Sir Edmun Hillary,
1953 yılında Everest’in zirvesine ilk defa ulaşarak dağcılık tarihinin en büyük problemini çözmüş ve dünyanın en ünlü dağcısı olmuştur. Dağcılıkla hobi olarak uğraşıp, Yeni Zelanda’nın kırsal kesiminde kendi halinde arıcılıkla uğraşırken kendini aniden müthiş bir ilgi yumağının içinde bulmuştur. Tüm dünyanın gözünü ona dikip her şeyiyle merakla ilgilenilmesinden yorulmak şöyle dursun, hakkında oluşan bu şöhreti Nepal’in solu-Khumbu bölgesinde okullar, hastaneler ve diğer alt-yapı projelerinin gerçekleştirilmesini finanse etmek ve yeni maceralara mali kaynak bulmak için kullanan Hillary, hep gündemde kalmıştır. Bu mütevazi genç adam daha sonra yirminci yüzyılın önde gelen maceracılarından biri olarak neredeyse efsanevi bir kişilikle onurlandırılmıştır.
1953 yılında Everest’in zirvesine ilk defa ulaşarak dağcılık tarihinin en büyük problemini çözmüş ve dünyanın en ünlü dağcısı olmuştur. Dağcılıkla hobi olarak uğraşıp, Yeni Zelanda’nın kırsal kesiminde kendi halinde arıcılıkla uğraşırken kendini aniden müthiş bir ilgi yumağının içinde bulmuştur. Tüm dünyanın gözünü ona dikip her şeyiyle merakla ilgilenilmesinden yorulmak şöyle dursun, hakkında oluşan bu şöhreti Nepal’in solu-Khumbu bölgesinde okullar, hastaneler ve diğer alt-yapı projelerinin gerçekleştirilmesini finanse etmek ve yeni maceralara mali kaynak bulmak için kullanan Hillary, hep gündemde kalmıştır. Bu mütevazi genç adam daha sonra yirminci yüzyılın önde gelen maceracılarından biri olarak neredeyse efsanevi bir kişilikle onurlandırılmıştır.

Hillary genç bir delikanlıyken büyük maceraları hayal etmeye ve bu konuda yazılanları okumaya bayılıyordu. On altı yaşındayken Yeni Zelanda’nın Ruapehu Dağı’nda geçirdiği kış tatilleri hayatının dönüm noktası oldu.Orada kayak yapmayı öğrendi, karla kaplı yamaçlarda tırmandı, soğuk ve gevrek dağ havasının tadına vardı. Bu seyahat onda dağ maceraları için bir iştah yarattı ve bu duyguyu hiç kaybetmedi.
İkinci dünya savaşı sıralasında gemilerde seyir subayı olarak askerlik görevini yaptıktan sonra, Yeni Zelanda’ya babasının arıcılık işine geri döndü;ancak boş geçen her anını çevredeki tepelere tırmanarak geçirdi. Daha sonra 1947’de Yeni Zelanda’nın güney Alpler’inde birçok tırmanış yaptı ve 1948’de Cook Dağı’nın güney sırtının ilk tırmanışını gerçekleştirdiler.

Yeni Zelanda’nın kar ve buzunda tırmanarak çıraklık dönemini tamamladıktan sonra Hillary rotasını başka yönlere çevirdi. 1950’lerde Avrupa’ya gidip Monte Rosa ve başka birçok orta zorlukta zirveye tırmandı. 1951 yılında George Lowe, Earl Riddiford ve Ed Cotter ile birlikte Garhwal Himalayası üzerindeki Mukut Parbat (7128m) gibi zirvelerin ilk çıkışlarını yaparak kariyerine yeni sayfalar ekledi. Ünlü İngiliz gezgin ve dağcısı Eric Shipton onların bu başarısını duyduğunda, Hillary ve ve Earle Riddiford’u 1951’de Everest’e yapacağı keşif faaliyetine davet etti.
Bu faaliyet Hillary için birçok açıdan önemli gelişmelere sahne oldu. Faaliyet sırasında kendi kendine yetebilen bir dağcı olarak olağanüstü dayanıklılık gösterirken çok çabuk aklimatize olma becerisini de ortaya koydu.Bu yeteneklerin sonucunda Shipton’un tırmanış partneri olarak Everest’in güneydoğu sırtını daha iyi görebilmek için Pumori’ye yapılan tırmanışta ona eşlik etti. Bu noktadan baktıklarında, tehlikeli çatlaklarla dolu Khumbu Buzulu üzerinden batı çanağına ulaşan, oradan da güney geçidini aşıp güney doğu sırtı boyunca zirveye uzanan bir tırmanış hattı keşfettiler. Bu rotanın çıkılabileceğine inandılar.
Bu faaliyet Hillary için birçok açıdan önemli gelişmelere sahne oldu. Faaliyet sırasında kendi kendine yetebilen bir dağcı olarak olağanüstü dayanıklılık gösterirken çok çabuk aklimatize olma becerisini de ortaya koydu.Bu yeteneklerin sonucunda Shipton’un tırmanış partneri olarak Everest’in güneydoğu sırtını daha iyi görebilmek için Pumori’ye yapılan tırmanışta ona eşlik etti. Bu noktadan baktıklarında, tehlikeli çatlaklarla dolu Khumbu Buzulu üzerinden batı çanağına ulaşan, oradan da güney geçidini aşıp güney doğu sırtı boyunca zirveye uzanan bir tırmanış hattı keşfettiler. Bu rotanın çıkılabileceğine inandılar.

İki yıl sonra 1953’te İngiliz Everest ekspedisyonunun bir üyesi olarak rotayı denemek üzere Hillary yeniden Everest’e geldi. Everest komitesi, çıkış planının ilerleyişinde aksamalar olduğu iddiasıyla Shipton’u görevden aldığı için ekspedisyonu İngiliz ordusunda albay olan John Hunt yönetiyordu. Ekspedisyon başkanlığı konusundaki bu değişiklik kararı nedeniyle Everest Komitesine karşı bir tavır alınmış olmasına karşın, tüm ekip üstün bir lider olduğunu kanıtlayan Hunt’ın etrafında kenetlendi. John Hunt ekspedisyonu yumuşak ve etkin bir şekilde idare ediyor, zirve denemesi için dağcılar ve malzemeyi hazırlıyordu. İlk denemeyi 8600 metreye kadar tırmanarak yapan Charles Evans ve Tom Bourdillon geri döndükten sonra, ikinci zirve denemesi için Hillary ve Şerpa Tenzing Norgay seçildiler. Bu ikili güney doğu sırtından yaptıkları çok uzun ve zorlu bir tırmanıştan sonra 29 Mayıs 1953’de Everest’in zirvesine ulaşıp dünyanın çatısına ayak basan ilk insanlar oldular.

Tırmanışla ilgili heyecan ve kutlamalar bittikten sonra (bu arada İngiltere Kraliçesi başarılarından ötürü Hillary ve Hunt’ı şövalye ünvanı ile onurlandırmıştı), Hillary tırmanmaya devam etti ve başka maceralar peşinde koştu. 1958’te Antarktika’da Güney kutbu’na bir ekspedisyon düzenledi. 1959’da Kar adam Yeti’yi bulmak için bir araştırma organize ettiyse de, bu yaratığın varlığını destekleyen önemli ve somut kanıtlar elde edemedi. 1960’ta Makalu’da oksijen kullanmadan yaptığı tırmanış denemesinde, ekipteki Peter Mulgrew adlı dağcı zirveye 250 metre kadar yaklaştı. 1963’te yönettiği bir dağcı ekibi Kangtega Dağı’na çıktı. 1977 yılında Hindistan’ın en uzun ve kutsal ırmağı olan Ganj nehrini boydan boya geçti.
Yine ekspedisyonlara ve başka maceralara katılmaya devam etmekle beraber, son yıllarda Hillary zamanının büyük bir bölümünü Şerpaların ve Himalaya’daki başka dağ toplumlarının yaşam koşullarının düzeltilmesine adamıştır. ..
Hillary 20 Temmuz 1919’da Yeni Zelanda’nın Auckland kentinde doğdu. Auckland’ın altmış kilometre güneyinde küçük bir taşra kasabası olan Tuakau’da büyüdü. On bir yaşındayken oradaki okuldan normal süresinden iki yıl daha erken mezun oldu. Yeni Zelanda’nın en seçkin okullarından olan Auckland Grammer’e devam etti. Buradan mezun olduktan sonra akdemik ortamdan sıkılıp ordulaya katılana kadar birkaç yıl yerel bir üniversitede çalıştı. İkinci Dünya savaşından sonra dağcı ve maceracı olarak tanınana kadar arıcılıkla uğraşan babasına yardım etti. Daha sonra hayatına konferanslar vererek, yazarak, dağcılık malzemeleri tasarlayarak ve ticari projeler geliştirerek kazandı. 1953 yılında Louise Rose ile evlendi. Üç çocukları oldu. 1975’de Karısı ve bir çocuğu Kathmandu yakınlarındaki bir uçak kazasında öldüler. 1989 yılında Antarktika’da bir uçak kazasında ölen arkadaşı Peter Mulgrew’in eşiyle evlendi. 2008 yılına kadar Auckland’de yaşadılar.
ve mütevazi ama dev bir efsane olan Hillary, 11 Ocak 2008’de 88 yaşında aramızdan ayrıldı.
Yazı: Nicholas O'Connel - Riskin Ötesi - 1993