Aladağlar Karasay Tırmanışı




Faaliyete katılanlar:
Zeynep Bozoğlu Kurtul ( Rehber )
Alper Kurtul
Teoman Gökcan


21 Temmuz Cuma saat 21:00'da Mecidiyeköy'den özel araç ile yola çıktık. Yaklaşık 11 saat yolculuktan sonra 22 Temmuz Cumartesi saat 08:00 Çukurbağ köyüne vardık. Burada biraz dinlendikten ve Mehmet abinin evinde birer çay içtikten sonra, Mehmet abi traktör ile bizi Sokulupınar yakınlarına bıraktı.

Buradan sırtımızda küçük çantalarımız ile Çelikbuyduran'a doğru yürümeye başladık. Kamp yükümüz ise sonradan katır ile arkamızdan gelecekti. Kapı bölgesine geldiğimizde, sol taraftaki dar geçitten geçmeyi tercih ederek, buraya yöneldik. Bu geçitte, bu mevsimde bile hala erimemiş olan buzul şeklindeki büyük kar kütlelerinin arasından geçerek Karayalak Vadisi girişine vardık. Buradan sonra gittiğimiz yolun eğimi daha da artmaya başladı.




İstanbul'dan yola çıkacağımız günden bir gün önce bademciğim şiştiğinden, 21 Temmuz'da doktora gitmiştim ve ilaç kullanmaya başlamıştım. Durumum hala pek de parlak değildi. Araba yolculuğu sırasında ateşim zaman zaman yükseliyor ve bu da beni halsiz düşürüyordu. Yine de sabahleyin Çelikbuyduran'a doğru ilk yürümeye başladığımızdan kendimi fena hissetmiyordum. Fakat yolda zaman geçip, harcadığımız enerji arttıkça ve de rotada zor yerlere geldikçe durum benim için gittikçe zorlaşmaya başlamıştı. Çok sık yoruluyor, ve bu yüzden de ekip olarak sık sık kısa süreli molalar veriyorduk. Bu şekilde Çelikbuyduran'a (3330 m.) (çıkışımız 4 saatten fazla sürmüş ve saat de 14:30'u bulmuştu.

Çıkış sırasında, bazı yerlerde soğuk rüzgara maruz kalmamız, arabayla geldiğimiz uzun yolun yorgunluğu, Çelikbuyduran'a çıkışın uzun sürmesi ve benim de hastalığım birbirine eklenince, ilk gün yapmayı planladığımız Emler Zirvesi'ni yapmak yerine eşyalarımiz katır ile gelene kadar Çelikbuyduran'da dinlenmeyi tercih ettik. 1-2 saat sonra eşyalar katır ile geldiğinde ise, artık hava daha da serinlemiş, rüzgar hızını biraz daha arttırmış, zirveleri de yoğun bulut tabakaları ile kaplamıştı.

Biz de, bir taraftan ocağı kurup sıcak çorbalarımızı hazırlarken, diğer taraftan da rüzgardan korunabilmek için çadırımızı hızlıca kurarak kendimizi içine attık. Sıcak çorba biraz işe yaramış, kendimize gelmemizi sağlamıştı, arkasından da makarnamızı yapıp yiyerek karnımızı da doyurduk. Artık karnımız da doyduğuna göre bir süre sonra "uyuruz herhalde" düşüncesiyle çadırın içini yatmak için hazır hale getirdik. Ne de olsa, uzun bir şehirlerarası yol ve yine 4-5 saatlik bir yürüyüş yorgunluğu birikmişti üzerimizde ve tabii ki ben de bir taraftan hastalıkla boğuşuyordum.

Bu arada, Zirve Dağcılık'tan bireysel faaliyet için gelen diğer dört kişilik arkadaşlarla ( Şirin, Selçuk, Soner, Selda ) Çelikbuyduran'da beraberdik. Onlar geceyi bivaklayarak geçirmeyi düşündüklerinden yanlarında sadece küçük bir çadır getirmişlerdi. Fakat hava pek de parlak değil, soğuk, rüzgarlı ve zaman zaman da hafifçe yağmur yağıyordu. Bu yüzden bizim çadırda Selda için de bir yer açtık ve akşam 21:00 gibi de uykuya geçtik.




Yatmadan önce, ertesi gün Emler zirvesi yerine Karasay zirvesine gitmeye karar verdik ekip olarak. Yola diğer 4 kişilik ekip ile başlayacak, sonra ayrılıp Karasay'a gidecektik, zaman kalırsa da Eznevit yapacaktık. Fakat ben kendimi çok yorgun hissetiğimden büyük olasılıkla yola çıkmayıp kampta kalacağımı söylemiştim arkadaşlara.

Sabah saat 07:00'de uyanıp, kahvaltı yapıp, zirve çantaları hazırlandı. Gecenin bir kısmında pek de iyi uyuyamama rağmen, kahvaltıdan sonra kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Bu yüzden, ben de Karasay'a gitmeye karar verip hazırlandım. Saat 08:30'da 7 kişi, kamp yerinin hemen güneyindeki çarşaklı tırmanış yoluna girerek ilerlemeye başladık. Bu kısa fakat oldukça dik yeri 20 dakikada çıktıktan sonra, sola doğru çok geniş bir yay çizen bir yan geçiş ve buraya nispeten biraz daha kısa olan bir sırt hattı sonrasında ulaşılabilecek olan Karasay zirvesi karşımızda göründü. Onun batısında ise, 150-200 metre alçalma ve yine 150-200 metre yükselme ile ulaşılabilecek olan ( Karasay'dan kuşbakışı uzaklık yaklaşık 500 metre ) Eznevit zirvesi vardı.

Bu manzarayı biraz süzdükten sonra, yolumuza sola doğru yan geçişle sürdürdük. Bu geçiş sırasında çok az irtifa kaybedip, bazı yerlerde de çok az irtifa kazanıyorduk. Bu şekilde rahat bir geçişten sonra, yaklaşık 40 dakika sonra saat 9:30'da Karasay'a giden sırt hattına vardık. Burada kısa bir moladan sonra, diğer 4 kişilik ekipden ayrılarak, Karasay zirvesine doğru hafifçe yükselerek yürümeye başladık ve saat 10:00'da zirveye ( 3550 m.) ulaştık.

Bu sırada hava yine yoğun bir şekilde bulutlanmış, Eznevit zirvesi de dahil olmak üzere etraftaki pek çok dağ ve zirve bulutlar arasında kaybolmuştu. Hem bu bulutlanma, hem de öğleden sonra saat 15:00'de Sokulupınar'da olma zorunluluğundan dolayı, çok da az bir mesafe olan Eznevit zirvesini yapmadan geri dönmeye karar verdik. Dönmeden önce Karasay'da fotoğraflar çekip, biraz mideye birşeyler indirmeyi de ihmal etmedik.




Dönüş yolunda da geldiğimiz rotayı kullanarak kamp alanına vardık. Kamp malzemelerini toplayıp, sırt çantaları ile Çelikbuyduran'dan Sokulupınar'a ( 2020 m. )indiğimizde ise saat 15:15 civarındaydı. Sokulupınar'a vardığımızda Mehmet abi traktörle bizi bekliyordu. Bundan sonra da, traktörün hareket etmesi için bir müddet, İzmir'den gelen ve Direktaş'a tırmanan iki kişi ile Karasay faaliyetine beraber başladığımız 4 kişinin gelmesini bekledik. Bu kişilerin gelmesi ve traktörle Çukurbağ'a inip eşyaları arabaya yerleşitirip, İstanbul'a doğru yola çıkmamız akşam saat 18:00'i buldu. Araba ile oldukça hızlı bir tempo ile 24 Temmuz saat 02:30'da Mecidiyeköy'e gelerek faaliyetimizi tamamlamış olduk.

Bundan sonrası ise, güzel bir duş, ardından kısa bir uyku ve ertesi gün bu yorgun vücutlarla geçirilecek, uzun ve zor bir iş gününden ibaretti. Faaliyetin çoğunda bir taraftan hastalıkla da uğraşmış olmama ve zaman zaman benim için bir işkence halini almış olmasına rağmen buna değerdi.

*******************************************************************************************************************
Mesafeler:

Gidiş
Mecidiyeköy - İzmit - Bolu - Ankara - Aksaray - Bor - Niğde - Çukurbağ köyu = 870 km.
( Hareket: 21 Temmuz - saat: 21:00 )
( Varış: 22 Temmuz - saat: 07:45 )


Geliş
Aynı yol
( Hareket: 23 Temmuz - saat: 18:00 )
( Varış: 24 Temmuz - saat: 02:30 )




Okunma 19461 defa Son Düzenlenme Cumartesi, 29 Ekim 2011 20:54
Yorum eklemek için giriş yapın