Alpay Oğuş

Alpay Oğuş

Cuma, 11 Kasım 2011 20:12

Vitesler, Dişliler

 

Dağ bisikletinizde, büyük bir olasılıkla arkada 7, 8 veya 9, önde 3 dişli vardır. 7X3=21 veya 8X3=24 vites demektir. 
Doğru mu? Hayır, yanlış. 
Gerçekte (21 vites olduğunu varsayalım), 13 farklı vitesiniz var. Bunlar son yıllarda dağ veya şehir bisikletlerinin çoğalmasıyla kafaları karıştıran rakamlardır. Bunları bilerek, hem bisikletinizi daha iyi tanır, eğer yeni bisiklet alacaksınız da daha çabuk karar verebilirsiniz. 

21 yerine, gerçekte 13 vitese sahip olmanızın nedeni iki yönlüdür: Biricisi, bazı kombinasyonlar 1 pedal devrinde aynı mesafeyi kat ettirir. Örnek olarak, benim bisikletimde en düşük vites önde (en küçük) 24 dişli “çark” arkada 30 dişli “çark” (en büyük) vardır. Bu da, 24 / 30=0.8 ve 0.8 X 26=20.8 vites katsayısı verir. 

Burada 26, dağ bisikletlerindeki teker çapıdır (inch olarak). Vites katsayısı pi sayısı ile çarpıldığı zaman tekerin 1 pedal devrinde kat ettiği mesafeyi buluruz. 20.8 X 3.14=65.3 inch (1 inch=2.54 cm), 65.3 X 2.54=165.9 cm. 

Eğer zinciri ön, en küçükteyken (24 diş), arkayı da 3. büyük dişliye (20 diş) geçirirsek bu da bize 31.2 vites katsayısı verir. Sonra, önde zinciri ortaya (36 diş), arkada en büyük dişliye (30 diş) geçirirsek, görürüz ki sonuç yine 31.2'dir. Diğer dişlilerde de bu hesabı uyguladığımızda birbirinin aynı veya birbirine çok yakın kombinasyonlar görürüz. Aslında, daha az vitese sahip olmamızın nedeni, zincirin olmaması gereken konumlarından ileri gelmektedir. Şimdi zincirinizi ön orta dişlideyken, arkada da orta dişliye geçirin. Sonra bisikletin arkasından zincir hizasına eğilip, zincire bakın. Zincirin dümdüz durduğunu göreceksiniz. Şimdi de, zinciri öndeki en küçüğe aktarın ve tekrar bakın. Zincirin biraz bükülmüş durumda olduğunu fark edeceksiniz. Sonra bu konumda zinciri arkada en küçük dişliye geçirin. Bükülme iyice artar. Bunun tersini yaptığınızda, yani zinciri önde büyük, arkada da en büyük dişliye geçirirseniz bükülme daha da fazla olur. 

Bu bükülme zincirde, rublede, (arka dişli takımı) ve ayna dişlide (ön dişli takımı) erken aşınmaya, zincirin yük altında kopmasına neden olur. Şunu unutmayın: Zincir önde en küçükteyken, arkada en büyük 3, zincir önde en büyükteyken, arkada en küçük 3, zincir önde ortadayken arkadaki tüm (7) dişlilerde bulunabilir. Fakat ön orta konumdayken arkada zinciri en büyük ve en küçük dişlide uzun süre ve zorlayarak kullanmaktan sakınmalıdır. Böylece “bu kadar vitese ne gerek var ?” diye düşünenlerin kafalarındaki sorulara yanıt vermiş oluyoruz. Gelelim bu vitesleri, hangi koşullarda, nasıl kullanacaksınız. Öncelikle unutulmaması gereken bir koşul var: Pedal devrinizi mümkün olduğu kadar, en az 60 devirde tutmanız gerekir. Bu, randımanlı bir sürüş için gerekli olduğu kadar, dizlerde oluşabilecek sakatlıkları büyük ölçüde engeller. Diz ağrılarının nedenlerini soran bisikletçi arkadaşlardan birkaç yüz metre kadar bisikletlerine binip, pedal çevirmelerini istiyorum. Ağrılarının nedeni hemen kendini ele veriyor. Bu arkadaşlar çok alçak devirde çevirdikleri pedallara sanki ezercesine basarlar. Zincirleri de genelde önde en büyük dişlide, arkada da ya en küçükte veya 2. küçükte bulunur. Yani bu arkadaşların ancak oldukça süratli giderken (30-40 km./saat) kullanacakları vites kombinasyonunu 10-15 km. hızla giderken kullanmaları söz konusu. 1 dakikada çevirdikleri pedal sayısı da 25-30'dur. Böylece 3. ya da 4. viteste kalkmaya çalışan otomobil motorunun dişlilerine binen yükün benzeri dizlere biner. Pedallara kuvvetlice basıp, bacaklarda da yük hissedilince, bisikletin daha hızlı gittiği düşünülür. Çabuk yorulup, tükenmek de yanında hediyesidir. Aşırı yüklenen her türlü adale fazla oksijen tüketir. Yüklenme de bisikleti düşük pedal devrinde kullanmaktır ve kaçınılması gerekir. 

Tüm yapacağınız biraz daha fazla pedal çevirmek ve bunu elinizin altındaki vites kollarıyla ayarlamaktır. Zinciri, genelde önde orta dişlide bırakıp arkada çoğunlukla ortalardaki dişlileri kullanabilirsiniz. Bu durum, “genelde” düz ya da eğimli yollar için geçerlidir. Fakat bazı yanıltıcı yayınlarda olduğu gibi “düz yol vitesi”, “yokuş vitesi” gibi tanımlar yanlıştır. Viteslerin konumunu belirleyen birçok faktör vardır; sürat, teker çapı, “çarklardaki” diş sayıları, pedal kollarının uzunluğu (170-175-180 mm.), lastiklerin dış yapısı (yüksek ve seyrek dişli/ sık dişli, dişsiz) yolun yapısı, eğimi, yumuşaklığı (asfalt, çamur, ıslak, toprak, taşlık, kuru), rüzgarın yönü, kuvveti, ayakta pedal basılması ve son olarak da bisikletçinin fizyolojisi. 

Tüm bu sayılanlar pedal devrinizi doğrudan etkiler. Sizin yapmanız gereken bu koşullara ayak uydurarak viteslerinizi ve pedal devrinizi ayarlamaktır. Örnek olarak, dik sayılabilecek bir asfalt yokuşta tırmanırken kullanılan vites kombinasyonunu, düz fakat iri taşlı, yoğun çamurlu veya kumlu yolda da kullanılabilir. Ya da az eğimli bir yolda tırmanırken karşıdan gelen kuvvetli bir rüzgar sizi en düşük vitese geçirmeye zorlayabilir. 

Görüldüğü gibi her koşula göre viteslerinizi ayarlamanız gerekiyor. Eğer bunlara uyarsanız bisikletinizi verimli bir şekilde kullanmış olursunuz. Bu verimde ancak pedal devrinizi en az 60'ta tutarak elde edilir. Bu koşula uymak bazı durumlarda zor olabilir. Özellikle ayakta yokuş çıkarken pedal devri daha düşük olmak zorundadır. Ayakta pedal çevirmek genelde bir küçük dişliyi kullanmaya olanak verir. 

Dönelim bisikletinizdeki vites kombinasyonlarına. Zinciri “genellikle” ön dişlide bırakıp, değişen koşulları çoğunlukla arka vitesle idare edebilirsiniz. Öndeki en küçük ve en büyük dişlileri, özellikle yeni başlayanların daha iyi anlayabilmesi için bir anlamda “takviye vitesleri” olarak adlandırabiliriz. En küçük dişli, ”ön orta dişli/arka büyük dişli” kombinasyonunun yetmediği durumlarda imdada yetişir. Bu durum, dik bir yokuş ya da yukarıda söz edilen koşullardan biri olabilir. Öndeki büyük dişli de, yine orta dişli/arka küçük dişliler kombinasyonunun yetmediği durumlarda kullanılır. Tabii, bu en yüksek vitese geçebilmeniz için de pedal devrinizin en az 60 olması demektir. Bu da 26 tekerli “dağ bisikletlerinde” hatırı sayılır bir sürattir. (30-40 km/saat). Örnek olarak, öndeki en büyük “çark” 48, arkadaki en küçük de 13 dişli olduğunu varsayalım. 48/ 13=3.692, 3.692 X 26=96. Tekerin bir pedal devrinde aldığı yol da 96 X pi(3.14)=301.5 inch ya da 301.5 X 2.54=766 cm.dir,yani 1 saniyede alınan yol. Pedal devrinin de 60 olduğunu kabul edersek bu da hızın 27.5 km/saat olduğunu gösterir. 

Bu örneği bir de yol bisikleti (27” tekerli) kombinasyonunda görelim: Ön 52, arka 11 olsun. Bu durumda 60 pedal devrindeki sürat 36.6 km/saat olur. Zaten 60 devir yol bisikleti yarışçıları için çok düşüktür. Onlar çoğu zaman 90, hatta bazen 110-120 devirde kullanırlar. (120 devirde aynı kombinasyondaki sürat: 73.2 km/saat). 

Umarım artık şu vitesler kafanızı karıştırmıyordur.. Bu bilgiler kafanızın bir kenarında dursun ama siz pedal basmaya devam edin. 

Bol pedallı Günler! 
Gürsel AKAY ©

Cuma, 11 Kasım 2011 20:12

Kış Bisikletçiliği

 

Kış geldi. İşte kışın sizi rahat ettirecek bir kaç öneri: 

LASTİKLER 
Geniş lastikler karda avantajlıdır. Düşük basınçlar kullanın. (15-20 psi).Hatta karda bazen 5-10 psi bile yeterlidir. Düşük basınçlı lastiklerin 1 kenarının janta yapıştırılması gerekir.Her zaman sağ tarafı yapıştırmak hatırlama kolaylığı sağlar. Bulabilirseniz çivili lastikler buzda ve sert karda çekişi arttırır. 

YAĞLAMA 
Bisikletler arabalar gibi özel bir kış bakımı gerektirmez. Bisiklet yataklarına binen yükler o kadar azdır ki özel olmayan herhangi bir yağın az miktarı bile yeterli olur. 
Fakat bazen aşırı soğuk havalarda ( eğer hala bisikletinizde ruble (kaset değil) varsa, içindeki yağ soğuktan sertleşip sorun yaratabilir. Bunu engellemek için düşük ısılarda çalışan yağlar seçilmelidir. Kabloların içindeki yağ donup vites/ fren çalışmasını etkileyebilir.Bu durumda kablodaki yağı temizlemek veya yeni bir kablo seti takmakta yarar vardır.. Gore-Tex kablolar bu durumda çok avantajlıdır. 

AYDINLATMA 
Karanlık kış günlerinde elbise, çanta vs. üzerine takılanlar yerine bisiklet üzerine takılan flaşörler seçilmelidir. Bunun ışığının trafikteki diğer araçlara benzemesi için kırmızı olmasında fayda vardır. Bazı modeller çeşitli çalışma modları içerir. Genelde yanıp sönme modu sizin bir bisiklet kullandığınızı daha iyi belli eder.Bunların pil harcamaları çok düşüktür.Genelde piller 1-1,5 yıl dayanır. Bisikletlerde fabrikadan standart olarak gelen reflektörlere fazla güvenmeyin. Üzerini kaplayan incecik bir çamur tabakası reflektörü işe yaramaz hale sokar. Ayrıca bu reflektörler nerdeyse tam karşıdan gelen ışıkları yansıttıkları için çok az açıdan görülürler. Bu yüzden farklı bir açıdan gelen bir araç sizi fark etmeyebilir. Pedallara takılan reflektörler hareket halinde oldukları için arkadan gelen araçlar için iyi bir uyarıcı olabilir. Tekerlekteki reflektörlerin çok fazla bir etkisi yoktur. Sadece yandan gelen araçlar için son anda bir uyarıcı olabilir. Elbiselerin, çantaların üzerindeki reflektör şeritler de oldukça iyi görünme sağlar. Beyaz reflektörler sarı reflektörlerin 2 katı, kırmızı reflektörlerin de 3 katı daha fazla ışık yansıtırlar. Bu reflektörler yapıştırılan, dikilen şerit şeklinde olabilir. Giysilerin üstüne geçirilen reflektör şeritler içeren file yelekler de iyi seçeneklerden biridir. 
Önünüzü görmeniz ve görülmeniz için en az bir adet iyi kalite bir far kullanmalısınız. İyi aydınlatan farların çok pil harcama gibi bir dezavantajı vardır.Bu tip farlarda kesinlikle alkalin veya şarjlı pil kullanmak gerekir. Diğer pillerin bunlarda kullanım ömrü1-2 saati geçmez. Son yıllarda LED teknolojisi hızlı ilerlemiş ve ortaya çok az enerji harcayan bisiklet farları ve kafa lambaları çıkmıştır. Bunların ışıkları çok uzağı aydınlatmaz ve yüksek süratli sürüşlere uygun değildir. Fakat 1 set pille en az 30 -40 saat aydınlatırlar. Bu süreden sonra da aydınlatma azalır ama bir o kadar süre boyunca da sizin rahatça görünmenizi sağlar. 
Bence eğer karanlıkta uzun süreler binecekseniz ideali 1 adet halojen ve 1 adet de LED'li farı gidona takmanızdır. Düşük süratte LED'i, yüksek süratte de halojeni devreye sokarsınız. Kafaya, kaska takılan lambalar sadece acil durumlarda kullanılmalıdır. (gidon farının olmadığı durumlarda ) Kafaya takılan ışık kaynağı göze yakın olduğu için biraz tozlu veya sisli ortamda gözünüzün önünde beyaz bir ışık huzmesinden başka bir şeyi zor görürüsünüz.. Ayrıca bu konum, yoldaki taşlarda , çukurlarda yeterince gölge oluşturmaz , bunun sonucunda büyüklük, derinlik ve uzaklık gibi kavramları algılamakta zorluk oluşturur. Piyasada kaliteli bir halojen farı 15-20 dolara, LED'li bir farı da 25-30 dolara bulabilirsiniz. İkisinin maliyeti ilk başta biraz fazla gelebilir ama bu farları yıllarca, hem de güvenliğiniz için kullanacağınızı düşünürseniz bu kabul edilebilir. Akülü sistemler kuvveli ve uzun süreli aydınlatma gerektiği zaman idealdir. Fakat bunlar tek farlara oranla daha pahallı ve ağırdırlar.Fakat bunların içinde Sigma Sport'un tek farlı akülü sistemi uygun fiyatlı ve oldukça hafiftir. 

KARDA/ BUZDA SÜRÜŞ TEKNİĞİ 
Kendinizi kasmadan yumuşak hareketlerle pedal çevirmeye çalışın. Bisiklet yana kaymaya başlarsa ani olarak gidonu çevirmek yerine küçük hareketlerle bisikleti düzeltmeye çalışın. 
Bazı karlı yollarda yavaş gitmek yerine süratli gitmek daha az enerji harcatır. Nedeni süratli giderken lastiklerin daha az gömülmesidir. Grupla biniyorsanız deneyimsiz olanın önde gitmesini sağlayın.(arkada kalanlar öndekilerin açtığı düzensiz oyuklar ve çukurlarla da uğraşmak zorunda kalırlar) 
Pütürlü buzla kaplı yollar bazen çok iyi tutuş sağlar. Buz üzerinde sıkı fren yapmaktan kaçının. Gerekirse sadece arka freni kullanın. Virajlara normalden çok daha yavaş girin. Bisikleti fazla yatırmamaya dikkat edin.. 

GİYİM 
Bisiklete binmek oldukça fazla ısı üretir. Bu nedenle bisiklet giysilerimizi dikkatli seçmeliyiz..Bunların çok fazla ısı tutmamaları, oluşan teri dışarı vermeleri ve bizi de rüzgardan korumaları gerekir. Giyim seçimi, miktarı kişinin metabolizmasına göre değişebilir. Bazı insanlar çok fazla üşüyebilirken, bazılarına da düşük ısılar bile fazla gelebilir. Bunu anlamak için en iyi yol deneyerek giysi seçimi yapmaktır. 
En üst tabakanın su ve rüzgar geçirmeyen, tercihan nefes alan bir kumaş olmasında yarar vardır. Gore- Tex gözenekleri sıfırın altındaki ısılarda tıkanabilir ve görev yapmayabilir. Orta tabaka için dik yakalı, fermuarlı ince veya orta kalınlıktaki polar (fleece) veya dışı wind stopper, içi ince polar ceket/ yelek yeterli olabilir. Orta tabaka bir kaç kat olabilir. Böylece değişen ısı koşullarına göre ayarlama yapılabilir. 
En içe giyilen giysi kesinlikle pamuklu bir T-şört olmamalıdır.Pamuklu giysiler ıslandığında zor kurur ve nemi tutar, sizi daha çabuk üşütür. Bunların termal (sentetik) veya yün olmaları gerekir. Çorapların da sentetik veya yün olması gerekir.Gore-Tex veya benzeri ürünler idealdir. Eldivenlerin çok kalın olması kontrolleri zorlaştırır. 3 parmaklı eldivenlerde eller daha az üşür. Gore-Tex ve Thinsulate eldivenler idealdir. 
Ayakkabılarınız yazlık bir SPD ise işiniz zor demektir. Bunun üzerine neopren kılıf (booties) iyi bir çözümdür. Çok soğuk havalarda ve uzun süre bisiklet kullanacaksanız kalın botlar giymek gerekir. Bu durumda SPD pedallarınızı kullanamayabilirsiniz. Bunun için en iyi çözüm kalpiyedir. Buna benzer Power Straps pedalın üzerinde çapraz duran bir banttır ve kalpiyeden daha iyi bir çözümdür.(Sadece kış için değil tabi!!) 
Kaskınızda kalın "pad"ler varsa, onları inceleriyle değiştirip kafanıza ince bir bere, sonra da kaskınızı takabilirsiniz. Çok soğuk havada kaskın ön deliklerini bantlamanız yararlı olabilir. Çok koyu olmayan veya şeffaf bir bisiklet gözlüğü kış bisikletçiliği için gerekli malzemelerden biridir. 

ÇEŞİTLİ 
Soğukta sıvı alımı sıcak havadaki kadar önemlidir. Dehidrasyon ( vücudun susuz /sıvısız kalması) kan hacmini düşürür , bu da hipotermi ve uzuv donmasına neden olur.Sık sık su içmek (susamasınız bile) çok önemlidir.Camelbak tarzı sıvı taşıma çantaları taşınan sıvının ısısını da koruduğu için idealdir.Ayrıca bunlarla en az 1,5 l. sıvı taşıyabilirsiniz. 
Soğuk havada bisiklete binerken, açıkta kalan yerlerimiz rüzgarın da etkisiyle, kısa sürede donma belirtileri gösterebilir. Yüzümüz buna çok yatkındır. Bu durumda durup ısınmak gerekir. Grupla biniyorsanız arkadaşlarınızı da izleyin. Yüzlerindeki beyaz lekeler donma belirtisi olabilir. Uzun sürüşlerde yanınızda enerji verici yiyecekler, barlar bulundurun. Bazı durumlarda yürümeniz gerekebilir. Bunun için yanınıza kalınca bir anorak vb. alın. Ayağınızda üşüme hissederseniz bisikletten inin ve koşun.( bisikletle birlikte !) Metal tamir aletlerinizi bantla sarın. Kullanırken ısı kaybetmezsiniz. 
Aşırı soğukta plastik malzemelerin (kalpiye, matara kafes, kabloların dışı vs.) kırılabileceğini gözönünde bulundurun.Fren / vites kablolarını soğuktan korumanın bir yolu elektronik parça satan yerlerde bulunan uygun ölçüdeki "ısıyla daralan makaron"u kabloya geçirmektir. 
Elastomerli amortisörler -5 dereceden sonra kazıklaşabilir. Fakat soğuktan zarar görmez.Yağlı amortisörlerde ise soğuk havaya uygun yağ kullanmak gerekebilir. Bisikletinizi sıcak ortamdan çıkarır çıkarırmaz binmeye başlarsanız, tekerleklerin attığı kar frenlerde ve viteslerde toplanıp donar. 
Kışın tuzlanmış yollarda bindikten sonra kesinlikle tatlı suyla bisikletinizi yıkayın, yoksa bisikletinize veda etmeniz gerekebilir. 

Gürsel Akay©