9 Kasım 16:04 Grandruk'da oturuyoruz. Bugünkü yürüyüşümüzün son noktası. Güzel bir pansiyon, birinci durağımız,ilk vizit noktasıydı. 20 dakikalık bir yürüyüşle Naya Pul'dan (asfalt yol sınırı) patikalara girerek, Bırethanti'ye (1050 m) gelip geceledik. Vakit henüz erkendi kısa kaya aradım; ya çok yuvarlak ya yosunluydu yada altı tehlikeliydi. Küçük ve hızlı bir gezi ile otele döndüm. Bir çok zaman, dağda yapacağım çıkışı düşünüyordum. 10 Kasım 1998 15:40 Şu anda, Chomrung'da otelin bahçesindeyim. Yine 14:00 civarı buraya geceleme noktasına ulaştık. Yürüyüşe 08:30 civarı başlamıştık.
Genelde tırmanarak üst noktaya ulaştık. Yerleşim vardı. Oradan sonra aşağıya, ciddi irtifa kaybederek yağladık. Nehire inip, karşıya geçtikten sonra, yemek molası verdik. Oniki civarıydı, kaptırdım ve yukarı en üst noktalardan birine kadar fişekledim. Sonra genelde rahatk iniş çıkışlarla (travers) buraya geldim. Tam önümde büyük bir tepe-dağ. Sağında solunda da vadiler var. Sanırım biz sağa doğru bombalayacağız. Bira içiyorum. Kafam güzelleşiyor, keyfe bak 8 binliklerin altında... Yürüyüşler oldukça hafif. Herhalde çantadan kaynaklanıyor. (Hep full kamp yüküne alışmışız ya!) Parkurlar çok güzel, oldukça zevkli. O kadar çok insan var ki, sanki haç yolundalar. Ortaklık, benzer yönler... dağlardan, ona yolculuktan zevk almak, anlam bulmak. Delmece çıkışına benzettim, kimi yerlerde: inerken, çıkarken... Devasa dağlara uzun yolculuk. Ekip şimdilik iyi. Muzaffer abi, Saadet, Kuvvet ve ben. 11 Kasım 1998 16:00 Dovan'dayım! Aslında Himalaya Otel'e (3000) çıkacakken, Dava Şerpa'nın: "yukarıda yer azdır" uyarısı ile burada kalmaya karar verildi. 2600m. civarı. Yine büyük bir iniş-çıkışlar. Kazanılan irtifayı kaybetmek pek hoş olmuyor. Ama parkurlar harika tam treking. Binlerce insan; çoğu sarı benizli!.. Bütün etapta iki dakika yalnız kalamazsın. Ya arkandan ya karşından geliyorlar. Kuvvetle benim çantalarımız anormal olmasına rağmen, ağır ve büyük, ulaşacağımız noktalara çok hızlı gidiyoruz, İnanılmaz rahatım ve akıyorum parkurda. Zorlanma yok. Umarım yükseklerde de böyle hissederim kendimi. Dağa yaklaştığımızı, buradan iyice anladık. Nehire yaklaştık yine. Tempo, sürekli kondüsyonumu izliyorum. Kuvvetle konuşmalarımız oluyor . Muzaffer abi oldukça iyi bir faktör bizim için. Hepimizi eğlendiriyor, moral kaynağımız. Ayrıca bir sürü hikayeyi de dinleme şansımız oluyor, geçmişteki dağcılık anılarını. Bol bol kitap okuyorum. Ortalıkta duran herkes ya okuyor ya yazıyor.
Ecnibi milleti işte. Hava sıcaktı. Yemek yediğimiz yere kadar parkur sıkıydı. 12 Kasım Deurali 10:27 Parkur geneldi dik sayılırdı ve daha "sarp" Doavan'dan bir buçuk saatte geldim. Bizimkiler henüz yok. Herhalde önden gene Kuvvet gelir. Ekibin temposu gittikçe düşüyor. Maçapuçare'ye çok yaklaştık, tek etap. Yürüyüşe başladığımız yer olan Nayapul, 1000 metre civarıyken, şu an 3150 metredeyiz. Maçapuçare basecamp'a 600 metre var. Sabahtan beri güneş yeni vurdu. Ortalıkta tırmanacak kaya, ekmek yok. Hep yosunlu. 18 gün sonra burada kış sezonu başlıyormuş, Sıçtık, soğuk...
Mac Basecamp 3700 metre 13:43 Deurali'den 11:38'de çıktım. Saat 12:55'de Fishtail Lodge'a ulaştım. İyi fişeklemiştim. 4000'e kadarki kondüsyonumu iyi biliyordum. Ama daha yükseği? bakalım!.. Bugün 1100 metre irtifa aldık. Güzel bir kısa kaya buldum, birazdan tırmanmaya gideceğim. Manzara muhteşem, bugün hava açık güneşli, her şey şimdilik çok iyi. 13 Kasım 1998 Annapurna Basecamp 4100 metre 09:42 Hava güzel. Bir saatte geldim buraya. kolay bir yürüyüş.
Yükümü daha da azalttım. Kuvvetler gelince, beş kişi olarak yükleri dağıtıp, high (yüksek) kampa gideceğiz. Dün harikaydı benim için. 13:00 civarı Macapucare Basecamp'a-MBC- gelip hazırlıklarımı, temizlik, yemek vs. yaptım. Hava güneşliydi. Nefis bir iri kayada kısa kaya çalışması yaptım. Üç dürt rota çıkardım. Travers ve dik rotalar. Orada colarado'lu ve İsviçre'li iki dağcı ile tanıştım: Markus ve Fredie. Markus ile birlikte kısa kayada problem çözüp, çalıştık. İp açtılar ve bir çok insanı tırmandırdılar.
Hiunchuli Dağı'nı güney sırtından tırmanacaklarmış. Tırmanmak bana mutluluk ve enerji verdi. 13 Kasım Tharpu Chuli Basecamp 4500 metre 15:01 Birçok dağcının belkide en büyük rüyalarından birini yaşıyorum. Bir 8000'lik görmek, onun yanında olmak, en azından!... Öğle bir çanaktayızki... Sağımda, Chris Bonington'ların ilk çıkışını yaptıkları, meşhur Annapurna güney yüzü. Şimdi büyük bir çığ indi o yüzden. Bugün MBC'den kaptırıp buraya ulaştık. Yaklaşık 800-850 metre irtifa aldık. Önce büyük bir buzul yatağına girdik, sonra burayı karşıya doğru geçtik. Ardından suyun aktığı bir dere yatağını takip ettik, sola kıvrıldık. Patika var ve rahat bir parkur. Aşağıya nazaran irtifa etkisini daha sık hissettiriyor. Bizim şerpalar buraya high camp dediler ama o, daha yukarıda, kar sınırına yakınmış. Buradan direk zirve yapmayı düşünüyoruz. Yola çıktığımızdan bire sürekli irtifa alıyoruz. 1000 metreden 4500 metreye geldik. Az değil baba, paso treking ve ağır yük olmadan (şimdiye kadar) Himalaya sektörü ve tırmanışlarıyla tanışmak benim için iyi bir şans oldu. Bundan sonra eminim daha kolay olur. Çıkarken gözüm hep Hiunchuli'deydi; bir tane makul rota bulamadım. İnanılmaz zor gözüküyor. çünkü tamamı kuzey yüzü. Olası hat ve kulvarlar ciddi problemlerle dolu. Gne, çadırın tam karşısında: Annapurna South zirvesi, 7400 metrelik dağlardan 8000'liklere sıçramak görsel şok oldu. Daha 4000'lik zirve görmeden, hop buraya. 14 Kasım Base Camp Zirve dönüşü 18:23 İşte oldu: 5663m. Diğerlerinden hiçte farklı olmadı.
Zorlanma, varlığını ortaya koyma, risk alma. İpsiz çıkıp, ipsiz indem. 4500'den 5600'e; önce High Camp, sonra devam gene, yükselme, karla buluşma ve sonunda buzul çatlaklarının bol olduğu platoya kavuşma. Zirve sırtına giden izler gözüküyordu. Bir tanesi İngilizler'in sanıyorum dün zirve yapmışlar, bu: Dik sırt rotası, diğeri daha geniş, düz bir kar hattında açılmış izler. Dikliğin dibine 12:00 civarı ulaştık. Aynı gün zirveyi denemeye kararlıydım, ipsiz ve hızlı. Çünkü zamana karşı yarışmam gerekiyordu. Karşılaştığımız tırmanıcı şerpalar ve diğer dağcılar, bugün çıkmamaın imkansız olduğunu söylüyorlardı. En son kulvarın dibindeki üç kişilik, teknik malzemeli, amerikalı ekip, aynı şeyleri söyldiler. Dağın başladığı dikliğin dibinde kuvveti bekledim. O, sonra denemek istediğini söyledi; ben de devam edeceğimi. Önce sırta ulaşayım sonra, gerisine bakarım dedim.
Gene etkinliğimi parça parça düşünüyordum. Önce boyun sonra zirveye giden sırt. Bu kısımların sonunda, çıkışımı tekrar değerlendirecektim. Aşağıdan pek anlaşılmayan mesafe ne kadar? İrtifa beni ne hale getirecek? Ya diklik? Bunları ancak deneyerek yanıtlayabilirdim. . Çıktığım kulvar, göründüğünden daha uzun ve dik çıktı. Çanta ile çıkmam gerekliydi ama yorucuydu. Sonunda başardım. Sırttan devam ettim ve zirve. Hava zaman zaman bulutlanıyordu. İzler çok işe yarıyordu ve dönüş için güven noktamdı. Aşağıdan, platodan gözüken, zorluktan başka bir şey değil tabi ve karanlık tablolar. Ya sen ne bok yemeye geldin buraya? Tabi ki çıkmak zorundasın. Hep K. Wielicki'yi düşündün. "hızlı ol ve metabolizmanı kandır.
Hayvan daha nerede olduğunu anlamadan inişe başla. Metabolizmanı aldat." Kendimce denedim oldu. Zirvede nefes nefese kalmadım, hep öyle olacağını düşünmüştüm. Kalbim küt küt atıyordu. Nabzımı dinlenerek kontrol ediyordum. Nasıl bir irtifa hissi , oksijen azlığı? Yükseldikçe bütün damarlarımda hissettiğim. Hiç dinlenmeden her gün yükselerek süren etkinlik, Hep ortalama ağırlıkta bir çanta ile. Son iki gün 3700'den 4500'e - Sonra da 5600'e. Dönüşte kampta. Tonlarca su içtim. başağrısı belirtileri başladı. Belkide zor bir gece olacak. Dünkü gibi sabaha kadar mücadele mi? Kuvvet yarın ne yapacak? Zirveyi tekrar deneyecek mi? Yiyecekler çok az, açlık bekliyor. Kamp hareket; 08:30 - Zirve; 14:09 Kamp;16:00 15 Kasım Basecamp 15:26 TC'nin 75. yılını, Ahmet Oktay'ın yazarlarımızdan yaptığı seçkileri defalarca okuyarak (kitabım bitti) anlamaya çalışıyorum.
Sanıyorum, henüz onu kutlayacak duygu yoğunluğuna ulaşamadım. Yarın ben Singuchuli'yi, Kuvvet'te tekrar Tharpuchuli'yi deneyeceğiz. Bugün yiyecek ve diğer lojistik ihtiyaçlarımızı kuvvetin ısrarı ile hallettik. Hava güzel. İlk defa dinlenme günümüz, Bakalım. 16 Kasım Basecamp'da 08:34 Gece soğuktu. Sabah kalktığımızda ise hava bulutlarla kaplı, soğuk v e hareketliydi. Yapmak istediğim çıkışın, bu havada, çok zor ve riskli olacağını düşünerek, aşağıya yağlamaya karar vrdim. Kuvvet'te onayladı. Şimdi kampı topluyorum Kuvvet yüksek kamptaki ipi almaya gitti. Umarım hava düzelir de bir çıkış daha yaparım. 16 Kasım 1998 Maçapucare Basecamh - MBC 18:16 Sıcak yemek salanundayım, oda tuttuk, yemek ve sıvı işini biz hallediyoruz. Tent Peak'den inişte bütün yüklerimizi biz sırtlandık. Plastik botlar, ip, kranpon, kazmalar, çadır vesaire.
Yük fazlaydı ama zor olmadı, çayır çimen indik. Hava kapalıydı. Buzul yatağından geçip Kuvvet'i beklemeye başladım. Tent Peak sapağındaki yapıyı incelerken bunun bir anıt olduğunu keşvettim. Aralık ayında Annapurna I-Güney Yüzünün kış tırmanışı yapıp, inişte ölen iki japon dağcıya ithaf edilen bir anıt. Etkilendim. Hava soğumuştu. Trekçilerin azaldıını gördüm. Kış geliyor. 17 Kasım 3700 Metre de kısa kaya antremanı yaptım; nasıl da nefes nefese kaldım. Altı düz negatif bir kaya buldum. Gene yanında büyük bir kaya. Önce ikisinin öpüştüğü , bacamsı rotayı çıktım. İki kaya yüzüde çok zordu. Biri tamamen negatif diğerininde yarısı pürüzsüz negatif. Zihnimi zorluyorum, neresi rota olabilir, yani yukarı ulaşır. Kayanın sağını solunu inceliyorum. Sonra üstüne çıkıp (4,5 metre) yosunları, rotanın en riskli tutamaklarını temizliyorum. Hattı buldum. Negatifin tam ortasında iyi bir tutamak var.
Ona ulaşmalıyım. Önce temizliyerek iki minik tutamağı kullanıyorum ve bir sırt basamakçı. Deneme düşme. Olacak ama yukarısı çok uzak. Ya tutamazsam? Tam o sırada Kuvvet geliyor. Altımı alıp (spot) bana yardımcı oluyor. Son hareket riskli. Dinamik bir uzun hamle yapacağım. yapıp düşüyorum. Sonra tutuyorum. Bütün vücudum boşlukta sallanıyor. Öteki elimi alıp, zirve yapıyorum!! Nefes, nefese iken kuvvet'e yeni rotaların mental zorluğundan bahsediyorum. Annafurna Basecamp'a giden bazı insanlar benimle ilgileniyor. Gece Guests Hause'da Kuvvet'le, Gandarba Chuli'yi ertesi gün denemek üzere sözleşiyoruz. 18 Kasım Annapurna III, Gangapurna Basecamp'ından dönüş 14:02 Sisli bir havada ssatlerce yürüyerek, Gandharpa Chuli temel kampına gidecekken, kaptırıp buraya kadar gelip, geri döndüm. Çünkü benim tasarladığım çıkış buraya varmadan başlamalıydı. 15:45 Sis ve sis yağmuru oldu yarım saat önce. Şu anda bir nehrin kenarına açılmış kamp yerindeyim.
Tam nehrin kenarında belirteç olsun diye yapılan baba ve bayraklar duruyor. Konforlu bir kamp yeri çünkü hemen yanında berrak bir su akıyor. Nehirler çok bulanık. Yukarda döndüğüm iki yedibinliğin Basecampında kayalara, sloven ve japon ekpedisyonlarının tarihi ve ölümleri kazınmıştı. Farklı ve tuhaf bir duyguyu gene hissettim. Hava kapalı. Zirve çıkışı yapamasam bile, Himalayalar'da bir gece, ıssız bir bölgede yalnız kalmanın ayrıcalığını ve geliştiriciliğini yaşayacağım. Sanırım Kuvvet dikliklerinden ve şerpaların "imkansız gidemezsin" dediği kaya pasajından çekindi. "Henüz o kayaya gelmeden geri döndü. Çadırı, yiyeceklerin bir kısmını ve diğer şeyeleri alıp yoluma devam ettim. Çantam çok ağırlaşmıştı. Hava çok kapalıydı ama açabilrdi. Bahsedilen diklikte ipi açıp, önce çantayı sonra kendimi indirdim. Patika genelde belirgindi ve babalar vardı. İnişli çıkışlı bir yol.
SinguChuli'yi bu taraftan deneyip başarısız olan Amerikalı bir grupla karşılaştım. On kişiye yakındılar ve yükleri benim gibiydi. Çat-pat konuşabildim. Gece suyun sesi, dağlar; Bayat bir ifade de olsa sevdiklerime burada daha yakınım.. Yarın bakalım neler olacak. Hava açacakmı, yoksa geriye mi döneceğim? 19 Kasım Sinua Gece yalnız, derin bir uykudan sonra kalktım. Hava dağların üst kısmında sisli, puslu ve doluydu, kahvaltıya başladım ve kar yağışı başladı. İşte geri dönüş. Çıkmak istediğim dağı bile göremedim. İki saat sonra MBC'deydim. Kuvvet ile hazırlanıp kesin dönüşe başladık ve ardından buraya kadar geldik. Mesafe uzundu. Kar yağışında ve yağmurda indik. 3700'den 2300'e. 27Kasım Kathmandu 22:23 Dağdan indim ya pek bir şey yazamıyorum. İner inmez pakistan havayollarına gittik. Aynı gün bir uçak vardı fakat yer kalmamıştı.
Dönmeyi çok istiyordum, tırmanış antremanlarıma ve rotalarıma kavuşmak. Kuvvet ise kalıp burayı sindirmeyi istiyormuş. Farklılık... Önümde boş bir hafta var. Dawa şerpaya sordum, nerede kaya bulurum diye, "Nagarjun" dedi. Tarifi alıp ertesi gün çantamı sırtlandım. Tanrım! Buldum, kaya, gerçek kaya. tepenin yola bakan kuzey batı yüzünde. Çarşamba yani 25'inde, güzel, ekmeği yedim: Bir mağara girişinde: Geçiş ve rotalar yaptım. Düştüm. İki bileğimi de incilttim, (iki sakata bileğimi) Bereket topraktı ve mesafe alçaktı. Yorulmaktan ve kontrolümü yitirmekten olmuştu kaza. Süratle yağladım ve perşembe istirahat ettim. İyi geldi bileklerime. Bugün Kuvvetle gene oraya gittik. Ama bu sefer, Kralın eski bahçesi olan orman parka girerek, yoldan gördüğüm kayaya yöneldim. Karşımda harika bir kaya vardı, altı düzgün. Bugün bir ayın en güzel antremanını yaptım. Eski günlere dönüş! Bugün tehlikeden uzak, kontrollü bir gün için kendimi zorladım. Ve neşemi buldum!.
Doğan Palut