Cuma, 11 Kasım 2011 23:06

İkinci El Malzeme Alırken Dikkat

Yazan
Öğeyi Oyla
(0 oy)

Şubat 2001-Eskişehir Bu yazı G.W. Meadows‘un “Buying a used hang glider” isimli makalesinden alıntılar içermektedir.

Uzunca bir süredir havacılık sporuyla uğraşan biri olarak yaşadığım sıkıntıların başında malzeme temini gelmekte. Ülkemizde bu sporu yapan tüm arkadaşlarımın da aynı sıkıntıları yaşadığını biliyorum. Bunun yanında yeni malzeme almaya bütçemiz elvermediğinde ikinci el malzemelere yönelmek zorunda kalıyoruz. İşte sorun burada başlıyor. Tehlike seviyesi yüksek sınıfta yer alan spor dallarından bir olan deltakanat sporu için almayı düşündüğümüz malzeme yeterli sağlamlık ve kalitede mi? Gerçekten bizim amacımıza ve seviyemize uygun mu? 

İkinci el malzeme alırken dikkat edilmesi gereken konuları, bu konuda okuduklarıma, bilgime ve yaşadıklarıma dayanarak sizlere aktarmaya ve ikinci el malzeme alırken doğru karar vermenize yardımcı olmaya çalışacağım. Konumuz her ne kadar ikinci el malzeme ile ilgili olsa da yeni malzeme alırken veya seçerken sizlere yardımcı olabilecek genel bilgiler de içermektedir. 
Öncelikle kullandığımız malzemeleri hayati tehlike seviyelerine göre sınıflandıralım. Birinci sırada kanat, harnes ve karabina gelmekte. İkinci sırada yedek paraşüt, kask ve kanca bıçak. Üçüncü sırada ise ilkyardım çantası, kullandığımız cihazlar, ayakkabımız, giysilerimiz, gözlük ve diğerler aksesuarlar gelmekte. Bu yazıda tehlike seviyesi yüksek malzemeleri konu edeceğim. Bunun sebebi özellikle hayati tehlike seviyesi yüksek malzemeleri seçerken çok daha titiz davranmanızı gerektirmesi. Yapacağınız en son şey ucuz malzemeler istemektir. İlk tavsiyem, kendi kendinize sorun: “Ben gerçekten pahalı bir sporun getireceği mali yükü kaldırabilir miyim?” Dürüstçe vereceğiniz cevaba göre yolunuza devam edin veya vazgeçin. Devam etmeye karar verdiniz, o zaman seviyenize en uygun malzemeyi öğretmeninizin seçeceğine inanın. Kendi malzemenizi kendiniz seçebilecek seviyeye gelinceye kadar, ki bunu hissedersiniz, bilgisine, tecrübesine güvendiğiniz ve sizin seviyenizi iyi bilen kişilere mutlaka danışın. Benim tavsiyem, seviyenize ve ağırlığınıza uygun yeni malzemeler almanız. Bu eskisi kadar da zor değil. Malzeme üreticilerinin hemen hepsinin artık Türkiye’de temsilcisi var. 

Deltakanat alırken.... 
Yeni kanat almaya gerçekten gücünüz yetmiyorsa, o zaman ikinci el kanat almadan önce neleri göz önünde bulunduracağınızı ve nasıl kontrol edeceğinizi anlatmaya başlayalım. Bunu yaparken sizi ve sizin seviyenizi bilemediğim için sadece kanadın yapısıyla ilgili konuları anlatmaya çalışacağım. Seçeceğiniz kanatla ilgili sizin belirleyeceğiniz özellikleri (ağırlığınız, yelken rengi, v.s.) ve seviyenizle ilgili değerlendirmeleri size bırakıyorum. 
1979 yılından önce yapılmış kanatları ALMAYIN ! (Koleksiyon için aramıyorsanız.) Bu tarihten önce yapılan kanatların büyük bir kısmı bu konuya meraklı kişilerin kendi imkanları dahilinde yaptıkları ev yapımı veya genel kabul görmüş standartlara ve kurallara uygunluğu garanti edilemeyen ürünlerdir ve böyle bir kanadı almak bir kenara, size bu kanadı deneme imkanı sunsalar bile, kesinlikle uçmayı denemeyin. 
Hangisinin iyi, hangisinin kötü olduğuna karar vermek gerçekten zor. Size kanadını satmak isteyen kişi kanadını “Bu kanat kendi zamanının en hızlı, en performanslı kanadıydı.” diye anlatmaya başladıysa bilin ki o kanatla uçmak gerçekten zordu ve sizin için de o kanatla uçmak zor olacaktır. Bu tür kanatlar fiyatları çok cazip gözükenler arasındadır (300-500 USD). Bunlardan sakının. Bunun yanında, imal yılı eski olmasına rağmen döneminde iyi bir başlangıç kanadı sayılan modeller bu gün için bile iyi bir başlangıç kanadıdır. Bu durumda yapacağınız en iyi şey, saygın, güvenilir öğretmenlere bu eğitim kanadı hakkında ne düşündüğünü sormanız. Eğer iki öğretmen aynı düşüncede olup da, bu kanadın size uygun olmadığını söylerlerse, kesinlikle onların tavsiyesini dinleyin. Bütçe planlamanızı yaparken uygun bir başlangıç kanadı için en az 700 USD planlayın. Ancak 1.000 –1.500 USD daha gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Yine de, yeni bir kanat almanız için şartlarınızı zorlamanızı öneririm. 
Paslanmış parçalara sahip kanadı ALMAYIN ! Kanadın üzerinde paslanmış herhangi bir parça görürseniz bilin ki o kanat iyi korunmamış ve iyi kullanılmamıştır. Bu durumda o kanadı çok iyi şekilde gözden geçirmeniz gerekmektedir. Eğer kanat üzerindeki cıvatalarda, somunlarda veya diğer parçalarda pasa rastladıysanız mutlaka alüminyum boruların dışını ve içini de pas veya çürüme var mı diye kontrol etmenizi öneririm. Alüminyumun paslanması demir veya çeliğin paslanmasından çok farklı görünür. Alüminyumun pası beyaz bir toz görünümündedir ve alüminyumun yüzeyine yapışmış halde bulunur. Paslı alüminyum yüzeyde, paslanma eski ise bu pas tabakasının altında çürüme başlamıştır ve yüzey bir miktar aşınmış, karıncalanmıştır. Tırnağınızla pas olduğunu sandığınız yüzeyi kazıyarak, bunun gerçekten pas olup olmadığını eğer pas ise çürümenin ne kadar derine işlediğini görebilirsiniz.

 

Kanatta alüminyum üzerindeki paslanmalar çoğunlukla boruların içlerinde, boruların ek ve bağlantı yerlerinde ve yelken bezinin altında kalan kısımlarında oluşur. Çok yakından ve dikkatlice, tüm alüminyum boruları, özellikle bağlantı yerlerine, perçinlerin olduğu yerlere ve boruların uç kısımlarına bakarak paslanma olup olmadığını kontrol edin. Eğer ciddi bir miktar paslanma gözünüze çarptıysa bu kanattan vazgeçin. 
Kanadın iskeletini oluşturan malzemeler üzerinde herhangi bir çökme, ciddi bir darbe izi veya borularda eğilme gördüyseniz o kanadı ALMAYIN ! Ancak bulunabilecek, değiştirilebilecek veya profesyonelce onarılabilecek parçalar üzerinde bu tür bir hasar gördüyseniz o zaman durumu yeniden değerlendirebilirsiniz. Bu tür hasarlarda, örneğin hücum kenar borusunu veya hücum kenarıyla omurga arasına bağlı çapraz boruyu (Crossbar) onarmak için, hasarlı parçanın simetrisindeki sağlam eşini ölçü ve model olarak kullanılabilirsiniz. Hasarlı parçanın eşi de kanat üzerinden sökülecek, bulunacak orijinal ham malzemenden hasarlı parçanın yenisi yapılacak. Bu işlemler çok yoğun çalışma ve çok fazla zaman gerektirmesinin yanında cebinizden hesapladığınızdan da fazla miktarda para çıkmasına sebep olur. Bence böyle bir kanatla uğraşarak kaybedeceğiniz zaman ve para ile daha yeni model ve daha iyi durumda bir kanat bulabilirsiniz. 
Kanatlarda kullanılan alüminyum borular özel bir yüzey işleminden geçirilir. Bu işlemde alüminyumun yüzeyinde, asit banyolarında elektroliz işlemi uygulanarak, çok ince ve çok sert bir tabaka oluşturulur. Eloksal kaplama diye adlandırılan bu işlem sonunda, gerçekte yumuşak olan alüminyum malzemenin yüzeyi sürtünmelere karşı büyük bir dayanım kazanır. Eloksal yüzey camdan daha sert ve kırılgandır. Bu yüzeyi inceleyerek alüminyum boruların zorlanıp zorlanmadığı veya ne kadar hasarsız olduğu konusunda bilgi sahibi olabilirsiniz. Kanadın alüminyum malzemelerini güneş altında veya kuvvetli bir ışık altında yakından inceleyin. Yüzeyde birbirine çok yakın ve çok sayıda kılcal çizgiler görüyorsanız o bölgede olması gerekenin üzerinde bir zorlanma olmuş demektir. Kanadın hangi parçasını inceliyorsanız ve ne tür bir zorlanma olduğunu gördüyseniz bu hasara neyin sebep olabileceği yorumunu da yapabilirsiniz. Hatta bu yöntemle kanadın geçmişiyle ilgili bilgi sahibi bile olabilirsiniz. Kanadın iskeletini oluşturan tüm malzemeyi, bağlantı parçalarını, malzemelerin birleşim yerlerini, tellerin iskelete bağlandığı kısımları detaylı bir şekilde inceleyin. 
Telleri birbirine dolaşmış veya tellerinde rahatsız edici gözle görünür burulmalar, katlanmalar, kırılmalar var ise o kanadı ALMAYIN ve UÇMAYIN ! Pek çok kullanılmış kanadın tellerinin artık değişme zamanı gelmiştir. Kanadın imal yılı bir veya iki yıl bile olsa, yan alt tellerde oluşmuş ciddi katlanmalar (45 derece veya daha fazla), burulmalar tellerin değişme zamanının geldiğinin işaretidir. Katlanmış veya burulmuş telde gerilme ve gevşeme hareketleri ile çok kısa bir zamanda kırılmalar ve damarlarında kopmalar oluşacaktır. Tellerin uç kısımlarındaki sıkma bileziklerine (Nico) yakın yerlerde veya bileziklerin arasında oluşmuş katlanmaların ve burulmaların olmamasına özellikle dikkat edin. Tellerdeki hasarların büyük bir kısmı, genelde telin sıkma bileziklerinin içine girdiği yerlerde oluşur. Bu tür hasarların olup olmadığını anlayabilmek için sıkma bileziklerin tel girişlerini özenle gözden geçirin. Tellerde ve sıkma bileziklerinde paslanma ve pastan dolayı aşınma olup olmadığını inceleyin. Pek çok kanadın sıkma bileziklerinin üzerinde, ısıyla daralan tipte plastik boru olduğunu göreceksiniz. Bu durumda bu kısımları inceleyebilmeniz gerçekten zordur. Bazı üreticiler kontrolü kolaylaştırmak amacıyla şeffaf malzeme kullanmış olsalar bile birkaç uçuş sezonu sonunda bu malzemelerinde kirlenme veya renk değiştirmeden dolayı içini görmeniz zorlaşacaktır. Eğer tellerin bu kısımlarını üzerlerindeki ısıyla daralan borulardan dolayı göremiyorsanız, kanadın sahibinden izin isteyerek bu malzemeleri dikkatlice çıkarın. Çıkarırken tellere zarar verebilecek alet ve yöntemler denenmeyin. Bu işlem için en iyi yöntem, maket bıçağı kullanmak ve kesme işlemini bıçağı tele diklemesine değil, tele paralel konumda tutarak yapmaktır. Siz bu işlemi yapmasanız dahi kanadın sahibi zaten bu işlemi telleri kontrol edebilmek için yapmak zorundadır. Özellikle üzerinde çok daha fazla gerilme oluşan yan telleri daha dikkatle inceleyin. Kanatlardaki teller, kullanıldığı yere, kanatların tasarım özelliklerine ve üreticisinin tercihine göre farklılıklar gösterebilir. Bazı modellerde çok kalın teller kullanılırken bazılarında çok daha ince teller kullanılmıştır. Yan telleri 2mm veya daha ince olan kanatlarda, tel değiştirilme süreleri daha kısadır. 
Güneşten solmuş ve yıpranmış yelken bezine sahip kanadı ALMAYIN ! Yelken bezinin eskimesi iki sebeple olur. Birincisi kullanımda çevre faktörlerinin veya katlanmış kanadın taşınmasında oluşmuş fiziki yıpranmalar, ikincisi güneşten gelen morötesi ışığın bezin özelliğini bozarak dayanımını azaltmasıdır. Bunu test etmenin en kolay yolu bezin üzerine parmağınız ile kuvvetlice bastırmaktır. Parmağınız yerine bir kurşun kalemin arkasındaki silgiyi de kullanabilirsiniz. Yelken bezini test etmeden önce, mutlaka kanadın sahibinden izin alın.

 

Bence en iyisi bu testi kanadın sahibinden, sizin yanınızda yapmasını istemeniz. Yelken bezi gerçekten iyi durumda ise sahibi bu testi yapmaktan çekinmeyecektir. Test esnasında bezde oluşabilecek en ufak bir yırtılma veya delinme, çok kısa bir zamanda bu kanadın size nasıl bir mali yük getireceğinin habercisidir. Bez ile beraber dikişleri de gözden geçirmenizi öneririm. Benim incelediğim birkaç kanatta bez yıpranmamış, fakat dikişler yıpranmıştı. Bu durumda da yelken bezinin tamamının değişmesi gerekir. Dikişlerin kanadın içinde kalan kısımlarına da bakmayı unutmayın. Batenlerin girdiği ceplerin ve dikişlerinin sağlamlığını batenleri takarak kontrol edin. Yelken bezinin renginin solmuş olup olmaması kanat üzerindeki morötesi ışık hasarını gösterir. Özellikle son yıllarda üretilen fosforlu renklerdeki yelken bezleri veya fosforlu renkteki hücum kenarı kaplamasındaki malzemenin rengindeki solukluk veya renkteki parlaklık kaybı size morötesi hasarı ile ilgili ciddi ip ucu verir. Fosforlu renklerin elde edilmesinde kullanılan pigment boyaların morötesi ışığa daha duyarlı olmaları sebebiyle fosforlu renklere sahip yelken bezleri daha erken solar ve bu tür malzemelerde morötesi ışığın yarattığı eskime daha fazladır. Küçük bir ayrıntı olmasına rağmen, fosforlu, parlak veya koyu renklerdeki yelken bezinin daha çabuk yıpranacağını göz önünde bulundurarak, en azından, daha fazla güneş ışığı alan kanadın üst yüzeyinin beyaz veya açık renkte olmasını, yelkenin daha uzun ömürlü olması açısından tercih edin. Yelken bezini yıpratan bir diğer etki ise nemdir. Uzun süre nemli ortamda duran veya deniz kenarında kullanılan kanat, hem paslanabilir, hem de yelken bezinde küflenmeler oluşabilir. Küflenme olmuş ise bezin üzerinde çil şeklinde veya bölgesel gölgeler şeklinde görebilirsiniz. Küf lekesi olan yerler sadece lekelenmiş ancak bez hasar görmemiş olabilir. Bundan emin olmak için yukarıda anlattığım şekilde bir testi o bölgeye uygulayın. Geçmişte benim gözüme çarpan ve bezin çürümesine sebep olan bir kirlenmede, kanadın araçta taşınması sırasında bulaşan motor yağıydı. Motor yağları asidik özellikte olduğundan hemen temizlenmezse bezi zaman içinde çürütür. Bu tür kirlenmeleri temizlemenin tek yolu da soğuk sabunlu suyla yelken bezinin yıkanması ve kıza zamanda kurutulmasıdır. 
Baten şablonu olmayan veya baten şablonunu bulamayacağınız kanatları ALMAYIN ! Kanadın dengesini, uçuş kararlılığını, kanat yapısını, performansını kısaca kanadın neredeyse tüm özelliklerini belirleyen ve etkileyen batenlerin şeklidir. Zaman içinde, kanadın taşınması sırasında, kanadın kurulup, toplanmasında veya uçuşta üzerine binen yükten dolayı batenlerin orijinal şekli bozulur ve periyodik olarak kontrol edilip düzeltilmesi ancak orijinal şablonu ile mümkündür. Bu, birçok kişinin farkında bile olmadığı en önemli olmazsa olmazlardan biridir. Batenleri incelemeyi de unutmayın. Pek çok kullanılmış kanadın batenlerinden biri veya birkaçı, kötü kullanımdan veya kanadın kazasından dolayı hasar görmüş ve değiştirilmiş olabilir. Bu durumda sağ ve sol batenleri eşleyerek kontrol edin. Bu kontrolü yaparken, baten şablonuna uygunluklarını değil kanadın orijinal malzemesi mi, eşler birbirine benziyor mu, değiştirilmiş mi, değiştirilmiş ise orijinaline uygun mu, üzerlerinde herhangi bir hasar izi var mı, bunları kontrol etmeniz gerekiyor. Baten şablonu ile şeklinin kontrolü bu kanatla uçuş denemesi yapmaya karar verdiğinizde veya kanadı alıp kullanmaya başlamadan önce kesinlikle yapmanız gereken bir işlemdir. 
Bir kanadı, onunla uçmadan ALMAYIN ! Kanadı gerçekten denemeden alan bir çok pilot daha sonra üstesinden gelmesi hiçte kolay olmayan pek çok zorlukla karşılaşmıştır. Burada amacınız, değişik bir kanatla uçma hevesinizi tatmin etmek değil, kanadın nasıl uçtuğunu, karakteristik özelliklerini görmeniz, hissetmeniz ve beklentilerinize uygun bir malzeme olup olmadığına karar vermeniz olmalıdır. Yeni bir kanat alırken deneme uçuşu yapmanıza gerek yok. Çünkü, yeni kanatlar, yapım aşamasından sonra ince ayarları ve en az iki test uçuşu üreticisi tarafından yapılmış olarak müşteriye gönderilir. Kötü havada yapacağınız deneme uçuşuyla, kanat hakkında bilgi sahibi olamayacağınızı da aklınızdan çıkarmayın. En önemlisi uçuştan önce yapmanız gereken standart kontrolları çok daha dikkatli ve ciddi olarak yapın. Ben şahsen ilk defa uçacağım bir kanadı iki kere kontrol ederim. Uçmadan önce, varsa beten şablonuyla batenleri ayarlayın. Batenleri ayarlamak, kanadın gerçek karakteristiğini görmenizi sağlayacaktır. 
Kanatların el kitapçığı, kanadı nasıl kurup toplayacağınız, nasıl ve ne şekilde bir bakım uygulayacağınız, kanat üzerinde zamanla oluşan ölçü kaçıklıklarını nasıl kalibre edeceğiniz konularında kullanıcıya yol göstericidir. İkinci el kanatların genelde kaybolmuş bu kitapçığını, kanadın yapım yılı çok eski değilse üretici firmasından kolaylıkla elde edebileceğiniz için bu konu üzerinde fazla durmaya gerek görmüyorum, ama varsa işinize yarar. Birçok deltakanat pilotu diğer hava araçlarında olduğu gibi kendi kanatlarının toplam uçuş saatini bilir. Düzenli bir pilot uçuş defterine (Log book) her uçuşun süresini, hangi araçla uçtuğunu ve diğer bilgileri kaydeder ve kanadının toplam uçuş saatini buradan hesaplar. Güvendiğiniz bir pilotun kanadını incelerken kanadın toplam uçuş süresini ve uçuş adedini sorun. Bu size kanadın ne kadar kullanıldığı hakkında az da olsa fikir verecektir.

 

Bu bilgi yukarıda saydığım detaylı incelemeleri yaparken “aklınızda bulunsun” türden bir bilgidir. Kanat hakkında karar verirken öncelikle yaptığınız incelemeleri ve gözlemlerinizi değerlendirin. Kandın yıpranmasına sebep olan esas şeylerin, kanadın uçuş saati değil, kanadın kurulup - toplanması, taşıma ve saklama koşulları olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Son olarak kanadın kılıfından bahsedelim. Kanadı dış etkenlerden koruması açısından olmazsa olmaz bir kısımdır kılıf. Bazı ikinci el kanatların kılıfsız satıldığını gördüm. Daha doğrusu kanadın kılıfı yoktu. Ben şahsen böyle bir kanada çok tereddütle yaklaşıyorum. Çok fazla yıprandığı, güneş altında veya açık hava koşullarında kaldığı ve çürüdüğü için mi kılıfı yok diye şüphelenmekten kendimi alamıyorum. Kılıfın durumu size kanadın nasıl korunduğu ve saklama koşulları hakkında bilgi verebilecek en önemli kısımdır. Kılıfı olmayan bir kanadı almaya karar verdiğinizde, kılıf için cebinizden bir miktar daha para çıkacağını unutmayın. Buraya kadar sizlere ikinci el kanat alırken dikkat edilmesi gereken konularda ip uçları vermeye çalıştım. Yine tekrar etmek istiyorum, benim öncelikli tavsiyem yeni bir kanat almanız. Tüm bu anlattıklarıma rağmen bir tavsiyem daha var; eğer güvendiğiniz bir satıcı veya bir öğretmen varsa onların tavsiye ve önerilerini dinleyin. Öğretmeninizin tavsiyeleri, bu yazıda anlatılanların hepsinden önce gelir. 
Hepinize iyi uçuşlar.

A. İsmet İÇEL

Okunma 36546 defa
Bu kategoriden diğerleri: « Telsiz Türleri Kızlar Sivrisi Antalya »
Yorum eklemek için giriş yapın