Süphan Dağı

 

26.EKİM.2003 PAZAR 

6 günde otostopla gezerek Van'a ulaştım. Kampüs de toplanma yeri kapalı spor salonunun güreş eğitim bölümüydü. O kadar insanın içinde hışırtılardan iyi uyuyamadım. Tarihleri uygun olsaydı TDF nin düzenlediği tırmanışa gitmem daha iyi olabilirdi. Saatlerin geriye alınması gerekiyordu. Ama birkaç geri zekalı vatandaş yüzünden kalkmamız gereken zamandan daha önce kalktık. Uyandıktan sonra da çantayı toplamak kalıyordu geriye. 



Kahvaltının üniversite ekibi tarafından kantinde verileceği söyleniyordu. Ancak duyduğumuz kadarıyla Üniversitenin sağlık ve spor daire başkanlığı ile dağcılık kulübü arasında bir anlaşmazlık vardı. Bu yüzden masrafları ödemekten kaçınan üniversite yetkilileri yüzünden kulüp yöneticisi Mustafa Bingöl oldukça zor durumda kalmıştı. Gecikmeyle de olsa peynir,recel,zeytin, ekmek ve çaydan oluşan kahvaltı hazırlanmıştı. 

Hava da oldukça kötü görünüyordu. Yağış ha başladı, ha başlayacaktı. Sanki bizi bekliyordu. 

Önce Erciş ilçesine gidildi. Alışveriş falan yapıldı. Ardından Adilcevaz'da küçük bir mola sonrasında Dağa hareket edildi. Bitlis sınırlarına giren Nemrut isimli dağa da gidilecekti ancak hava nedeniyle programdan çıkarıldı. Tırmanışa başlayacağımız köye gelindi. Şehirde alınan kalem, silgi, defterler köyün çocuklarına büyük bir özenle dağıtıldı. Daha Üniversitenin otobüsünden inmeden yağmur başlamıştı. Mustafa(Bingöl) Hoca yağmurun biraz dinmesini bekledikten sonra hareket etmeyi tavsiye etti. Ancak hava pek durulacağa benzemiyordu. Biraz tereddütle önden tırmanışa başlayan ekibe yetiştim. Saat 15:00 gibi hareket ettiğimiz köyün rakımı 2300 civarındaydı. Kamp bölgesi olan alan ise 2625m irtifalarda olan bir yayla alanı idi. Yaklaşık bir saat içinde yoğun yağmur yağışı ve rüzgar fırtınası altında kamp bölgesine ulaştık. Çadırı tek başıma kurmak oldukça uğraştırıcı oldu. Donuna kadar ıslanmayan adam yoktu. Ben çadırı kurup içine girerken hala aşağıdan yeni gelenler vardı. Saat 18:00 ı geçerken yağmur azalmadan devam ediyor, rüzgar ise çadırların pollerini zorluyordu. Birkaç arkadaş yemeği ortak yedikten sonra istirahate geçtik. Zirveye yağmurun dinmesi halinde saat 05:00 da gidileceği ilan edildi. Ancak herkesin üstünün ve eşyalarının ıslak olduğu göz önüne alınarak iptal edildi. 

27.EKİM.2003 PAZARTESİ 

Saat 06:45 gibi kalktım hava ağarmak üzereydi. Rüzgar kesilmiş, yağış dinmişti.Delicesine yağan yağmuru o toprak nasıl içmişti anlamamıştım. Kahvaltıyı Sinan ve Oktay'la yaptık. Yaklaşık 10 dk gidip gelme mesafesindeki kuyudan su takviyesi yaptık. O gün çok güzel geçti. Akşama doğru tekrar rüzgar kendini gösterdi. Ara ara vurdu. Ama ilk günkü şiddeti yoktu. Bugün tırmanış için güzel bir günü kaçırdığımızı hissettim. Gece erken bir zamanda sızarak uyudum. 

28.EKİM.2003 SALI 

Gece yarısı saat 03:00 da zirveye hareket edileceği açıklanmıştı. Ancak nedendir bilinmez saat tekrar değişti ve 04:00 oldu. Benim zirve çantam daha gündüzden hazır olduğu için rahattım. Saat 02:30 gibi daldığım uykudan bir anda 03:48 de kalkarak fırladım. Saatimi de kurmuştum ancak ya o çalmadı, yada ben duymadım. Apar topar giyinip zaten hazır olan çantamı attığım gibi ekibe yetiştim. Hava ağarmak üzereydi. Ve sayımda 56 kişi olduğumuz ortaya çıktı. Halen eğitim alma aşamasında olup kamp yapmak için gelenlerden çoğu kamp alanında kalmıştı. 

Hava görüş mesafesi yaklaşık 5m olacak kadar sisli, fırtına derecesinde rüzgarlı ve soğuktu. Ama yağış yoktu. Sadece daha önce yağan toz karı süpürüyordu. İrtifa kazandıkça kopmalar meydana geliyordu. 

3500 m yi geçtikten sonra Mustafa Hoca isteyenlere rehber verilip dönmelerinin sağlanacağını söyledi ama kimse istekli görünmüyordu. 3950 de zirveye ulaşan sırt hattında sis birden çok yoğunlaştı ve tipinin içinde bıraktı bizi. Bir anda ne sağımda, ne solumda kimseyi göremedim. Sonra birisi hızla bana yaklaştı ve “ekip nerede, birbirimizi kaybedersek çok kötü olacak” dedi panik bir sesle. “bari biz birbirimizden uzaklaşmayalım” dedim. Onu durdurdum ve ileriden bize yaklaşan birisi geldi ve ekibin ileride toplandığını bizimde oraya ilerlememizi söyledi. Dediği tarafa gidince kalabalığı gördüm. Mustafa Hoca, tırmanışın bu noktada devam etmeyeceğini tamamen toplanıp sayı aldıktan sonra inişe geçeceğimizi söyledi. Ve oradan inişe geçtik. Yaklaşık olarak birbuçuk saat içinde tekrar kamp alanına döndük. Geriye baktığımızda havanın daha da kötü bir hal aldığını gördük. Tırmanışı fazlasıyla bile zorladığımızı düşünüyordum. 

Kamp alanına vardığımızda saat 11:00 a kadar zaman verildi ve çantalarımızı hazırlamamız istendi. Hava daha kötü bir şekilde gelecekti. Mustafa Hoca “Süphan'a 10dan fazla tırmanış yaptığını ancak bu kadar fırtınayı ilk defa gördüğünü” söylüyordu. 

Köye yaklaşık 40 dakikada inip otobüslere doluştuk. Dağ bize izin vermemişti. Otobüste üzerimi değiştirdikten sonra otostopla hareket etmek üzere Adilcevaz yolu üzerinde indim. Eskişehir'e doğru dönüşe geçtim. Zirve yapamamıştık ama Süphan'ı hem çok sevmiş hem de tırmanış açısından tatmin olmuştum. Umarım tekrar gelmeye fırsatım olur.

 

Van 100. Yıl Ünv.

Okunma 4664 defa Son Düzenlenme Cumartesi, 12 Kasım 2011 13:53
Yorum eklemek için giriş yapın