Dağlardaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Bu bildirinin amacı,
Türkiye dağlarında mevcut, ve ortaya çıkması olası sorunları saptamak, bu sorunların çözümlerine yönelik tartışma ortamı yaratmak ve çözüm önerileri sunmaktır. Dağcılık yanlızca tırmanmak değildir. Dağcılık yapan, ya da dağlarda spor yapan herkesin konular üzerinde düşünmesi ve çözüme katkıda bulunması en doğal ve en gerekli davranış biçimidir. Bu, bir ortak bildiri olup, üzerinde uzlaşılan ortak görüşler doğrultusunda hazırlanmıştır.

Bu bildiri, aşağıda adı geçenler tarafından desteklenmektedir.

Arif Mithat Amca, Bora Maviş, Durukan Türe, Elif Eylem Koç, Ertuğrul Melikoğlu, Erdem Tuç, Gıyasettin Demirhan, Hasan Çağdaş, Kaşif Aladağlı, Murat Yıldırım, Orhan Özçalık, Serdar Karabıyık, Seyhan Çamlıgüney, Serhan Poçan, Ufuk Özgöz, Umut Bektaş, Yusuf Demirel

Ülkemiz dağlarında karşılaşılan ve karşılaşılması olası sorunlardan başlıcaları şunlardır :

Yapılaşma: Sorunun kaynağı : Ağırlıklı olarak turizm sektorü, amaç dışı ve plansız yapılaşma. Genelde turizm ağırlıklı olarak gerçekleşen yapılaşma, doğal dağ dokusuna ciddi hasarlar vermektedir. Yanlızca yapının kendisinin oluşturduğu tahribat değil, bu yapının bölgeye çektiği, büyükçe bölümü dağlarda yaşama kültürüne sahip olmayan insan toplulukları yüzünden, bölgelere verilen hasar ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Ülkemizin neredeyse tüm dağlarında bu tür yapılaşma örnekleri gözlenmektedir. Turizmden başka bir kaygı güdülmeden gerçekleştirilen yapılarda ekonomik kazanç esas alınmakta, çevre tahribatı düşünülmemektedir. Edilen kâr doğrultusunda bu tesisler genişletilip büyütülmektedir. Elde edilen gelirden çevrenin yeniden kazanımına ilşkin faaliyetler için pay ayrılmamaktadır.


Devlet eli ile gerçekleştirilen yapılaşmada çevre hasarlarinin oluşmasının yanı sıra, gereklilik ve amaca uygunluk da tartışma konusudur. Ufukta gözüken, daha yükseklerde ve daha içlerde yapılaşmadır. Gelişen talep yüzünden telsiz ve telefon röle istasyonlarının, dağlardaki insan sayısı arttıkça da barınma ve sığınma yapılarının yapımı gündeme gelecektir. Şimdilik kayak merkezlerinde sıkça görülen kafeler, Aladağlar için telaffuz edilmeye başlanmıştır bile. Dağ turizminin bir sanayi olarak gelişiminde, patikalar, geçitler, zirveler ve gereken her yer kalıcı olarak işaretlenecektir. Üstüste konulan taşlardan oluşturulan babalar artık görülmez olacaktır. Mevcut yollar genişletilip düzeltilerek, yeni yollar açılacaktır. Bu yollar sayesinde motorlu araçlar en derin noktalara kadar girebilecektir.

Çevre kirliliği: Sorunun kaynağı : Eğitimsizlik Dağlardaki kirlilik, dağlara gelen insanların yanısıra, bu insanların oluşturduğu talep doğrultusunda lojistik hizmet veren kimselerden, ve bu hizmetlerin kendisinden kaynaklanmaktadır. Katırcılık ve kamp-konak hizmetleri bunları örnekleyebilir. Kimyasal, mekanik ve organik olarak üçe ayırabileceğimiz kirliliğin kimyasal boyutu, su toplama bölgesi olan dağlarda gittikçe daha tehlikeli olmaktadır, kimyasallar eriyen kar ve yağmur sularına rahatça karışmaktadır. Piller, ısıtıcı kimyasallar ve benzerlerinin atıkları bu tip kirletici ajanlara örnek oluşturur.


Bir çok endemik formun bulunduğu dağlarımızda, organik atıklar çevre canlıları için tehdit oluşturmakta, doğal yaşam koşulları dışına beslenmelerine, kirlenmelerine yol açıp, hastalıklar ve tür kaybına varabilecek olumsuzluklar oluşturmaktadır. Giderek artan ve çöp diye kısaltabileceğimiz mekanik kirlilik ise çevre kirliliğinin tüm olumsuz koşullarını oluşturmakla birlikte, kişinin el değmemiş, ıssız bir bölgede yaşama duygularını öldürmekte, dağda olmaktan dolayı duyulan hazzı azaltmaktadır. Bu kirliliğin birikmesi, ve dolayısıyla önümüzdeki süreçte hızla artması söz konusu olacaktır.

Etik davranış bozuklukları: Sorunun kaynağı : Bireysel çıkarlar, rekabet, hırs. Salt bireysel çıkarları doğrultusunda dağlara yaklaşan kimseler, dağlardaki sorunun bir başka boyutudur. Bunlar amaçları uğruna, sayılan diğer sorunları oluşturmaktan çekinmezler. Dağları her anlamda özel çıkarlarına alet ederek kazanç, statü ve benzeri değerler elde etmek peşindedirler.

Dağları özel mülkleri gibi kullanır, egolarının tatmini için zarar vermekten kaçınmazlar. Rekabet ve hırs bu tipteki davranışları körükler, karşılık bulduğunda ise kişiler arası döngüye dönüşür. Bireysel hedeflere ulaşmak için etik değerler gözardı edilir. Başıboş, sorumsuz davranışlar: Sorunun kaynağı : Disiplinler ile ilgili politika eksiklikleri. Danışma, bilgilendirme ve kontrol mekanizmalarının olmayışı Herhangi bir kontrol ve kuralı bulunmayan alanlarda gerçekleştirilen faaliyetler sonucu, doğal çevrenin zarar görmesi, ortamdaki diğer insanların tehlikeli durumlara sokulması. Yabancı tırmanıcıların, kuralların bilinmezliği ve yetkili birimlerin bulunmamasından kaynaklanan keyfi ve sorumsuz faaliyetleri sonucu Türk dağcılığında oluşan prestij kaybı. Bu tür faaliyetlerin, kişisel değerler doğrultusunda yerli tırmanıcılar tarafından desteklenmesi, hem başıboş davranışlara hem de etik davranış bozukluklarına örnek teşkil etmektedir. Ufukta görülen, Türkiye dağlarının farklı ülkelere mensup gruplar tarafından farklı anlayışlarda şekillendirilmesi, prestij kaynağı haline getirilmesidir. Bu durumun önüne geçilmemesi halinde bize kalacak olan hep, “ilk Türk çıkışları” olacaktır.

Doğa sporlarına olan geçici ilgi: Sorunun kaynağı : Popülist kültür etkileri Ülkemiz büyükşehir insanın zaman sıkışıklığı, ekonomik ve kültürel yapısı gözetilerek, bu faliyetlerin daha kolay yapılabilir hale uyarlanması, çevreci öğeler ile doğru-yanlış birleştirilerek şehir kültürüne sunulması. Hazırlanan paketlerle, faaliyetlerin, zor ve zahmetli yerlerinin atlanarak, kısa, tercihen günübirlik, hemen herkesin başarabileceği, lojistik desteği bol, hedef garantili olarak servis edilmesi.


Hemen herkesin, bir zirve veya “sarp dağlarda” çekilmiş kamp fotoğrafına sahip olabilme imkanı. Ve en önemlisi, fazlaca zahmete girmeden. Eğitim, tecrübe gerektirmeyen cazibesi, ve uygun ödeme koşulları ile. Bu sunumun cezbettiği kitle, bir süre boyunca dağları tavaf ve ister istemez talan edecek, bir başka trendin gündemde yükselmesi ile süreç içerisinde azalacaktır.

Dağların kazanç kapısı olarak görülmesi: Sorunun kaynağı : Eğitim, kural ve denetim eksikliği Ortak kabul disiplini ya da etik kabul cerçevesinde olmayan dağcılık faaliyetlerinin, doğal çevrenin yanısıra kültürel çevreye verdiği zarar olarak, dağcılık faaliyetlerinin yütüldüğü alanlardaki yerleşik ya da konar-göçer kültürlerde, belirgin bir dönüşüm gerçekleşmekte, fırsatçılık, çıkarcılık, köy kurnazlığı etkin davranışlar olarak yerleşmektedir. Profesyonel ve yarı profesyonel unsurlar tarafından düzenlenen organizasyonlarda, faaliyetler, kazanç öncelikli anlayış ile yürütülmekte. Korumacı ve geri kazanıma yönelik uygulamalar, maliyetlerin en aza indirgenmesi için gözardı edilmektedir. Sonuçlar, yukarıda sayılan tüm olumsuzluklar olarak görülebilir.

Çözüm önerileri : Mevcut yapılanmaların yetersizliği ve sorunlara olan duyarsızlığı gözönüne alınarak; politikalar üretebilecek, dağlarda davranış etiği oluşturulmasına önayak olabilecek, zamana bağlı gelişmeler doğrultusunda bunları yeniden düzenleyebilecek bir sivil toplum örgütlenmesi oluşturmak. Bunda amaç, uzlaşıya dayalı, bilimsel yöntemler ve etik kurallar çerçevesinde, tüm disiplinlerin ortak gereksinimleri gözetilen, ulusal nitelikte bir politika oluşturmak olmalıdır. Bu yapılanma, aşağıdaki maddeler gereği olan, organizasyon ve koordinasyonların gerçekleştirilmesi konusunda çaba sarfetmelidir. Dağlarda etkinlik yapan tüm disiplinlerin ortak ilke ve kurallarını, ilgili disiplinlerin de katılımı ile oluşturmak ve yürütülmesini sağlamak. Turizm etkeni de gözetilerek, yabancılar için uyulması gereken kuralları saptamak ve uygulanmasını sağlamak, uygun kanallar kullanarak bu konudaki bilgilendirmeyi gerçekleştirmek. Dağlarda yapılan ve yüksek risk içeren etkinlikler konusunda, bu etkinlikler ile ilgilenenler ve ilgilenmek isteyenlerin doğru bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi, için etkinlikler yapmak. Dağların denetlenmesi ve olası kazalara müdahale ve kazaların önlenmesi konusunda yetkin birimler oluşturmak, bu birimleri organize ve koordine etmek. Büyük ölçekli turizm komplekslerine karşın küçük, yerel işletmelerin teşvik edilmesi, talebin, mevcut yerel altyapı içerisinde karşılanması. Bu amaçla yerel halkın eğitilip, desteklenmesi konusunda gerekli çalışmaları organize etmek. Ülkesel çıkarları ön planda tutmak kaydıyla, uluslararası kuruluşlar ile işbirliğine gidilerek, ortak projeler oluşturmak, finansman desteği sağlamak konusunda girişimlerde bulunmak. Sponsor firmaların, aykırı davranışlar içeren faaliyetleri özendirip desteklemekten kaçınmalarını sağlamak, bu konuda dikkat edilmesi gereken noktaları saptamak. Kamuoyunun dikkatinin çekilerek dağların ve dağcılığın yararına olacak yönde konuya sahip çıkmak ve konu ile ilgili geniş katılım sağlamak.
Okunma 19302 defa Son Düzenlenme Cuma, 14 Aralık 2012 14:25
Bu kategoriden diğerleri: « Bursa Uludağ Kaçkar Dağları zirve »
Yorum eklemek için giriş yapın