RAİNFOREST CHALLENGE – RFC

çamur – yağmur – off-road – yılanlar – şelaleler – uçurumlar – yağmur ormanları - yarış – macera – dev ağaçlar – sonu gelmez tırmanışlar – 4x4- sarmaşıklar – adam boyunda otlar –sülükler – muson yağmurları -  cennete çıkan merdivenler – bataklık – azgın nehirler – alacakaranlık kuşağı – dünyanın en zorlu 4x4 macerası - RAİNFOREST CHALLENGE – RFC

Rainforest Challenge.1997 yılından bu yana Malezya’da onlarca ülkeden yüzlerce maceracının katıldığı bu dünyanın en zorlu 4x4 Macera Yarışı, bu sene de 25 Kasım’da Malezya’nın Alor Star bölgesinde start aldı. Pirinç tarlaları, palmiye ormanları, bataklıklar arasından başlayan bu büyük yarış, balta girmemiş tropik ormanların içinden geçen inanılmaz parkurlarla devam etti.

Bu macerada ilk kez Türkiye de yer aldı. 
Türkiye’den davet edilen tek basın mensubu olarak, bu zorlu meydan okumayı sizin adınıza kabul ettim ve adım adım yağmur ormanlarının içine daldım. 

 

 


RFC’ye katılan yüzlerce yarışmacı, görevli, hakem, destek ekibi, gezi ekibi, maceracı ve gazeteciler; tümümüz aynı yağmurun altında, aynı bataklıklarda, aynı kızgın güneşte, aynı kamp alanında, aynı yemeği paylaşarak 10 gün geçirdik. Aynı heyecanları ve aynı sıkıntıları paylaştık. 

Babil Kulesinde gibiydik
Farklı kültürlerden, farklı alışkanlıklardan, farklı toplum yapılarından, farklı dinlerden, farklı dillerden gelme, dünyanın 26 ülkesinden gelme yüzlerce yabancıydık. Ama o kadar tanıdıktı ki insanlar. Danimarkalı hakem, Avustralyalı teknik kontrol şefi, Polonyalı yarışçı, Sri Lanka’lı televizyoncu, Hintli Fotoğrafçı, Güney Afrika’lı off-road sitesi kurucuları, İtalyan gazeteci, hepsi hepsi Türkiye’de sokakta rastlayabileceğim sıradan insandan çok daha tanıdıktı. Hepsi off-road ruhu taşıyordu.

Yarış 25 Kasım’da Alor Star’daki Açılış Seremonisi ile başladı. Tüm ülkelerden katılan araçlar, ülke bayraklarını ve takım flamalarını dalgalandırarak teker teker start takının altından geçtiler. Bu özel bir yarıştı. Sadece, dünyanın en güç off-road parkurlarında geçen ve az sayıda aracın finiş görebileceği baştan bilinen bir 4x4 yarış değildi. Belki de sırf bu nedenle RFC aynı zamanda 10 gün süren bir cesaret, sabır, dayanıklılık, yardımlaşma, ekip ruhu ve paylaşım arenasıydı. Katılan herkes nasıl bir 10 gün geçireceğini biliyordu, bu yüzden finiş gören kadar start alanlar da kesilmeyen coşkulu alkışlarla yüreklendiriliyordu.


 

RFC hem bir yarış hem de bir macera sürüş organizasyonu. Her gün zorluk derecesi giderek artan özel etapların ardından, yarışçılar transfer etapları ile giderek cangılın daha içlerine, doğanın ve iklim şarlarının daha zorlayıcı olduğu, etapların daha ürkütücü olduğu yerlere gidiyorlar. 

Aracın ve ekibin ilk sınavı: Prolog
İlk iki gün Alor Star yakınlarında Suka Menanti’de toplam 9 Özel Etaplık bir prolog gerçekleşti. Tamamen bataklık zeminde, insan yapısı engelleri geçmeye çalışan ekipler daha Prolog’da fire vermeye başladılar. Sadece 23 ekip Prolog’u aşabildi. 3 ayrı noktada start alan yarışçılar bizim alışık olduğumuz kurallara tabi değillerdi. Her araç hazır olduğunda start alıyor ve kısa ama yapışkan engelli parkuru geçmeye çalışıyordu. Hareketsiz kaldığında etabın karakterine göre yaklaşık 10-15 dakika zaman tanınıyor sonra etabın dışına çekiliyordu. Ekip o etaptan puan almasa da diğer etaplarda mücadele etmeye devam edebiliyordu. 

3. gün sabahı Cangıl’ın içlerine girmeye başladık. Bugün 4 Özel Etap vardı. Direktör Luis J.A.Wee yarışçılara etap karakterini açıklarken bunların teknik etaplar olduğunun altını çizdi. Yani engellerin üzerine aracının gücüne ya da pilotaj yeteneğine güvenerek aracı sürüvermek pek tavsiye edilmiyordu. Takımlar etabı geçecekleri en hızlı ve en güvenli yöntem için uygun strateji geliştirmek zorundaydılar. Sürüş becerileri, yardımcı ekipmanı kullanma becerisi, motor becerileri ve zeka bu etaplarda doğru şekilde kullanılırsa işe yarıyordu.

Prolog başlangıç, bu teknik etaplar da alıştırma idi sadece. 4. Gün daha ürkütücü etaplar başladı. Şimdi yarışçıların önünde aşmaları gereken sonsuz görünen bir tırmanış vardı. 

Cennete çıkan basamaklar.
The Stairway to Heaven. Cennete çıkan basamaklar. Yarışçılar olağanüstü bir 
cangıl florasının içinde ve dünyanın en yüksek ağaçlarının arasında
yardımlaşarak, birbirlerini vinçleyerek ilerlediler. Giderek artan yüksekliği ve 
nefes kesen güzelliği nedeni ile the Stairway to Heaven olarak adlandırılan geçiş,
verilen adı hak ediyordu. 

 

Puncak Janing’den Bukit Kachi’ye yaklaşık 448 metre yükseğe tırmanılan bu parkur RFC tarihindeki en uzun sürekli tırmanış etabıydı. Hep yukarı –cennete- masmavi göğe doğru… Toplam 8 kilometrelik bu ağır ve zahmetli tırmanış boyunca yarışçılar çevrelerindeki el değmemiş harika doğaya –cennete- bir göz atma şansı bile bulamıyorlardı. Tam artık bu son, bitti derken, her dönemeçte yeni bir dik tırmanışla karşılaşıyorlardı. Farklı off-road engelleri ile süslenmiş bu sonsuz tırmanışı tamamlamak bazı yarışçıların 36 saatini aldı. Bitirebilenler gerçekten cennete ulaşmış gibi hissettiler kendilerini.


5. gün konvoy Padang Terap’ın şeker kamışı tarlalarının arasından geçen sonsuz yolları kullanarak ilerledi. Ufka kadar uzanan yemyeşil sonsuz tarlaların arasından, Yeşil Halı Yolu’ndan ilerlediler. Önlerinde yarışın son ayağı, efsanevi The Twilight Zone – Alacakaranlık kuşağı- vardı.

Alacakaranlık Kuşağı
1 Aralıkta konvoy Ulu Muda’daki The Twilight Zone’a girdi. Alacakaranlık kuşağının ilk etabı The Predator – Yırtıcı olarak adlandırılmıştı. Balta girmemiş ormanların, dev yapraklar, dev sarmaşıklar ve yılanların etabı. Etabın her kilometresinde zorluk artarak sürdü. Zaman ilerledikçe güçleri tükenen ekipleri ayakta tutan tek şey, etabın sonunu görmek için duydukları delice bir arzuydu. 
Alacaranlık Kuşağı’na girdikten sonra geri dönüş yoktu. Ne yarışçılar için ne de diğer katılımcılar için. Önde X-Men olarak adlandırılan hakemler, arkada tüm görevli ve basın konvoyu birlikte ormanın içlerine doğru sokulmaya devam ettik. 


 

İnanılmaz zorlukta ve inanılmaz güzellikte bir parkurdu. Cangılın yabani, hem 
huşu uyandırıcı hem dehşet verici, meydan okuyucu, dokunulmamış 
güzelliği ve büyüsü herkesi etkiledi. Muson mevsiminde olmamıza karşın kuru bir 
üç gün yaşandı.  Eğer yağmur olsaydı oradan çıkmak bir haftayı bulabilirdi.

Jurassic Park
Tüyler ürpertici ürkütücü bir arazide ilerliyorduk. Tuhaf bitki örtüsü, muazzam uzunlukta heybetli ağaçlar, sağa sola saçılmış dev kaya parçaları ve azgın sel yatakları, dimdik uçurumları, kanyonları ve heyelan alanları ile ilerlemeye çalıştığımız doğa parçası tarih öncesi çağlardan kalma gibi görünüyordu. Jurassic Park gibi, dedi biri sadece dinozorlar yok. 
 

 


Sonraki 3 gün cangılın derinliklerinde yağmur altında sadece yarışın değil,  
macera ve takım ruhunun en yoğun yaşandığı günler oldu. 8 etaptan oluşan 36
km’lik bu bölüm Swamp Thing, Mother of All Ruts, One Thousand Rivers,
Terminator, Lucifer’s backyard and Scorpions’ Sting isimleri verilmiş engelleri
geçmeye çalışırken, etapta mücadele edenlerin yarışçı olup olmadıkları anlamını 
kaybetti. Ortada sadece bir metre daha ilerlemek isteyen çamur içindeki 
insanların dayanışması kaldı. Bu parkuru tamamlayanların tümü kazanmış
sayılır.

Sonuçta 19 Yarışmacı ekibin yanı sıra tüm hakem ve görevli grupları ve 3 basın aracı da bu etabı tamamlamaya muvaffak oldu. Ve yarışın sonuna ulaşabildiler. Geri kalan ekipler aksları, rot başları kırık, kovanları parçalanmış, diferansiyelleri kırılmış, araçlarının çeşitli yerleri parçalanmış, delinmiş ve hasar görmüş durumda finiş alanına getirildiler. 


 

Ve Finiş
Gelecek sene, 2007’de macera 1 – 10 Aralık tarihleri arasında olacak. Üstelik RFC’nin 10 yılını tamamlaması, Malezya’nın 50. yıl kutlamaları ile bir arada gerçekleşecek. Organizasyon buna Big Bang Yılı adını takmış.

Şimdi, off-road’culara buradan bir çift sözüm var. Bu sene sırf sizler için gittim, gördüm ve yaşadım. (Yani bu müthiş trophy’den, bu off-road macerasından keyif aldığımdan falan değil, salt sizlerin gözü ve kulağı olarak orada görevimi yapmak için.) Ama gelecek sene, 2007’de sıra sizde. 

Türkiye’den gerçek off-road’cular, içinde macera geni taşıyanlar ve mücadeleden zevk alanlar, aracınızı ve bayrağınızı kapıp gelin. RFC sizi bekliyor.

The Stairway to Heaven. Cennete çıkan basamaklar. Yarışçılar olağanüstü bir cangıl florasının içinde ve dünyanın en yüksek ağaçlarının arasındayardımlaşarak, birbirlerini vinçleyerek ilerlediler. Giderek artan yüksekliği ve nefes kesen güzelliği nedeni ile the Stairway to Heaven olarak adlandırılan geçiş,verilen adı hak ediyordu. Puncak Janing’den Bukit Kachi’ye yaklaşık 448 metre yükseğe tırmanılan bu parkur RFC tarihindeki en uzun sürekli tırmanış etabıydı. Hep yukarı –cennete- masmavi göğe doğru… Toplam 8 kilometrelik bu ağır ve zahmetli tırmanış boyunca yarışçılar çevrelerindeki el değmemiş harika doğaya –cennete- bir göz atma şansı bile bulamıyorlardı. Tam artık bu son, bitti derken, her dönemeçte yeni bir dik tırmanışla karşılaşıyorlardı. Farklı off-road engelleri ile süslenmiş bu sonsuz tırmanışı tamamlamak bazı yarışçıların 36 saatini aldı. Bitirebilenler gerçekten cennete ulaşmış gibi hissettiler kendilerini.

4x4 freelife Dergisi
Ayşin Uysal

The Stairway to Heaven. Cennete çıkan basamaklar. Yarışçılar olağanüstü bir cangıl florasının içinde ve dünyanın en yüksek ağaçlarının arasındayardımlaşarak, birbirlerini vinçleyerek ilerlediler. Giderek artan yüksekliği ve nefes kesen güzelliği nedeni ile the Stairway to Heaven olarak adlandırılan geçiş,verilen adı hak ediyordu. Puncak Janing’den Bukit Kachi’ye yaklaşık 448 metre yükseğe tırmanılan bu parkur RFC tarihindeki en uzun sürekli tırmanış etabıydı. Hep yukarı –cennete- masmavi göğe doğru… Toplam 8 kilometrelik bu ağır ve zahmetli tırmanış boyunca yarışçılar çevrelerindeki el değmemiş harika doğaya –cennete- bir göz atma şansı bile bulamıyorlardı. Tam artık bu son, bitti derken, her dönemeçte yeni bir dik tırmanışla karşılaşıyorlardı. Farklı off-road engelleri ile süslenmiş bu sonsuz tırmanışı tamamlamak bazı yarışçıların 36 saatini aldı. Bitirebilenler gerçekten cennete ulaşmış gibi hissettiler kendilerini.

Okunma 7026 defa
Yorum eklemek için giriş yapın