Pazartesi, 31 Ekim 2011 20:19

Günlük 4

Yazan
Öğeyi Oyla
(0 oy)
KAÇKARLAR’DA “KONAK”LAMANIN GÜNLÜĞÜ-4
Keşke böyle bir konaklama imkânı olsaydı da, insanlar yüzyıllık bir taş konağın bir odasında tarihle baş başa kalabilseydi..Ne var ki, her şeyine iyi, güzel hoş dediğimiz, doğası sonsuz güzellikteki Kaçkarlar’ın sahibi Hemşinliler, iş konut meselesine gelince biraz hoyratlaşıyor. Nasıl mı? Her biri yüzyıl önce yapılan bu konaklarda konaklamanın imkânı yok çünkü hiçbiri turizme açık değil..Daha da vahimi insanlar bu evlere gereken özeni göstermiyorlar.


Hal böyle olunca, evler hem kaderine terk edilmişliğin hüznünü yaşıyor, hem de gelenlere yarenlik edememenin kahrını çekiyor..Bir garip hikaye baş gösteriyor böylece, bu her tarafı cennet köşede. Belki bir gün yolunuz düşerek yazdığımız Kaçkarlar macerasında buzul göllerinden biraz aşağılara inerek, en az göller kadar soğukkanlı büyük konakların öyküsüne olta atacağız. Eğer şanslıysanız, yaz aylarında belki birileri sizi misafir eder bu konaklardan birine. O zaman inanırsınız belki masalların gerçek olduğuna..



Lafı fazla uzatmadan bu konaklar bu seyrankâr tepelere nasıl kurulmuş onu anlatalım:
Büyük taş konaklar, daha çok Rusya’ya gurbete gidip para kazanan yöre halkının ürünüdür. Rusya’da pastacılıkla önemli bir gelir elde eden yöre halkı memleketiyle bağlarını koparmamış aksine daha çok bağlanmıştır. Bu konakları yapabilmek için Rusya’dan malzeme getirmekten hiç çekinmemiş, olanaklarını her şekilde değerlendirmiştir.



Ancak Ekim devrimi ile geri dönmek zorunda kalan ev sahipleri konaklarını tamamlayamamıştır. Zamanla da maddi olanakları yeterli olmamış, evler çürümeye, yıkılmaya terk edilmiştir. Bunun en önemli sebeplerinden biri de Çamlıhemşin’de geçinemeyen yöre halkının kentlere göç etmesidir. Genellikle konak türünden yapılan evler taş malzeme işlenerek yapılmış olup 3 katlı ve üst kısımları ahşap işlemedir. Bazı konaklarda alt katlarda taş işlemeler kullanılarak, üst katlarda da kimi konaklar dolma taş tekniğiyle ahşap arasına taş doldurmak suretiyle yapılmıştır. Bazı evler ise ahır bölmesi taştan yapılarak üst katlar ahşap malzeme ile boğaz geçme tekniği tatbik edilmek suretiyle imal edilmiştir.Konakların mutfak bölümünde ateşin yakılabileceği yontma taşlarla işlenmiş kemer bağlantılar dumanın dışarıya atılmasını sağlayan baca teknikleri ev halkının oturması yemek yemesi için avlu, evin yiyecek ihtiyacının depolandığı maran adı verilen ambar, misafir ağırlamak için düzenlenmiş baş oda bu odalarda banyo ve tuvalet bulunmaktadır.



Yatak odalarının kapılarının açıldığı hayat bölümü genellikle kış aylarında ısıtma yapılarak ev halkının oturduğu bölüm olup penceresi güneye bakmaktadır. Hayat günümüzde salonun görevini üstlenmektedir. Genellikle hayatlara kapısı açılan 4 yatak odası bulunmakta olup 3 katlı evlerin üst katları da yatak odası olarak kullanılır. Çatılar ise kiremit kaplamadır. Eskiden çam ağacından yapılan harduma örtü malzemesi olarak kullanılırdı. Ahşap yapı tekniğinde uygulanan sistemlerde kapı ve menteşenin dışında hiç çivi kullanılmadan ahşap ev ustaları tarafından oyma sanatının en ince teknikleri, kapı, pencere ve köşe bağlantılarında titiz bir şekilde uygulandığı görülmektedir. Ayrıca evlerin tavanlarında ve gömme dolaplarda ahşap süslemeler, özellikle oturma odaları ya da misafir odalarında ve şömine başlarında çiçek işlemeleri görülmektedir. Bütün bunlar evin inşasına önem veren ustanın estetik kaygılara da önem verdiğini göstermektedir.

 

Evet konakların öyküsü böyle. Umarım bir gün yolunuz düştüğünde yani bu civarlara bir konağın içinde olmasa bile gölgesinde uyuma şansını yakalarsınız? Ne de olsa insan hayalleriyle yaşıyor , değil mi?
Okunma 11608 defa Son Düzenlenme Pazartesi, 31 Ekim 2011 23:19
Bu kategoriden diğerleri: « Günlük 3 Günlük 5 »
Yorum eklemek için giriş yapın