DUMANLI DAĞI (1098m) SARIKAYA TIRMANIŞI (kuzey yüzü)

Tarık Çelikörs
KEMAL DUMANLAR

                   Başlığı okuyan herkesin orası da neresi dediğini duyar gibiyim. Anlatacağım hikâye öyle çok meşhur ve herkesin bildiği yerlerde geçmiyor, rotanın zorluk derecesi de fazla yüksek değil. Onun özelliği zirvesine bugüne kadar insan ayağı değmemesinden geliyor.

                   İzmir’in Menemen İlçesi’ndeki Dumanlı Dağı’nda (1098 m.) bulunan ve sadece o civardaki köylü halkın bildiği, adına da Sarıkaya dedikleri ve üzerine çıkılmasının imkânsız olduğuna inandıkları, yüksekliği 150 m.’yi bulan, oldukça heybetli bir kaya kütlesinde geçiyor hikâyem.

                   Tarık Çelikörs ile birlikte Hatundere Köyü’nden ayrıldıktan 1,5 saat sonra kayanın altına ulaştık. Malzemeleri çıkarıp hazırlanmaya başladığımız sırada iki çoban geldi, buraya tırmanacağımızı öğrendiklerinde biraz şaşırdılar ve bizi vazgeçirmeye çalıştılar. Ancak öyle bir niyetimiz olmadığını anlayınca biraz ileride ateş yakıp tırmanışımızı izlemeye karar verdiler. Onlar ateşin başında ısınırken biz de tırmanışımıza başladık. Tarık’ın kaya tırmanışında ilk deneyimi olduğu için liderlik görevi bana düşüyordu. İpe girip ilk ip boyunu tırmanmaya başladım.
 


                   III /III+ derecelik etaplarla yükselen rota fazla zorluk içermezken, aşırı derecede çürüklük söz konusuydu. Elimi attığım her kaya yerinden çıkıyordu, tutamak ve basamakları tek tek kontrol ederek tırmanmak zorunda kalıyordum. Rota çok çürük olmasına rağmen malzeme yerleştirme açısından bol seçenek sunuyordu. Ben de bunu değerlendirerek sık aralıklarla malzeme yerleştirebiliyordum. Bir ip boyu bu şekilde tırmandıktan sonra artık bu büyük kaya kütlesinin üzerindeydim. Ancak iş bununla bitmiyordu. Zirveye doğru bıçak sırtını andıran inişli çıkışlı ve hafif eğimle yükselen bir yol bizi bekliyordu. Bulunduğum yere bir istasyon kurup arkadaşımın emniyetini aldım, kısa bir süre sonra o da yanıma ulaştı. Önümüzde son olarak tırmanılması gereken 5 m.’lik bir etap duruyordu. Burası rotanın kilidi olma özelliğini hak edecek bir yerdi. IV derece zorluğa sahip iki, üç hamle ile biten bir yer olmasına karşın zor tarafı, aşırı çürüklük ve kendini şiddetli bir şekilde hissettirmeye başlayan boşluk duygusuydu. Bu etabı da tırmandıktan sonra  artık zirveye doğru hafif bir eğimle yürüyüş kalıyordu. Ancak biraz ileride tam yolumun üzerinde çıkmış bir ağaç beni biraz uğraştırdı. Ağacın gövdesine bir perlon geçirip ara emniyetimi aldım ve güçlükle de olsa kendimi öbür tarafına atabildim. Ardından rahat bir yürüyüşle zirveye vardım. 


                   Yıllar önce dağcılığa yeni başladığım zamanlarda bu dağa her tırmanışımda bu etkileyici kaya kütlesini görürdüm ancak bir gün zirvesine çıkabileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi, ama  şimdi işte tam oradaydım. Diğer bir güzel yanı da, buraya ilk ayak basan kişi olmaktı sanırım. Şimdi sıra arkadaşımın yanıma gelmesindeydi. Onun artçı olarak buraya gelmesi beni tedirgin etmişti, fazla ara malzeme yerleştiremediğimden ötürü, olası bir düşüşte ciddi şekilde savrulma riski vardı. Böylesi bir düşüşün sonucu cok ağır olabilirdi. En mantıklısı sabit hat kurmaktı. Vakit kaybetmeden zirveye bir istasyon kurdum. İpin boşunu alıp ucunu buraya bağladığımda yaklaşık 10 m.’lik bir ip arttı. Yani, diğer istasyonla aramızdaki mesafe 40 m.’ye yakındı. Tarık da elindeki ucu diğer istasyona bağladığında sabit hattımız hazırdı. Şimdi sıra onun yanına dönüp zirveye ulaşmasını sağlamaktaydı. Pursik ipimi bağladıktan sonra inişe gectim.

                   Zirveye doğru giderken sağından gectiğim ağacın şimdi solundan geçmem gerekiyordu ve bunun biraz daha zor olduğunu farkettim. Topu topu genişliği bir metre olan yolumun tam ortasında çıkan bu ağaç, dallarıyla zaten kısıtlı olan hareket alanımı daha da kısıtlamak istercesine karşımda dikiliyordu. En azından dengemi sağlayabilmek amacıyla, bir dalına tutunarak kendimi geriye (boşluğa) doğru atıp ağacın diğer tarafına adım atmak istediğim bir sırada, dalın kırılmasıyla tüm dengem altüst oldu ve elimdeki dalla birlikte aşağı doğru düşmeye başladım. Kaya inanılmaz bir hızla gözlerimin önünden akıyordu. İstasyonların ikisinin de böylesi bir şoku taşıyacaklarından emindim. Pursik ipim de vardı, buna ek olarak bir de arabant takmıştım ipe  --bu düşüşün önünde sonunda sonlanacağını biliyordum, ama hâlâ sürüyordu. Acaba biryerlerde yanlışlık mı yapmıştım? 
   Bana üç saat gibi gelen, ama aslında üç saniye bile sürmeyen bu süre içinde aklımdan bunlar geçerken, sonunda ipin boşluğunun bitmesi ve benim pursik ipimin devreye girmesiyle yaklaşık on metrelik bir düşüşün ardından durdum. Dal hâlâ elimde duruyordu, aşağıya baktığımda ayaklarımın altında yaklasık 80 m.’lik bir boşluk görünüyordu. Hâlâ elimde duran ve sıkı sıkıya tuttuğum dalı attım ve hemen yukarıya doğru tırmanmaya başladım, tekrar sırta ulaştığımda her tarafım titriyordu.

Vakit kaybetmeden istasyon yerinde bekleyen arkadaşımın yanına döndüm. İpin aniden gerilmesinden o da  bir terslik olduğunu anlamış ama düşmüş olabileceğimi aklına getirmemiş.

 


                    Tarık, önümüzde dikilen kilit etabın zorluğundan ve boşluk hissine fazla alışamadığından  olsa gerek, bundan sonrasını tırmanmak istemediğini söyledi. Onun kaya tırmanışındaki ilk deneyimi olduğunu düşünürsek, buraya kadar gelmesi bile büyük bir başarı sayılırdı ve ondan daha fazlasını istemeye hakkım yoktu. Bunun üzerine tekrar sabit hatta girerek ve ağacın yanından çok dikkatli gecerek zirveye ulaştım. Taşlardan bir baba oluşturup altına zirve defterini de koyduktan sonra istasyonu söküp arkadaşımın yanına döndüm. Biraz altımızda oldukca sağlam görünen bir ağaçtan faydalanarak ip inişimizi de yaptıktan sonra tırmanışımızı başarıyla tamamlamış olduk.


DUMANLI DAĞI (1098m.) Rotanın Tarifi


Eğer İzmir ve çevresinde oturuyorsanız, fazla uzaklara gitmeden dağ atmosferini yaşamak aynı zamanda da birkaç ip boyu süren rotalarda kaya tırmanışı yapmak istiyorsanız, Dumanlı dağını mutluka ziyaret etmelisiniz
Dumanlı Dağı İzmir’in 40 km kuzeyinde yeralır. 1098 metre yüksekliğ ile etrafındaki dağların en yükseğidir ve oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır. Her nekadar ünlü dağlarımızdan birisi olmasa da, burada çok çeşitli ve zevkli faaliyetler yapmak mümkündür. İsterseniz kampınızı kurup civardaki doğal güzellikleri (dereleri, şelaleleri) gezersiniz, isterseniz fazla yüksek olmayan kayalıklarda top-rope sitili tırmanışlar, yada daha yüksek kayalıklarda birkaç ip boyu süren uzun tırmanışlar yapabilir, isterseniz dağın zirvesine çıkıp kuşbakışı bir göz gezdirirsiniz etrafınıza. 
Benim hikayemin gectiği yer olan Sarıkaya kuzey yüzü kuşkusus bu dağdaki görülmesi gereken en ilginç ve etkileyici yerlerden biridir.
 

Rota tarifi(Sarıkaya kuzey yüzü):


 Tırmanış için, İzmir’in menemen ilçesindeki Dumanlı dağı’nın eteklerine kurulmuş olan Hatundere köyü araçla ulaşabileceğiniz son noktadır.
 Köye doğru yaklaşırken yol dan Dumanlı dağı’na doğru kuzey yönüne baktığınızda, çevresiyle tezat oluşturan kırmızı renkli bu kaya kütlesini görürsünüz..
 Köyden başlayan bir patikayla iki saat’te kayanın yanına varılır. Bu patika birçok kola ayrıldığından yolunuzu karıştırmanız muhtemeldir. Ancak yolda dağın eteklerindeki tarlalarına giden birçok köylüyle karşılaşırsınız ve hangisine sorsanız size yolu gösterecektir. Zaten biraz yükseldikten sonra, başka bir değişle yürüyüşe başladıktan bir saat kadar sonra Sarıkaya görüş alanınıza girecektir. Patika sizi kaya’nın güney yüzüne getirir. Bu nokatadan sonra kayanın sol tarafından, arkasına (kuzeyine) dolanmanız gerekiyor.

 Kuzey yönüne geçtiğimizde rotanın tamamı görüş alanınıza girer. Rota yukarıdaki resimde çizili olan hattı takip eder. Aşağıdan bakıldığında en yüksek gibi görünen tepeyi hedef alarak tırmanmaya başlayın. 
 Rotanın altından sırt’a kadar bir ip boyu sürüyor zorluk derecesi III / IV derece ancak aşırı derecede çürük. Bu bir ip boyunun sonunda kayanın üst kısmına ulaşırsınız. Bu nokta da zirveye doğru giden, bıçak sırtını andıran yol görüş alanınıza girer. Ancak önce tam önünüzde dikilen son 5 metrelik etabı tırmanmanız gerekiyor. Burası rotanın kilit kısmıdır. Karşıdan bakıldığında çok çürükmüş gibi görünür ancak görüldüğü kadar çürük değildir. Bu kısmı da tırmandıktan sonra artık zirveye doğru yürüyüş kalıyor. Ancak bu kısımda çok dikkatli olmalısınız özellikle 10 m. aralıklarla yolunuzun tam ortasında çıkmış olan iki ağaç’ın yanından geçerken. Ağaçları’da atlattıktan sonra artık zirvedesiniz.
 Tavsiyem zireye bir istasyon daha kurup, bir sabit hat oluşturmanızdır. Bu sayede artçı bu hattan rahatlıkla zirveye ulaşır ve geri döner.
 İniş: kilit etabın üst kısmına geldiğinizde buradaki ağaçtan yararlanarak bu 5 metrelik kısmı ip ile inebilirsiniz. Bu inişi yaptıktan sonra, sırta ilk ulaştığınız noktaya yürüyün ve asıl iniş için 10 metre kadar altınızdaki ağaç’ı kullanın. Bu ağaçtan direk aşağı doğru 25 metrelik iniş sizi rotanın altına kadar ulaştırmasa da yerden 10 metre kadar yükseklikteki bir sete indirir. Burada ipi topladıktan sonra rahatça yürüyerek inebilirsiniz
Hepinize iyi tırmanışlar diliyorum!


                                                                                           KEMAL DUMANLAR
                                                                                           Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir." style="background-image: none; background-attachment: initial; background-origin: initial; background-clip: initial; background-color: initial; color: rgb(0, 0, 0); text-decoration: underline; ">Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Okunma 85320 defa
Yorum eklemek için giriş yapın