Doğu Karadeniz - Kaçkar Trans – Zirve.
17 – 31 Ağustos 2003
Alpay OĞUŞ
Ayça OĞUŞ
Mehmet ALPÖZGEN
24 Ağustos 2003
Sabah saat 04:30 da uyku tulumlarımızı terk edip kahvaltımızıyaptıktan sonra 05:30’da zirve için Ayça ve ben yola çıktık.Mehmet geceyi kötü geçirdiği ve üşüdüğü için midesini bozdu ve kampta kaldı. Bizden başka birde İsrail’li grup ve yine Dilberdüzü’nde tanıştığımız Rize’li iki arkadaş İsmail ve Eray vardı. Onlar bizden 45 dakika önce yola çıktılar biz de İsraillilerden 15 dakika önce.
Zirve rotası yani Güney Klasik rota oldukça belirgin bir patika ile Dilberdüzü’nden başlıyor. 1.5 saatlik bir çıkışla deniz Göl’üne varılıyor. Tırmanış için ana kamp olarak Deniz Gölü’nüde seçebilrisiniz. Kamp yüküyle Dilberdüzü’nden göl 2.5 saat sürüyor. Sürekli çıkış. Biz yüksüz saat 07:00’de göle vardık. Yarım saat mola verdikten sonra 07:30 ‘da tırmanışa devam ettik. Deniz gölünün hemen kıyısında bir yer çok rahat geçiş vermiyor. Yaklaşık 5 metre gibi bir yükseklikten yatay ve kolay bir yoldan yürüyüş devam ediyor. Özellikle bu bölgede gideceğiniz yeri pek göremeden yürüyorsunuz. Küçük bir tepecik geçtikten sonra hedefi görüyorsunuz. Bir boğaz. Bu boğaza varıncaya kadar patika pek belirgin değil. çarşak üzerinde yürüyorsunuz. Kırağ yemiş kayalar çok kaygan. Çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu boğazdan sonra dik bir iniş var. İnişin ortalarına doğru artık zirvenin de bir duvarını oluşturduğu büyük bir çanağa geliyorsunuz. Burada yaklaşık 25 metrelik bir irtifa kaybı ile tırmanışa devam. Yürüyüş yoluna göre zirve saat 2 yönünde duruyor. Fakat göreceli olarak daha alçak gibi bir görüntüsü var. Patika ve babalara tekrar kavuşuyoruz. Çok rahat gördüğümüz babalar yavaş yavaş tepeleri tırmanıyor. Bizde onları takip ediyoruz. Fark etmediğimiz bir şekilde yükseldikten sonra kayaların geçit vermediğini görüp rotayı kaçırdık mı acaba diye etrafı inceliyoruz. Uzaktan çarşak üzerinde ezilmiş az belirgin patika gözümüze ilişti. Oraya doğru yöneldik. Çanağa girer girmez, dağ saat 2 yönünde iken babalar saat 11 yönüne gidiyor. Bunu sonradan öğreniyoruz. Bazı açıkgöz rehberler tarafından rehbersiz çıkışı engellemek için konulmuş yanlış babalar. Rota saat 1 yönünde. Ondan sonrası dik bir çarşak üzerinde sürekli tırmanış.
Saat 11:15’te 3950 metredeki zirveye giden sırta ulaştık.Bundan sonrası tam bir bıçak sırtı. Dikkatli ve dengeli olmak lazım. İki tarafta boşluk çünkü ve kayalar çok kırılgan. Her an yanlışlık yapabilirsiniz. Yine sonradan öğrendiğimize göre bu sırtta yürümeden güney tarafında sırtın hemen 5 metre altında patika ile zirvenin dibine kadar gidiliyormuş. Ama biz bu patikayı göremedik. Ayça çok boşluk hissine kapıldığından bir kaya önüne tüneyip zirve çıkışını tamamladı. Bence bırakmadan gidebilirdi. Çünkü 15- 20 metre kalmıştı. Ben 4 dakika sonra zirve defterine ulaştım. İsrailliler ile biraz zirvede kalıp hemen ayçanın yanına döndüm. Beraber sıkı bir keyif çıkardık. Şansımız iyi gitti. Çünkü hava son 1 aya göre büyük bir süpriz yapıp harika idi. Tırmanışın başından sonuna çok az bulutlu ve güneşliydi.
Saat 12:00’e kadar zirveden Deniz Gölü’nü ve etrafı seyrettikten sonra dönüşe başladık. Çıktığımız çarşaktan inerek 14:30’da göle vardık. Yine yarım saat mola verdik ancak bu sefer ben ve gaza gelen sevgili yol arkadaşımız Tomer göle girdik ; girmek demek doğru olur mu bilemiyorum; bir atladık sonra bir sıçrayışta tekrar dışardaydık.
Saat 15:00’te gölden tekrar hareket edip 16:30’da Dilberdüzü’ne vardık.
Kampı toplayıp olgunlara geri döndük. Hava buradaki tek koşul bence. Kapalı olduğunda bilen biri olmadan rotayı bulmak zorlaşır. Birde yağış durumunda yıldırımlara dikkat etmek gerekir. Ama güney genelde açık oluyor. Dilberdüzü ne çıkıp uygun havayı burada beklemek sanırım biraz şanslı iseniz zirve yolunu size açacaktır.
Alpay Oğuş
ağustos 2003