, Volkan iyi durumda. Bu gece yılbaşı, sıcak sıcak tarhana çorbasıyla karnımızı doyurduktan sonra elma kurusu ve fıstıkla yeni yılın gelişini kutladık J Bu gece zirve yoluna çıkmak için Tayfun ve ben kendimize iyi hissetmiyoruz 1 gün burada dinlenmemiz gerek, bunada vaktimiz kalmadığı için yarın sabah iniş kararı verip yattık. 

1 ocak Pazartesi

Çok soğuk bir geceydi -42 derece. Sabah güneş doğduğunda çadırın iç duvarındaki karlar eriyebildi. Toparlanıp, zirveye bir dahaki sefere diyip veda ederek saat 10:00 da inişe başladık. Hızlı bir inişle saat 17 gibi Cuma’nın minibüsüyle düzlükte buluştuk. Jandarmaya döndüğümüzü bildirip kimliklerimizi geri aldık. Önce otele ve sıcak suya kavuşmanın mutluluğunu yaşadım, sonrada kebapçıda midelerimize bayram ettirdik. sıcak duş, yemek ve uyku ne büyük mutluluklar. 

Okunma 11125 defa
Yorum eklemek için giriş yapın