SDÜ Yamaçparaşütü Festivali

 

Tarih:                          19-21 Mayıs 2006

Faaliyete katılanlar:       Yiğit Şahinbeyoğlu, Alpay Oğuş

Kanatlar:                      FreeX-Flair (Yiğit), Edel-Atlas (Alpay)

Bu sene tüm festivallere katılacam diye ant iç ondan sonra katıldığın ilk festivalde sol bacağı kır. Kabul ediyorum bir faaliyet raporu, içeriğinin en “ ıyyyyyy” denen kısmı ile başlamaz ama ne yapayım Isparta denince  aklıma artık bir ömür boyu sol bacağım gelecek. Efendim aslında faaliyetimiz 18 Ağustos akşamı Alpay ile Harem’ de buluşmamız ile başladı. Haftasonundan bir gün daha uzun süreli bir faaliyete (3 gün) gidecek olmamız sebebi ile morallerimiz zirve yapmış bir şekilde buluştuk. 

Ne de olsa ertesi gün mesai yoktu ve de daha önce uçmadığımız bir bölgeye gitmenin heyecanını da taşıyorduk. Harem’ de dürbün satmaya çalışan adam ile hala anlayamadığımız abuk bir sohbetten sonra otobüsümüze bindik ve Isparta’ ya yollandık. Sabah indiğimizde SDÜ’ nün festival komitesinden arkadaşlar karşıladı bizi ve hemen otobüs ile kamp yerine gittik. 


Çadırların kurulması, festivale kayıt  ve akabinde yapılan kahvealtından sonra SDÜ’ nün eğitmenleri uçuş ve festival brifingini verdiler. Brifingden sonra otobüsler ile tepeye çıkmaya başladık. Tepeye geldiğimizde bizden tecrübeli pilotların ilk uçuşları yapacağı düşüncesiyle biraz bekledik böylece termiklerin nerede oluştuğu konusunda biraz bilgi edinecektik. Yaklaşık 1 saatlik bekleyişden sonra Alpay ile sırayla çıkışlarımızı yaptık. 

Düz uçuş yaparak 10 dakikada inmek istemediğimiz için bizden önce çıkanların irtifa aldığı sol tarafa doğru yönlendik. Çapı dar olan bir kaç termiğe girip çıktıktan sonra 1.2 m/s şiddetindeki bir termiğe girince dönmeye başladım ve taki varyodan çıkış sinyali kesilinceye kadar döndüm. Termikden çıktığım zaman yaklaşık +60 metre irtifa almışdım. 

Belki küçük bir rakam ama bilinçli döndüğüm ilk termik olması sebebi ile çok keyif almıştım. Tekrar termik bulurum düşüncesi ile take-off un sol tarafında takılmaya devam ettim ve birkaç termiği daha döndüm ancak bu dönüşlerden pek birşey çıkaramadım, ya irtifamı korudum ya da kayda değmeyecek tırmanışlar yaptım. 


Artık hava mı hafifti yoksa ben mi termikleri değerlendiremiyordum bilemiyorum ama biraz daha irtifa kaybettikten sonra inişe yöneldim. Tarlaların üzerine geldiğim zaman ova termikleri denen dost canlısı hava olayları ile tanışdım ve dönmeye başladım. Bu termiklerde +30 metre ve benzeri irtifalar aldım ve aynı bölgenin üzerinde yaklaşık 10 dakika daha takılabildim. 

“Ya termik ya termik” felsefesi ile yaptığım bu uçuş sonunda elbette iniş tarlaya oldu. 30 dakikalık çok keyifli bir uçuş olmuştu. İndikten sonra Alpay ile buluştuk, onun da uçuşu düz bir uçuşdan uzun olmuşdu ve yanaklar kulaklarımızda 2. sorti için otobüsü beklemeye başladık. Göl kenarındaki iniş yerine inmediğimiz için ve ara bir saatte uçtuğumuz için take-off a tekrar geldiğimizde kumanyanın bitmiş olduğunu gördük. 

Sağolsun atılgan Alpay’ ın  take-off da “kumanya paylaşmak isteyen var mı ? ” diye çığırmasına olumlu cevap gelmişti ve hayırsever paraşütçü bir arkadaşın yarısını ayırdığı kumanyasını paylaşarak karnımızı doyurmuştuk. Eee karınlar doydu güzel bir uçuş ile güne devam etmek lazımdı ancak SDÜ festival komitesinden arkladaşlarımız yağışın geliyor olması sebebi ile uçuşların kesildiğini bildirdi. “Olsun daha 2 gün var bol bol uçarız” düşüncesi ile yağmur altında araçları beklemeye başladık. 

Yağmur altında durmak bizi bozmazdı ama tentesini sıcak diye örtmediğimiz iç çadırımızı fena halde bozardı bu yağmur. 


Kamp alanında bulunanlardan birilerinin çadırı örtmeleri için telsiz ile irtibat kuruldu ise de aşağı indiğimizde çadırı ve içindekileri ıslanmış bulduk. Keyfimiz iyi idi ıslakmış yok nemliymiş hiç önemli değildi nasıl olsa hava açmıştı ve 1 saat içinde herşeyi kurutacaktı. Madem uçuş yoktu bizde o zaman matları serip gölün kenarına kurulduk ve soğuğa yakın biralarımızı içerek muhteşem gölü seyrettik sonrada dayanamadık ve yüzdük gölde. 

Akşam yemeği ve ateş başında biraz takıldıktan sonra ilk günü noktaladık. Ertesi sabah 20 ağutosdu. 19 Ağustos tarihi ülke tarihimizde önemli bir gündür elbet ancak 20 ağustosun da kendi tarihimde hatırlanası bir gün olacağı o sabah hiç aklıma gelmiyordu. Hava güzeli ve kendime “ bugün güzel uçuşlar yapıcaz” diyordum. Neyse efendim gene çıktık take off a ve termik dönecek birilerini beklemeye başladık. Hava pek kuvvetli değildi çünkü termik dönen bir çok pilot gerek dağ yamaçlarında gerekse tarlaların üzerinde irtifa alamıyordu. Epey bir süre beklediğimiz için kalkış yapan birçok pilotu da gözlemleme şansım olmuştu. Gerçekten bazı kalkışlar felakete yakındı. 

Sanıyorum bazı klüpler öğrencilerinin ilk irtifa uçuşları için kalabalık bir festivali seçmişlerdi. Gerçekten de kalkışda bazı arkadaşların kaza yapmamasını şansa bağlıyorum. Neyse efendim saat 13.00 gibi rüzgarın güzel estiği bir ara biz de  çıkışlarımıza başladık. Çıkışımı yaptıktan sonra önceki güne özenerek sol tarafa doğru uçmaya başladım. Ara sıra varyo termik sinyali verdiyse de dönüşlerim sonucunda sadece irtifa kaybediyordum ve kendime “dün iniş yerine inmedin bari irtifan müsaitken inişe yönel” dedim ve doğru kumsala yöneldim. 

Brifingde de söylendiği üzere ben de herkes gibi kumsala soldan yanaşdım. İlk dönüşü yapıp gölü sağıma aldığım zaman aşağıda Alpay’ ı gördüm ileri baktığım zaman da “o kadar uzaklaşmaya gerek yok aşağıya ineyim” düşüncesi ile yeniden sağa 90 derece manevra ile göle doğru döndüm ve kazanın hazırlayıcısı oldum. Göle dönmemin hemen akabinde 180 derece dönerek gölü arkama aldım amacım bundan sonra sağdan son bir 180 derece dönüş yaparak karşı rüzgarla inmekti ama havadaki hesap inişe uymadı. Gölü arkama aldığım zaman sağ komut vermeye başlamıştım ancak çok hızlanmıştım ve yeterli zannettiğim irtifam adeta kaybolmuştu. 

Kumsalın başlangıcındaki bir ağacın en üst kısmına harness ile hızlan girip çıktım ve sonra 5-6 metre irtifada öne gelmiş olan kanadın etkisiyle kumsalın hemen kenarında bir çit gibi uzanan yaklaşık 1 metre yüksekliğindeki duvara sol bacağım ile hızlan çarptım. Yere düştüğümde sol bacağımın kırılmış olduğunu anlamam haliyle hiç güç olmadı. 


İniş yerinde bekleyen ambulans ile harness i dahi çıkarmadan SDÜ Tıp Fak. ve Araş. Hastanesine götürüldüm. Yeterli irtifam yokken o manevraları neden yaptığımı halen kendime açıklayamıyorum. İniş prosedürüne her zaman sadık kalınması gerektiğini çevremdeki arkadaşlara dahi söylerken ben o irtifada alışık olmadığım manevralar yapıyordum. Aynı iniş planını irtifam biraz daha fazla olsa idi uygulayabilirdim ancak o irtifada daha önce hiç öyle manevralar yapmadığım halde o gün bilmediğim bir işe kalkışmıştım. 

Belki manevra hakimiyeti daha yüksek olan daha tecrübeli bir pilot aynı irtifada o inişi gerçekleştirebilirdi ama henüz benim gibi o tip keskin manevralarla iniş eğitimi almamış birinin buna kalkışmaması gerekirdi. Sanıyorum gerek Havacılık Grubunda gerekse Yamaşüt’ de yazıldığı gibi son dönemde yaptığım güzel uçuşlar bana henüz tecrübesine sahip olmadığım bir işe kalkışma cesareti vermişti. Tıp fakültesinde toplamda 17 gün kaldım. 

Hastaneye yattığım ilk günler aklımdan hiç çıkmayan şeylerden biri ilk günkü uçuşlarımda döndüğüm termiklerin tadıydı J Ameliyatın birinci haftası olduğunda ben çoktan uçmayı özlemiş ve Ormanlı hayalleri kurmaya başlamıştım J Bugün ameliyatın yaklaşık 40. günü; kendimi çok iyi hissediyorum ve uçuşa başlayacağım günleri iple çekiyorum. 

Uçmayı bırakmış olduğum bir hayatı kafamda tasarlayamıyorum, sanıyorum bunu havacılığa gerçekten gönül vermiş olanlar hissedebilir. Her zaman söylediğim bir şey vardı “ uzun yıllar sağlıklı uçmak istiyorsan, her uçuşunu çok sağlıklı yapmalısın” Malesef bu kuralın dışına ilk ve son kez çıktım ve bedelini yeteri kadar ağır ödedim. Bundan sonra bu kurala hiçbir zaman aykırı davranmıycam çünkü uçabilmek varken yerde durmanın acısını da fazlası ile tadıyorum. 

Bu sezonu malesef başında kapattık ancak bundan sonra açılacak bir çok sezon var ve ben seneye bu açılışlara başlamayı düşünüyorum. Manisa ve Gürsu gibi kaçırdığım tüm festivalleri  de seneye telafi edeceğim J


Güvenli ve keyifli uçuşlar...


Yiğit Şahinbeyoğlu

 

Okunma 5975 defa Son Düzenlenme Çarşamba, 16 Kasım 2011 11:22
Yorum eklemek için giriş yapın