Serkan Girgin, Sertan Girgin, Tolga Kanık
Malzeme:
6 ekspres, 1 adet 50 m. Yarım ip, 11 sikke, 3 friend, 10 stoper, 2 tricam, 2 kilitli, 1 HMS, 4 büyük istasyon perlonu, çeşitli kısa bırakma perlonları, kaya çekici, her tırmanıcıya 1 kilitli , 1 HMS , 3 prüsik, kask, emniyet kemeri, krampon, kazma, 1VC. (Hepsi kullanıldı.)
Hava - Kar - Su Durumu:
Tüm dağların rota dipleri büyük erimemiş sert kar kulvarları ile doluydu. Bu sebepten dolayı bu mevsimde kazma-krampon çok rahatlık sağlayacaktır. Başka kar yok diyebiliriz. Yani D.Kazık külah başta olmak üzere kar teknik zorluk yaratmıyor.
Su boldu. Her taraftan akıyordu. Ancak Tekepınarı'nda su yoktu. Bu bize ilginç geldi. Zira daha önceki yıllarda burada su oluyormuş. Sırt hattında bivaklarken kar kulvarlarına dikkat edilmeli. Üçüncü gün susuz kaldığımızdan Dipsiz Vadi' ye kadar inip su almak zorunda kaldık.
Hava tüm etkinlik boyu açık ve sıcaktı. Yumurta gibi haşlandık.
Rota ve Teknik Bilgiler:
a) D. Kazık Klasik ( Cımbar Vadisi - Dipsiz Göl - D. Kazık Doğu Sırtı ) (II +):
Cımbar Vadisi'ne girin. 1. solu pas geçin. 2. solu da pas geçin. Patikadan düz devam edin. Cımabar'ı ortalama 1 saatte aşarsınız. Bundan sonra yapacağınız tek şey önünüzdeki vadiye doğru dümdüz yürümekdir. 1. 5 saat sonra kapıya varırsınız. Kapı iki kayanın arasındaki aşağı doğru inen dar bir geçittir. Buralarda patika çok sağlamdır kaybolmazsınız. Kapıdan sonra sağa doğru patikadan yürümeye devam edin. Yanından geçtiğiniz çadır yerleri size Teke Pınarı'na geldiğinizi işaret eder. Buradan iki saat sonra Dipsiz Göle varırsınız. Karşınızda görülen dağlardan en soldaki Ç. Başı, ortadaki Beşparmak Sivrisi ve de sağdaki Kocasarp'tır. Kocasarp ile doğu-batı yönünde bir sırt ile birleşen en büyük dağ da Demirkazık'tır. Demirkazık'a tırmanmak için yapacağınız şey dağın doğu duvarının solundan geçecek şekilde sırta tırmanmak ve oradan sonra meşhur Demirkazık külah adı verilen güneybatı doğrultulu rotaya girip babaları takip etmektir. Sırt hattına çıkarken rotanızı siz çizin. Külahta ise MUTLAKA BABALARI TAKİP EDİN. Buraya baba koymamışlar diye bir mantık söz konusu değildir. Sola kaymayın. Solda çok eğimli külahlar tutamaksızdır. Yapacağınız iş genelde doğu duvarının uçurumuna yakın gitmektir. Zaten babalar da oradadır. Sırttan zirveye yarım saatte ulaşılır.
İniş:
Aynı yoldan inilir. İnerken ilk külahın başında 1 bolt var. İple girmek mümkün ama ip açmadan da inebilirsiniz size kalmış. Bolt babalara çok yakın bir yerde genelde üstüne prüsik vs. bağlıdır. Dikkatli bakarsanız yakalarsınız. Bir süre sonra ikinci ve daha kritik külah başlıyor. Bu noktada yine babalara yakın ancak bu sefer doğu duvarına çok yakın bir noktada bir sikke çakılmış. Bu noktadan inmek daha zor (II +). Bu sebepten bu sikkeyi yakalayıp ip inişi yapmak şık olur. Geri kalan kısım yine sizin babaları takibinizle kolayca aşılacaktır.
b)Demirkazık-Kocasarp Sırtı (P3300 - 3350) (Zorluk II +):
Rotanın devamı olan geçiş rahat sayılır. Yolda iki zirve yapılıyor. Çok çürük etaplar var. P.3350'den sonraki kısım çok sorunlu. Kocasarp'a bağlayan kule sistemleri başlıyor. Kulelerden önce bir geçit var. Geçide kadar gelebilirsiniz fakat ondan sonraki ilk kule yolu kesiyor. Ne tırmanılır, ne de inilir. Yapılacak tek şey P.3350'ye çıktıktan sonra sağa yani Narpuz Vadisi'ne inmek, kuleleri pas geçmek ve tekrar sırta çıkmak. Biz de öyle yaptık. Narpuz'a iniş biraz zahmetli, P.3350'den sonra sırtta biraz geri gidip uygun yerlerden inişi yapın. Maksimum dikkatli olmak lazım, çünkü çok çürük. Tam vadi tabanına inmenize gerek yok, çarşağa erişince yan kesmeye başlayın. Sırta tekrar çıkacağınız nokta geçidin biraz sağ yanı. Kırmızı renkli topraklar var. O geçit vermeyen kulenin size göre bir sağındaki kule oluyor. Çarşak oraya kadar ulaşıyor. Geçit denilen yer aslında salak bir mekan çok dik. Buradan da biraz sonra yine salak kuleler yüzünden Kocasarp'a devam edemeyeceğimizi anlayınca uygun bir yerden Dipsiz Göl tarafına iniş yaptık. Buradan çok spesifik bir iniş rotası belirtmeyeceğim, zira biraz dikkatli olursanız yolunuzu bulursunuz. Kayalardan sonra 50 derece civari bir kar kulvarına bağlandık. Buradan da aşağıda su akan bir düzlüğe indik. Ama hala asıl Dipsiz Vadi tabanından oldukça yüksekteyiz. İneyim derken abartmayın.
c)Kocasarp Kuzeybatı Sırtı: (Zorluk II + , III , -V)
Suyumuzu aldıktan sonra kazma, krampon ve kamp malzemelerini bırakıp devam ettik. Kuzeybatı yönünde tırmanışı rahat bir sırt yüzümüzü Kocasarp'a ve iniş yaptığımız kulvara çevirdiğimizde solda kalıyor. Bu sırttan tırmandık. Bizim meşhur ana sırta ulaşılan noktada III 'lük bir geçiş var. Geçiş aslında bir kulenin tepesine ulaşıyor. Artık sırttasınız. III'lük bu geçişi tamamlayıp kulenin arkasına dolanın. Diğer kulenin dibine gidin. Şimdi bizim rotayı terkettiğimiz Kocasarp'a göre daha yakında kalan bir yandaki bu kulenin -V'lik emniyetsiz çürük geçişinin karşısındasınız. Yaklaşık 10 metrelik bu etap hafif negatif ve çok sakat. Bu noktadan döndük. Bu kuleyi aşınca benzeri bir kule daha aynı zorlukta geçiliyor. Sonra sırttan zirveye ulaşılıyor. Yine zorlu tırmanışlar var ama bu kuleler kadar sakat değil. Dönerken III'lük geçişi inmedik. İp açtık. Bunun dışında aynı sırttan rahatça iniliyor.
d) Yıldız Batı - Yıldız Başı - Çağalınbaşı Traversi:
Yıldız Batı, göl seviyesinden tespiti zor bir zirvedir. Çağalınbaşı'nın yerini biliyorsunuz. Bir sola kayın, Yıldız Başı kamp yerinden rahatlıkla seçilir. Onun da bir solu Yıldız Batı zirvesi oluyor. Tırmanışa Yıldız Batı ile başladık. Belli bir rota yok. Yaptığımız tek şey dağa doğru yürüyüp zirveye ulaşmaktı (I) . Buradan güney doğu yönüne doğru sırtı takip ederek iniliyor. Yıldızbaşı'na görülen yüzünden (kuzeybatı yüzü) veya arkasına dolaşarak zirveye ulaşabilirsiniz. (II).
Zirveden sonra Ç. Başı'na bağlayan sırt hattı çok rahat değil, (II) ama geçiliyor. Ç. Başı'na çıkmak için sırt hattını takip etmeniz gerekiyor. (Kuzeydoğu Sırtı) sırt yer yer kılçıklardan oluşuyor. Kışın bu noktalar rotanın kritik etaplarını oluşturuyor. Bir sürü kulenin üzerinden geçiyorsunuz. Yıldızbaşı'ndan dağa doğru giderken karşınıza çıkan ikinci kulenin sol tarafında altta bir mağara var, üstü kapalı. Burası kışın kazılıp harika bir bivak yeri olarak kullanılabilir. Sırtı bitirip güney yüzüne geldiğinizde sol tarafa kayıp zirveye ulaşın. (III) Kitap güney yüzü için II demiş ama rota seçimi ile ilişikili olmalı. İniş problem yaratabilir. Oldukça çürük bir etap. İneceğiniz rotayı daha tırmanırken belirleyin. Yoksa sürekli geri geri inmek gerekiyor. Ben geri geri inmeyi çok severim ama herkes için geçerli olmayabilir.
28 Haziran 2000
Bir kaç aksilik üst üste gelince saat 19:00'da dağ evinden tırmanışa başladık. Cımbar'da Önder'lere rastladık. Biraz sohbet moral de verdi, hava karardığında (20:30) Cımbar çoktan arkamızda kalmıştı. Hızlı gidiyorduk ama biraz sonra rota konusunda çeliskiye düştük. Ben biraz sağdan gidelim diyordum. Ne olursa olsun kapıya varırdık aslında. Orada bir yerde bivakladık.
29 Haziran 2000
Sabah devam ettik. Saat 11:00 'da Dipsiz Göl'e vardık. Malzemeleri kuşanıp Demirkazık'a tırmanışa başladık. (12:00) Doğu duvarı çok ihtişamlı görünüyordu. Dik etaplardan geçtik. Bir ara krampon takmak falan gerekti. Sırta vardığımızda mutluyduk. Burada bivak yerine malzemeleri bırakıp zirveye devam ettik. Bir noktada Sertan devam etmek istemedi. Zaten zirveye az kalmıştı. Serkan ile yalnış bir iş yaparak sola kaydık. Birden kendimizi çok eğimli ve pürüzsüz bir külahın ortasında bulduk. Altımızsa ne yazık ki uçurumdu. Solda iki ayaklık bir yer vardı. Kayaya yapışarak oraya geçtim. Kayaya bir sikke çakıp Serkan'a ip attım. Ama düşseydi döne döne sıkı bir pandül yiyecekti. Zira ben de geçerken zorlandım ve altımdaki boşluğa bakıp ecel teri döktüm. 16:30'da zirvedeydik. Sadece iki kış çıkışı yapılmış. Takoz bıraktık bir tane. İki ip boyu inişten sonra bivak yerindeydik. Sematepe Kuzeybatı yüzü hoş bir rota.
30 Haziran 2000
Kalktık, hazırlandık ve Kocasarp'a doğru tırmanışa geçtik (09:00). Abuk sabuk çürük yerlerden indik de çıktık. Önce P.3300'e ulaştık. Sonra P:3350'ye. Sonra önümüz kesildi. Narpuz'a indik, tekrar yükseldik. Ben bu arada bol bol çarşaklara küfrettim. Çünkü gerçekten tüketiciydi. Yorgun bir halde indiğimiz yeri geçip çentiğe çıktık, ama sonu gene yoktu. Bu sefer de Dipsiz'e inip su aldık, gereksiz gördüğümüz malzemeleri bıraktık, tekrar kuzeybatı sırtından tırmanışa geçtik. Amelelik amelelik üstüne. Yanımıza kazma krampon almamıştık. Rotada belirttiğim -V'lik etapta bu işten zevk almadığımı farkettim. Çünkü çok çürüktü. Bir kaç salak malzeme ile istasyon aldık. Artık bu çürüklükte ne kadar sağlam olursa. Frictionlarımı giydim, malzemeyi kuşandım ve rotaya lider girdim. Çanta çekmek büyük problem olur diye çantayla lider girdim. Ama negatif olduğundan müthiş geri çekiyordu. Tutacak hiç bi halt yoktu. Bunun üzerine indim, çantayı çıkardım ve tekrar girdim. Tutacak bir yer olmadığı gibi, malzeme atacak bir yer de yoktu. Bir sikkelik yer gördüm, zorlukla universal çaktım. Ekspresi takıp asılınca sikke elimde kaldı. Sikkeyi emaneten çatlağa geri soktum küfrederek ilerledim. Görünürde son bir hamle kalmıştı. Tam hamleyi yaparken kayaya takılan çekiç az daha Serkan'ın kafasına iniyordu. Bereket aşağı uçmadı. Çok sinir bozucuydu. Zaten o esnada tutmayı düşündüğüm yegane tutamak da kopacak gibiydi. İnerken arkamı görmediğimden bana betalar verdiler. Yere ayak bastığımda herkesin morali çok bozulmuştu. Dönmeye karar verdik. Ama kazma krampon olmadığından buz bir etabı ip açarak geçmek zorunda kaldık. Kampımızı daha aşağıya dipsiz göle indirdik.
1 Temmuz 2000
Saat 09:00'da tırmanışa başladık. Bir buçuk saatte Yıldız Batı'ya çıktık. Yarım saatte Yıldız Başı'na geçtik. Geri kalan tırmanış gerçekten tatmin ediciydi. Kılçıklar, mağaralar. Zirve külahı ise bolca kaya tırmanışı içeriyordu (III). Zirvede manzara Direktaş merkezli bir Aladağ panoramasından başka bir şey değildi. Mutluyduk işte ne diyeyim. Bana kalsa Beşparmak ve Kocasarp'a da devam edecektim ama teklif etmeye korktum; bizimkiler Ankara'ya dönüş moduna girmişlerdi bile. Zaten buraya da zorla getirtmiştim. İnerken kasılmadık diyemem. Maşallah iyi çürüktü. Sırta varınca hızlandık. Toparlanıp aşağı indik. Tüm zirvelere de birer Takoz bıraktı yine bizim Serkan.
Tolga KANIK
28 HAZİRAN - 1 TEMMUZ 2000