Sivriada Deniz Kayağı Kampı Özel

Volkan ile 2 günlük planımızı yaptıktan sonra caddebostan'dan kayakları verdik denize. Kısa sürede kınalıada' ya vardık. Biraz dinlendikten sonra yolumuzun fazla uzun olmadığınız düşünerek kınalıada arkasından yassıada'ya doğru yol aldık. Yassıada çevresinde balık çiftlikleri var. Balık çifliklerinin denizi kirletmedikleri koca bir yalan. Özellikle  çevrelerinde denizanası çok yaygındı. Denizde pis bir koku ve sarılık vardı. Yoğun balığın artıkları ve pislikleri eminim zemini çamura döndürmüştür.

Yassıada çevresinde biraz dolaştıktan sonra direk Sivriada’ya yöneldik. Yaklaşık 1 saat sonra adaya varmıştık. Adaya yakşama açımız itibari ile çok fazla etkilenmesek bile volkanın bir gün önce söylediği hafif poyraz bizi gıdıklamaya başlamıştı. Bizde hafif gıdıklama ile uğraştıktan sonra adanın güneybatı kısmında olan küçük bir koyu gözümüze kestirdik. Koya çıktık. Mükemmel bir kamp alanı. Çakıl taşlarından 30-40 m genişliğinde 10m derinliğinde bir plaj. Deniz temizliği mükemmel. Midye dolu. Midye kokusunu daha önceden almış olan volkan deniz gözlüğü getirmiş. Nasıl ısıtacağı planını yapmış. Bundan iyisi şamda midye. Neyse efendim kanoları güvene aldık. Uygun bir yere matlar ve mutfak konumlandırıldı. Önce dalış ve midye toplama. 5m yukarısı düz bir alan. Burada da böğürtlen yedik ufaktan. Bu üst kısımda büyük düzlükler var.20 çadır bile kurulur. Fakat poyraz etkin. Bu sebeple bizde plajın en doğru karar olduğunu düşünerek aşağı indik. Bundan sonrasında akşam yemeğimizi hallettik ve 2 şişe kırmızı şarap midye eşiliğinde rehabilitasyon aşamasına geçtik. Akşam yıldızlar altında uyuduk. Volkan sabah erken yola çıkalım poyraz öğlenden sonra etkinleşir fikrindeydi. Öylede yaptık. Kahvaltı ettikten sonra yola çıktık. Yaklaşık 10 dk sonra tam poyrazı hissettik. Fakat bu poyrazın etkisi çok fazla değildi.İlerlenebiliyordu. Direk kınalıada’ya yöneldik. Yaklaşık 2 saat sonra kınalıada’ya ulaşmıştık. Bundan sonrasının zor olacağını anlamıştık. İyice dinlenmeye çalıştık. Poyraz etkin olsa da gidemeyeceğimizi hiç düşünmedik. 1 saat kadar dinlenmeden sonra yola çıktık. 20 dk sonra rüzgar şiddetlenmeye başladı. Kayağın altı yarısına kadar boşta kalacak kadar bir dalga boyu vardı. Volkan gözümün önünde bir yok oluyordu bir küçük bir tepenin üzerinde görünüyordu. Volkan’a  göre benim performansım zayıftı. Ara sıra aramız tehlikeli şekilde açıldığında volkan sürekli olarak benim yetişmemi bekliyordu. Çok yorulmuştum. Ama moralim gayet iyi idi. Zaten iyi olmasa ne olacak. Daha kınalı’dan çıkalı 1 saat olmuştu. Caddebostan görünüyor ama uzak hissi devam ediyordu. Ara sıra rüzgar o kadar artıyordu ki küreği diğer yana almak için bile ciddi sorundu. Genede idare etmeye çalışıyorduk. 1 saat kadar bu şekilde devam ettikten sonra bileklerimin ağrıdığını fark ettim. Çünkü böyle bir şeyi fark etmek için bile zaman bulamıyorsunuz. Dalgalar sürekli olarak dengenizi bozmaya çalışıyor ve onlara karşı çözüm üretmek zorundasınız. En son rüzgarın artık deli gibi estiğini söyleyebilirim. Volkan ile gene aramız açılmıştı. Beni kontrol ettiğini görüyordum. Elimden geleni yapmama rağmen ilerleyemiyordum. Önce bize bir yolcu teknesi yanaştı. Adam ön tarafta bir can yeleği yardım lazımı diye bağırdı. Onu gönderdik. Yaklaşık 30 dk sonra önümüzden hızlı bir şekilde “sahil güvenlik” geçti. Bizi görmedi. Meğerse bizi arıyormuş Bir anons yapmış bir tekne. İki kayakçı zor durumda diye. Bundan 30 dk sonra bana yan taraftan yanaşıp motorları durudurdu. Yardım isteyip istemediğimi sordu. Kafamı bile adam çevirmem mümkün değil. Yardım istemediğimi sorun olmadığını söyledim. Tamam dediler . Motorlara gaz verip 100m ileride tekrar durdu. 15 dk beni seyretti. Tam volkan ile aramızda bir mesafede idi. Rüzgar doruk noktasında şiddetlenmişti. Sahil güvenlik bana tekrar yaklaştı ve beni bitiren sözü söyledi.

--abi 15 dk dır hiç ilerlemedin. Yardım istemiyormusun gerçekten? dedi.  Zaten son 15 dk dır tanrının helikopter gönderdiği rahip fıkrası kafamdan geçiyordu. Benim çöküş anım oldu ve fırsatı değerlendirmek istedim.

Önce ben tekneye alındım. Kanoda zodyak’ın yan tarafına bağlandı. Sonra volkana yaklaştık. Volkan’da yalnız devam edemeyeceğinden kabul etmek zorunda kaldı. Onuda öbür tarafa bağladık. 10 dk sonra caddebostan’daydık. Erin bizi orda bekliyordu. Onunla kano oyunları oynadıktan sonra toparlanıp faaliyeti tamamladık.

Bu rüzgara rağmen bir şekilde faaliyeti tamamlayabilirdik ama çok zor olacağına eminim. Biraz da olsa kötü bir durum ihtimali yok dersem de yalan olur. Rüzgarın durumu bir deniz aracı olarak bizim orada olmamızın mümkün olmayacağı bir seviyede idi. Yüksek risk ile devam edilebilirdi belki. Ama sanırım ben bunu göze alamadım. Almamak gerektiğini de düşünüyorum. Doğa onu dinlememiz gerektiğini birçok kez kanıtladı. Ben onu dinledim sadece. Ama dalga bu sporun keyfinin zirvesi. Ama hazırlıklı ve antrenmanlı olacaksın kardeşim. Öyle lay-lay-lom yapmayacaksın bu işleri. Biraz da özeleştiri.

Alpay Oğuş
09.09.2010

{sig}08-gallery/20100910sivriada{/sig}

Okunma 75655 defa Son Düzenlenme Cumartesi, 22 Aralık 2012 16:28
Yorum eklemek için giriş yapın