Yüksek dağlara çıkmadan önce dağcılar veya dağcı adayları bazı testten geçirilirler.Bundan maksat dağcının çıkışa yeterince hazır olup olmadığını veya kimin dağa çıkamayacağını tesbit etmektir. Eğer dağcı henüz antreman da ve testler rezervin yeterli olmadığını gösteriyorsa talime devam edilir. Testlerin bazıları pratik niteliktedir ve özel cihazlara ihtiyaç göstermez.Bunun için dağcıların testleri iyi bilmeleri icab eder.
Testten maksat kalp damar ve akciğer rezervi denen yedek kuvvet hakkında bilgi edinmektir.Bunların tespiti adeta fal yerine geçer.Şöyle ki testler normal bulunursa dağcının zirveye ulaşabileceği söylenir.Aksi taktirde başarı mümkün olmayacağı gibi bazı tehlikelerle de karşılaşabilir.
Testler: Bunlar iki grupta toplanır:
1- Kalp damar (kardiovasküler) testleri: Bunlar tansiyonun ölçülmesi ve nabzın sayılmasına dayanır.Önce istirahatta iken tansiyon ölçülür ve nabzın adedi kaydedilir.Sonra dağcıya ağır bir çaba yaptırılır.Bunun için en pratik olanı nefesi tükeninceye kadar veya belirli bir süre yerinde çömelip zıplamaktır.
Çaba sırasında yapılan ölçümlerle tansiyon ve nabzın ne kadar bir zamanda normale döndüğü tespit edilir.
Tansiyonun 190mm Hg ye kadar çıkması anormal değildir.Yeter ki en geç 5 dakikada normale gelsin. Çaba sırasında nabız ne kadar yükselirse rezervin o kadar iyi olduğu anlaşılır.Başka bir deyimle başlangıçtaki nabız sayısı ile çabadan sonraki nabız sayısı arasındaki fark ne kadar büyükse kalbin rezervi o kadar fazladır.Ancak şu şartla ki istirahattaki nabız sayısı normal sınırlar içinde olsun. Aşırı bir çaba sırasında nabız 200 ü geçebilir ki bu iyi bir belirtidir.
Nabzın en geç 5 dakikada normale düşmesi gerekir.Çaba sonunda yükselen nabız sayısı ne kadar kısa bir sürede başlangıç sayısına dönerse kalp rezervinin o kadar iyi olduğu anlaşılır. Tırmanış veya dağa çıkış sırasında da test yerine geçen bazı müşahadeler vardır.Bunları bilmenin yararı vardır.Çünkü dağcı durumunu aklimatisazyon derecesine göre ayarlayacaktır.Şöyle ki test sırasında olduğu gibi tırmanışta insan çok yorulur, nefes nefese kalır ve nabız bir hali hızlanır.Eğer bu durum kısa bir dinlenmeden sonra geçer veya normale dönerse he rşeyin yolunda olduğu anlaşılır.Aksi taktirde aklimatizasyonun yetersiz olduğuna kanaat getirilir ve aşağı kampa inilir. Tırmanış sırasında aşırı çabaya rağmen nabız 100ün üstüne çıkmaz veya bunu önemli ölçüde geçmezse iki ihtimal üzerinde durulur.Birincisi rezervin çok iyi ve aklimatizasyonun fevkalade olmasıdır.Ancak şu şarla ki dağcı dinlenince ne nefes darlığı ne de yorgunluk kalsın ve kendini iyi hissetsin.Böyle bir insanda aşırı çaba sırasında nabzın fazla hızlanmaması kalbin dakika atım hacminin başka yoldan artışı ile izah edilir.Olay diastolda alınan kan miktarının ve kasılma gücünün artışına bağlanabilir.
Nabzın beklendiği kadar hızlanmaması kötü bir belirti sayılabilir.Nitekim ilerlemiş şeker hastalığında ve bazı arteriosklerotiklerde klap stres veya iç kanamalara rağmen yeteri kadar hızlanamaz.Nabza bakarak hüküm verenler durumun iyi olduğunu zannederler.Halbuki zannedildiğinin tersi bir durum vardır ve burada nabzın takibi yanıltıcıdır.Dolayısıyla dağcı da, nabzın beklendiği kadar hızlanamamasından endişe edebilir.Ancak nefes darlığı yoksa ve kendini iyi hissediyorsa bilakis durum fevkaladedir.Eğer nefes nefese kalıyor, kısa dinlenme ile yorgunluk ve hızlı solunum geçmiyor ise kalp rezervinin tükendiği ve aklimatizasyonun yetersiz olduğu anlaşılir ki böyle bir durumda baş ağrısı ya vardır ya da kısa bir zaman sonra meydana çıkar (Bozalay-Lenin çıkışımızda Razdelni kampı yakınlarında 6000 metrenin üzerinde bir dik yamaca tırmanırken bir Alman benimkinden çok hızlı olan nabzını hayra alamet saymış fakat kamp yerine gelince baş ağrısı ve bulantı kusma sebebiyle derhal aşağı kampa inmek mecburiyetinde kalmıştı).
Dağda iken nabız üzerine test yapılması düşünüldüğünde veya nabız takip edildiğinde önceden Neskafe alınıp alınmadığı bilinmelidir.Çünkü çok kahve içildiğinde bunun içindeki cevher kalbi hızlandırır.
2- Solunum fonksiyonları testleri: Kanaatimizce dağcılara yapılması gereken testlerin başında solunum fonksiyon testleri gelir.
Burada test olarak başlıca vital kapasiteler, dakikadaki azami solunum hacmi ve hava akım hızı tayin edilmelidir.
Bu testler ancak üniversite kliniklerinde ve fizyoloji laboratuvarlarında yapılabilmektedir. Muayenelerden maksat solunum rezervi (yedeği) hakkında bilgi edinmektir.
Pratik yollardan da solunum rezervi hakkında bilgi edinmek mümkündür.Dolayısıyla ister dağa gitmeden önce olsun ister dağda olsun şunlara bakılır:
a) Nefes verme süresi: Çok önemli ve çok pratik testtir.Normalde nefes verme süresi nefes alma süresinin 1/3ünden kısadır.Bunun uzaması ciddi bir solunum yolları hastalığı olduğunu otaya koyar.Böyle olanların asla dağa çıkması doğru değildir.
b) Dakikadaki solunum sayısı: Normalde ve istiharatte bunun 16nın altında olması gerekir.Bu sayı ne kadar azsa solunum rezervi o kadar iyidir. Çabadan sonra solunum sayısı ne kadar fazla artar ve ne kadar kısa sürede normale dönerse solunum rezervi o kadar iyidir.
c) Nefesin derinliği: Bunun derin olması iyi bir belirtidir.Başka bir deyimle şahıs iradi olarak ne kadar derin nefes alır verirse rezervin o kadar iyi olduğu anlaşılır.
d) Nefes tutma (apne) süresi: Derin bir nefes alındıktan sonra ne kadar uzun bir süre nefes alınmadan durulursa ağız burundan dokulara kadar oksijenasyon sisteminin o kadar iyi işlediği anlaşılır.
Dağda tırmanış sırasında veya yüksek kamplarda test yerine geçen bazı hareketler vardır.Bir müşahademiz olarak bunları da vermek gerekir.Şöyle ki rezervi tükenenler şarkı söyleyemez, ıslık çalamaz, rahatça konuşamazlar.Ağır kalp ve akciğer hastalarının koşuşmakta ne kadar güçlük çektikleri bilinen bir olaydır.Diğer taraftan rezervi tükenen hastaların veya nekahattaki kimselerin şarkı söylerken nefeslerinin çabukça tükendiğini görürüz. Ağır bir çıkış ve tırmanış sırasında dağcıların konuşamaması veya konuşmak istemeyişi o anki rezervin tükenmiş olmasındandır.
O halde insan dağda istirahatta iken şarkı söyleyebiliyorsa solunum rezervinin yerinde ve aklimatizasyonun sağlanmış olduğu anlaşılır.