Yedigölburnu Doğu Duvarı İlk Kış Çıkışı

 

6 Şubat 2002

Akşamdan beri esen rüzgar şiddetini artırarak fırtınaya dönüştü ve tüm gece boyunca sabaha kadar devam etti. Sabah 7.00'a kurduğum alarmı susturup uykuya devam ettim. Saat sekizde kalktık. Acıkmıştım. Bu fırtınada tırmanış olanağı yoktu. Kendimi her koşulda tırmanışa hazırlamışıtım ama fırtına hariç. Çıplak elle tırmandığım için eksi on-on beş dereceye varan soğuk havalarda rahatça tırmanabiliyorum ama fırtına devreye girince açıkta kalan parmakları anında dondurabiliyor. Ne yazık ki ülkemizde daha dry-tooling yapılan teknik malzeme ve imkanlarda yok ki ful kapalı eldivenlerle tırmanma olanağına kavuşa bilelim. 

Kahvaltımızı yaptıktan sonra ikinci neskafeye üçüncünü de ekledim çadırdan dışarı çıkamayınca. Çadırın atrafına kar duvarını sağlam ördüğümüz halde zaman-zaman çadırın pollerini elimizle tutarak şiddetli fırtına da patlamasına engel olmaya çalışıyorduk. 

Öğlene doğru fırtına yerini şiddetli rüzgara bıraktı ama artık benim duvar tırmanmak için hazırlanma saatim geçmişti. Hacettepeli ekip Emler'e çıkmak için hazırlanmıştı Ebru da onlarla Emler'e gitti. Bende boş kalınca çadırın etrafındaki duvarı sağlamlaştırıp iyice yükseltmeğe karar verdim. Bir saat kadar uğraştıktan sonra çadıra girip günün geri kalanını ne bulduysam yiyip içerek geçirdim.
Gece tekrar fırtına şiddetlendi galiba bu kadar yolu kamp yüküyle çıktıktan sonra hava muhalefeti tırmanışa izin verme niyetinde değildi. Buna karşın bende kendimi '' Her koşulda tırmanış'' moduna soktum. Artık yarın sabah kalkıp ne olursa olsun tırmanışa gidecektim. 

7 Şubat 2002

Yadigöl Burnu Doğu Duvarı İlk Kış Çıkışı Saat 7.00'da kalkıp ocağı yaktım. Fırtına gece boyunca rutin olarak devam etti, sabaha doğru şiddetini biraz azalttı ama bitmedi. Saat onda hazırlanmağa başladım ve on birde yola çıktım. Amacım Çelikbuyduran'dan yukarı çıkarak Karayalak geçidinden Yedigöller'e, Yedigöl Burnu Doğu Duvarı'nın altına gelip doğu duvarını free solo tırmanıp sonrasında Yedigöl Burnu zirvesinden traversle Kızılkaya'nın kuzey yüzünün altına geçip, kuzey dehidralini tırmanmaktı. 

Çelikbuyduranı hızla geçip Karayalak geçidini aşarak yedigöller'e indim. Yedi Göller'e inerken Kızılkaya Kuzey Dihedrali'ni inceledim ve kötü bir durumla karşılaştım. Rotanın bir yerinde ve rotaya giden traversin iki yerinde çığ inmişti. Kızılkaya tırmanışı riske girmişti ama kesin kararı Yedigöl burnu zirvesine gelince vermek üzere sonraya bıraktım. Y.göl Burnunun altına geldim ve sert kardan duvarın altına tırmanmaya başladım eğimin sertliği yüzünden batonları kaldırıp kazmayla tırmanmalıydım ama batonlar donmuştu ve tüm çabalarıma rağmen kısaltıp çantamın arkasına bağlayamayınca orda bırakmak zorunda kaldım. Bu, buraya bir daha dönmem gerekir anlamına geliyordu. 

Batonları geride bırakarak yükselmeğe başladım. Tabi ki her zamanki ağır çantamla. Ağrı Kuzey Kış çıkışında kamp yüklü çantamın ağırlığı şuanki, yani solo duvar tırmanışı sırasında taşıdığım çantanın ağırlığında daha azdı. Karda, duvarın altına kadar yukarı çıktım. Hazırlanarak saat 13.00'da Yedigöl Burnu Doğu Duvarı'nı tırmanışa geçtim yedi sekiz metrelik kaya pasajları sonra kar kulvarı sonra yine kaya. Burası, esasında yazın yeni başlayanlar için ideal bir duvar. Emniyet olanakları da fena değil. Tabi bu duvarı yazın, 17 dakika gibi çok kısa bir sürede free-solo çıkmıştım. Şuan da ilk kış tırmanışını free olarak çıkıyordum. Yukarıda genişçe bir kar kulvarı daha ve sağ taraftan yukarı çıkan iki rota çizgisi. Sağdan giden, yazın çıktığım, 5 derece zorluğunda bir yer, sol taraf daha kolay olan versiyonu. Tırmanışa soldaki rotadan devam ettim. Bu pasajda kayaların üzerini ince ve saydam bir buz tabakası kaplamıştı. Hoşuma gitti. Bir elle buz kaplı kayalara tutunurken diğer elimle birkaç fotoğraf çektim. 10-15 metre daha yükselince önümde ufuk belirdi ve o, ''karanlıktan aydınlığa ayak basma'' duygusunu yaşadım. İşte burası zirveydi. Saat 13.34. Toplam 34 dakika süren, zor olmayan ama zevkli bir tırmanış, ve Aladağlar defterine yazılan, bir ilk kış duvar tırmanışı daha. 

Zirvede oturdum atıştırdım biraz su içtim ve Kızılkaya hakkında tekrar düşünmeğe başladım. Buradan bakınca da, rota hiç hoş görünmüyordu. Kontrolü bende olmayan riskleri almaktan hiç hoşlanmam ve çığ da o risklerden biriydi. Hiç işim olamazdı. Kızılkaya tırmanışımı iptal ettim ve aşağı, batonlarımı almak için inişe geçtim. Kızılkaya-Yedigöl Burnu arasından aşağı inmeğe başladım. Kar kalın ve tehlikeli duruyordu. Yüzeydeki sert ve kırılgan kar tabakası ara sıra kırılıyor ve içime korku düşürüyordu. Bu yüzden aşırı dikkatle inmek zorunda kaldım ve 34 dakikada çıkışını yaptığım yeri bir buçuk saatte ancak inebildim. Batonları aldım ve Kızılkaya geçidi kampının yolunu tuttum. Yolda, Hacettepeden Selahattinlerle karşılaştım. Onlar da Direktaş Çıkışı'nı başarıyla yapmış ve kampa geri dönüyorlardı. 

Kampa erken dönmüştüm. Ebru da Karasay ve Eznevit çıkışından yeni dönmüştü. Hacettepeli dağcılarla biraz ayak üstü muhabbet ettik ama soğuk esen rüzgarın yüzümüzü kırbaçlamaya başlamasıyla çadıra sığınmak zorunda kaldık. Artık yarına, Eznevit Kuzey Duvarı'na zihinsel hazırlık yapmalıydım...

Okunma 4819 defa Son Düzenlenme Cuma, 21 Aralık 2012 19:06
Bu kategoriden diğerleri: « Bolu Seben Kandıra Sarısu »
Yorum eklemek için giriş yapın