Mart ayının ortalarına geldiğimizde kış sezonıu bitmede son bir kez daha aladağlara gitmeyi.planlamıştık. partnerim fatih ile birlikte bu kez gözümüzü şimdiye kadar kışın çıkılmamış olan demir kazık güney yüzüne diktik. Bu yüz çoğunlukla narpuzdan geçerken dönüm baktığımız ama tırmanmayı düşünmediğimiz bir hat olup görece karmaşık bir coğrafyaya sahiptir. Planımız gayet basitti. İlk gün zirveye çıkıp aşağıya inmek. Bu her ne kadar kulağa basit gelsede uygulamasıda bir o denli zor olacaktı. Çünki önümüzde tırmanılması gereken yaklaşık 1700 metre olacaktı ve bu kış koşullarında ,kamp ve teknik malzemelerle üstelik bir önceki gün otobüsten inerek hiç te kolay değildi.

Cumartesi sabahı otobüsten indiğimizde bizi Salim Abi karşıladı.Aladağlar 2 hafta öncesine göre daha karlı idi. O zaman da buna benzer bir şekilde SAT 1 in güney yüzünden yeni bir rota ile ilk kış çıkışını gerçekleştirmiştik.
Sokulu pınardan yürüyüşe başladığımızda saat 09 30 idi. Hızlı bir tempo ile 1 saat te ikinci narpuza ulaştık. Narpuzun ortalarına doğru izmirden 4 arkadaşla karşılaştık. Onlarda başarılı bir tırmanışla Peck rotasından zirveye ulaşıp klasikten inmişler aynı gün belde geceleyerek ikinci gün inişe geçmişlerdi. Karşılıklı selamlaştıktan sonra biz onları tebrik ettik onlarda bize şans dilediler.
Saat 14- 15 te güney yüzünde tırmanışa başladık. Bir ara yanlış bir etabı zorlayarak zaman kaybettik ve ip inişi yapmak zorunda kaldık. Saat 17 sularında güneyin girişteki teknik etaplarını geride bırakmıştık. 3600 metrelerde oldukça yoğun bir sisin beklediğini görüyorduk. Artık önümüzde hiç bilmediğimiz devasa bir yüz ,çığ parkurları, batak karlar,cam buzlar bizi bekliyordu. Akşam güneşi tüm kontrastlığı ile karı kayadan kızılı beyazdan ayırırken birkaç kare poz çektim.
Zaten bunlar makine donmadan çektiğimiz son pozlar oldu. Düşen çığların üzerinden oldukça hızla yükseldik.saat 1900 a kadar net bir mola vermeden ilerledik. Artık kar etapları oldukça dikleşmiş ve yer yer 45-50 derece dikliğe ulaşmıştı. Son 150 metreye diz üstü ,zaman zaman bel hizasında karda iz açarak ilerledik. Akşam 19 00 civarı bu dağın olabilecek en güzel kovuğunda kar eritmek üzere 45 dakikalık bir mola verdik. Artık epeyce yüksekte ve sislerin arasında idik.

Sonrası Atilla İlhanın sisler bulvarı şiirindeki gibi geçti. Aynı ipe bağlanarak takibeden sonraki 4 30 saat boyunca maksimum 3 metre görüş mesafesinde belirsizlik içinde tırmandık. Güney yüzünün üst etaplarında derin kar yerini çok sert bir kar tabakasına bıraktı. Yer yer karın altında buz la karşılaşıyorduk. En dik yeri 85 derece olmak üzere 60-70 derece eğimde yavaş ama dikkatli bir şekilde yükseldik.
Pazar günün ilk saatlerinde. Saat 00 15 de önümüzdeki karlık etap aniden bitti. Birkaç santim toz karla kaplı slap bir kaya ile karşılaştık. Zirvenin hemen altında olduğumuzu biliyor ve hissediyordum zaten o ana kadar daha çok hislerimizle yükselmiştik. Ama bu etabın bir kar kulvarı ile mi dik bir duvarla mı sonuçlandığını kestiremiyorduk.yaklaşık 15 metre sola yan geçtik buradan da bir miktar daha yükseldik ancak aynı sonuçla karşılaştık. İstemiyerek geri döndük.yaklaşık 200 metre kramponlarımızın ucunda geri geri indik. Kovuğu bulduğumuzda saat gecenin 3 ü idi.yaklaşık 7 saattir yemeden içmeden ve mola vermeden tırmanmıştık

Burada yanımızda getirdiğimiz ALPİNİST yapımı özel destekli bivağımıza ve tek tuluma saralanarak bir saat kadar kestirdik. Göz gözü görmez bir sis içinde sabahı ve güneşi boşuna bekledik. Bir miktar kar eritip sıvı ihtiyacımızı karşıladık. Sabah 7 de inmeye başladık.ancak narpuzun tabanına yaklaştığımızda görüş mesafesi açılmıştı. Bu sefer biraz da keşif için farklı bir hattan inmeye karar verdik. Bir yerde karşılaştığımız ip inişi dışında sorunla karşılaşmadık. Hemen narpuzdan aşağılara yağladık.saat 12 ye kadar yürüdük. Kayacığın kampında izmirli arkadaşlarla lafladık. Sokullu pınara ulaştığımızda aklıma aramızdaki şu konuşma geldi.
“-bence zirveye ulaştıktan sonra peck ten ineriz .böylelikle aşağıda ,sokuludaki kelerde uyuyabiliriz!”
“-Çok güzel bir plan ama bu işe dağ ne diyor?”
Bu plana dağ onay vermemişti anlaşılan. Tüm gücümüze ve zorlamamıza rağmen zirveye 20 -30 metre kala geri dönmek zorunda kalmıştık. İnşallah seneye….
Durukan Türe