Cuma, 11 Kasım 2011 23:12

Tırmanış Tarihinde Kadınlar

Yazan

 

Dağcılık ve tırmanış tarihine baktığımız zaman sürekli dikkat çeken isimler Hollory,Irvine ve Hillary'dir. Bir çok insan büyük zirvelerin rota öncüleri olan erkekleri bilir. Peki ya kadınlar ? 

Yıllar boyunca kadınlar ilk çıkışlarını yapıp tırmanışın ve dağcılığın ilerlemesine ilham kaynağı olmuşlardır.Bunlardan bazıları şunlardır: 

- 1980 Fay Tiller,okul öğretmeni 4380 metrelik Reiner Dağı zirvesi ilk kadın tırmanışçı.Uzun bir kenarı alpenstock (uzun demir uçlu tahtadan yapılmış bir yürüyüş malzemesi) kullanarak çıkmıştır
- 1974,Tonny Bullock wakinan 1906 ,6935 metrelik Pinnacle ye tırmanarak bir rekora imza atmıştır. 
- 1908'de 58 yaşındayken Annie Smith Peru'daki Mt. Huascarana tırmanmış.Üç yıl sonra henüz çıkılmamış Mt.Coropuanın zirvesine çıkıp kadınlar adına bayrak dikmiştir . 
- 1947 Barbara Washburn , McKinley dağının zirvesine çıkan ilk kadın olmuştur.Bir dağ fotoğrafcısı olan Brodford Washburn ile evlenmiştir ve Brodford ile birçok Alaska ekpedisyonlarına gitmiştir. 
- Everest zirvesine çıkan ilk kadın dağcı Japon Junka Tabei'dir.Dünyanın en yüksek dağına kadınlardan oluşan takımıyla 1975'in mayısında çıkmıştır. 
- Everest'e çıkan ilk Amerikalı kadın dağcılar Stacy Allison ve Peggy Wice'dır, tırmanışlar 1989'da gerçekleştirilmiştir. 
- Nepal Himalayalarda ki Annapuma I'e ilk kadın ekspedisyonu 1978 de Arcena Blum tarafından gerçekleştirilmiştir.Zirveye ilk ulaşan Amerikalılar olmuştur. 
- 8100 metrelik bir Himeleya zirvesi olan Dhaulagri'ye tırmanan ilk kadın Amerikalı Kitty CAlhoun Grissom'dur.Birleşik Devletlerin en dağcılarından biri olarak kalmıştır. 
- Lynn Hilk spor tırmanışın öncülerindendir.1992 de Yosemite'nin klasik rotası El Capitan'a ilk çıkışını yapmıştır. 
- Robyn Erbesfield 1992-95 yılları arasında Tırmanış Dünyası Kupasını kazanmıştır. 

Sizin şansınız, bu kadınlardan daha çok desteğinizin, kaynağınızın ve daha iyi ekipmanınızın olmasıdır.Belki bu liste kendi tırmanışlarınızı ve maceralarınızı aramak için bir ilham kaynağı olur.

Cuma, 11 Kasım 2011 23:12

Yapay Duvar Tırmanışı

Yazan

İlk yapay duvar tırmanışı 1960 sonlarında Avrupa'da ortaya çıkmıştır.Oldukça kaba bir yapıya sahiptiler ancak hava kötü olduğu zamanlarda antrenman yapmak için iyi bir seçenektiler. 
Yapay duvarların gelişmesi ile tırmanıştaki rekabet, gerçek kayalardan spor salonlarına taşındı.80'li yıllarda da yapay duvar kavramı kapalı spor salonlarına iyice yerleşti.Amerika'nın ilk tırmanış salonu 1987'de Seattle'da açıldı ve kaya tırmanışçıları ve yeni başlayanlar için her mevsim yeni bir arena sunmaya başladı. 
Yapay duvarların yüzeyi ilk zamanlarda (60'lı yıllar) tuğladan yapılmış sonradan daha özenli olmaya başlamıştır. Bugün duvarlar genel olarak epoksi, reçine, fiberglass ayrıca el-ayak tutamaklarından yapılmaktadırlar. 

Neden İçeride Tırmanılmalı?? 
İçeride tırmanmak tırmanışa başlamak için mükemmel bir fırsattır. Tırmanışçılar uygun hareketlere konsantre olabilir ve teknik de hava şartlarının olumsuz etkilerinden uzak olarak kontrol edilebilir. Spor salonlarında tırmanmak, tırmanıcıya hafta içi ya da hafta sonu hem zaman tasarrufu hem de antrenman yapma olanağı sağlar ayrıca tırmanıcılar nadir bulunan kaya şekillerinin olduğu bir tırmanış sahası da sağlar. 
Spor salonlarındaki duvarlar genel olarak top-rope rota özelliği gösterir. Bu , ipin tırmanışçının taktığı noktalardan geçerek tavana çıkması ve tekrar aşağıya inmesi demektir. Tırmanış rotalarının uzunluğu 6 - 12 metre arasındadır ve tutamaklar yüzeye yayılmıştır. Birçok salon ayrıca tırmanışçıya lider tırmanış yapma olanağı da sağlar artı kısa kaya (bouldering) çalışma imkanı da vardır. Tırmanışçılar burada yere koyulan minderler sayesinde herhangi bir emniyet almadan da çalışabilirler. 

Salon Tırmanışları İçin Temel Malzemeler 
Salonda yapılan tırmanışların en büyük faydası minimum malzeme gerektirmesidir: 

- Kata Tırmanış Ayakkabıları
- Emniyet Kolonu 
- Karabinalar, Ekpresler, Atc ya da Sekizli
- Toz Torbası , Toz
- Rahat Kıyafetler

yapay duvarda antrenman yapmak için yeterli olacaktır. 

Spor Salonları Nasıl Kullanılmalı: 

- Başlarken esneme hareketleri ya da yoga ile vücut ısıtılmalıdır. 
- Vücud pozisyonlarına konsantrasyon için mümkün olduğunca az el kullanarak bacaklar çalıştırılmalıdır
- Daha sonra kolay bir dik rotada, rotaya dikkat etmeden 10 dakika kadar tırmanılmalıdır. 
- Çeviklik kazanmak için her rotadan inişinde yapılması gerekmektedir
- Kısa kaya ısınmak içim iyi bir seçenektir. Travers yapmak denge ve teknik çalışma için faydalı olacaktır 

Hasardan Kaçınmak

Kapalı yerde tırmanmanın da bir takım riskleri vardır. Genel hasarlar kollar ve ellerde ,özellikle tendonlarda meydana gelir. Tırmanıcılara acı çektiren bir diğer hasarda fazla çalışmadır. Bu hasarları önlemek için tırmanıcılar bazı önlemler almalıdırlar: 

- her antrenmanda limitleri zorlamamak gerekir. 
- Ağır antrenmanlar arasına dinlenmek için birkaç gün koymak ya da başka kasları çalıştıran antrenmanlar yapmak. 
- "Dyno" hareketi olarak bilinen tutamağı tutmak için sıçrama gibi hareketlerden kaçınmak.



Çeviri : Ayça Öztürk
Kaynak: www.rei.com

  Türkiye\' de 3000 m\' nin Üzerindeki Dağlar ve Zirveler:D.İ.E.verilerine göre Türkiye\' de 1000 m\' den yüksek 435 dağ mevcuttur, Bunlar: 1000 m\' den yüksek 128 dağ.2000 m\'den yüksek 166 dağ.3000 m\' den yüksek 137 dağ.4000 m\' den yüksek 3 dağ.5000 m\' den yüksek 1 dağ\' dır.1 - Büyük Ağrı Dağı ( Ağrı )- 5122 m2 - Cilo Dağı ( Reşko Tepesi ) ( Hakkari ) 4135 m3 - Süphan Dağı ( Bbitlis )-4058 m 4 - Kaçkar Dağı (Rize)-3932 m5 - Erciyes Dağı (Kayseri )-3917 m6 - Küçük Ağrı Dağı (Ağrı)-3896 m7 - Aladağlar (Niğde) Kaldı Doruğu (3734 m ), Demirkazık…
  Türkiye' de Bölgelere Göre Önemli Dağlar ve Zirveler: Marmara Bölgesi: 2543 m olan Uludağ bölgenin en yüksek dağıdır. Trakya' da yeralan Istranca (Yıldız) Dağları ile Ganos (Koru) Dağları önemli yükseltilerdir. Ege Bölgesi: Burada dağlar genelde E-W doğrultulu kırıklar içine yerleşmiş akarsular arasında yeralırlar. Kuzeyden güneye doğru: Madra ve Kozak dağları arasında Bakırçay' ın yeraldığı Dikili Ovası, Yunt Dağı (1084 m ) güneyinde Gediz Nehri ve ovasını görmekteyiz. 2157 m' lik zirvesi ile kıyı bölgesinin önemlisıradağlarından Bozdağlar güneyinde 1646 m' ye varan yükseklikteki Aydın Dağları bir diğer sırayı oluştururlar. Bu kez daha güneye inildiğinde Büyük Menderes Nehri ve ovası, onun da güneyinde Saruhan- Menteşe…
  Türkiye' de Dağların Oluşumu, Gelişimi ve Buna Bağlı Olarak Alp Orojenezinin Meydana Gelişi: Yine eski görüşe göre; yukarıda da genelde açıklandığı gibi, Türkiye iç kuvvetlerin tesiriyle Tethis denizinden kıvrılıp ( yaklaşıp 100-150 milyon yıl önce ), yine eski kıta çekirdekleri adını verdiğimiz, Menderes, İç Anadolu, Doğu Anadolu masiflerine kuzeyde Kuzey Anadolu Dağları, güneyde Toros silsilesi şeklinde yükselip, yamanıp, lehimlenmişlerdir ve böylece Türkiye' deki Alp Orojenezi Kıvrım Kuşağını oluşturmuşlardır. Plaka (= Levha ) Tektoniği görüşüne göre ise; Türkiye' deki dağların oluşumuna gelince: Yine aynı devirde II. Zaman sonu III. Zaman başlangıcında ( yaklaşık 150 milyon yıl önce ) Türkiye' yi de…
  Jeoloji devirlerinden 1. Zaman adını verdiğimiz Paleozoik' te (yani günümüzden yaklaşık 350 milyon yıl önce) yeryüzünde biri kuzeyde ( Laurasia), diğeri güneyde (Gondwana ) iki kıta bulunuyordu. Bu 2 kıta arasında da, günümüzde Türkiye'nin yeraldığı kesimde Tethis Denizi uzanıyordu. Eski kıta çekirdekleri adını verdiğimiz kuzey kıtasını Kanada, İskandinavya, Sibirya, güney kıtasını Brezilya, Afrika-Arabistan, Hindistan, Avustralya gibi büyük kara parçaları oluşturuyordu. II. zaman başlarında (yani günümüzden yaklaşık 100-150 milyon yıl önce ) Tethis Denizinde biriken materyaller bu sırada kendini gösteren iç kuvvetlerin baıncı ile deniz dibinden yükselerek, kıvrılmışlar ve yer yerde kırılmış, eski masiflere ya da diğer adıyla biraz önce…
  Dağların oluşmasında çeşitli faktörler rol oynar. Oluşumları itibariyle dağları 4 gruba ayırabiliriz: I- Dağların bir kısmı kıta kenarı çukurlarında ( Jeosenklinallerde ) birikmiş tortul tabakaların ( kireçli-karbonatlı tabakaların ) yan basınçların etkisiyle kıvrılıp, yükselmesi sonucu oluşmuşlardır. Bunlara KIVRIMLI DAĞLAR adı verilir. Örnek: Kuzey Anadolu Dağları ile ToroslarII- Dağların bir kısmı yerkabuğu bloklarının faydalanarak yani kırılarak yükselmesi sonucu meydana gelmişlerdir. Bunlara Horst, çöken kesime Graben adı verilir. Bu tipte oluşan dağlara da FAYLI DAĞLAR yada KIRIKLI DAĞLAR denir. Örnek: Ege Bölgesinde Bozdağlar (Horst ) Gediz Ovası (Graben ) K.Menderes Ovası ( Graben ) Aydın Dağları (Horst ) K.Menderes Ovası ( Graben ) B.Menderes Ovası (Graben ) III -…
  Dağları, şekilleri itibariyle 3' e ayırmaktayız.I- Herhangi bir sıraya bağlı olmayan TEK DAĞLARII- SIRADAĞLARIII- KÜTLESEL DAĞLAR Bu tiplere ülkemizden örnek vermek gerekirse, genelde volkanik kökenli yada aşınmaya karşı dirençle kısmen yüksekliğini korumuş olan Erciyes, Ağrı, Süphan, Nemrut, Uludağ, Honaz, Akdağ, Kazdağ ayrıca ve Alemdağ tek dağ birimlerini oluştururlar.İkinci tipte yeralan sıradağlara gelince; Toroslar ve Kuzey Anadolu (= Doğu Karadeniz ) Dağlara Alp Orojenez ( Alp Dağları Oluşumu ) kuşağının bir parçasını oluştururken, kuşkusuz bu gruplar içinde gerçek birer sıradağ karakterini gösteren üniteler olarak kuzeyde Rize ve Soğanlı Dağlarını, Toroslarda Bolkar-Aladağ sırasını, Batı Anadolu' da Bozdağlar, Aydın Dağları ve Sultan Dağlarını…
  Dağ, insanla tabiat arasındaki mücadelenin en yoğun yapıldığı yeridir. Bir ÇİN ATASÖZÜ' ne göre dağ en yücedir. Başka bir deyişle dağ, önümde yükselen ve içine girdiğim zaman beni kendisinden bir parça yapan yüce bir bütündür. Dağ, yeryuvar üzerinde yeralan çok çeşitli coğrafi ünitelerden; plato, ova, havza gibi ünitelerden biridir. Coğrafi bir yaklaşımla; 15 km2 lik bir mekan ünitesi üzerinde yeralan nisbi yükseltinin 600 m' yi bulduğu veya geçtiği yükselti ünitelerini DAĞ olarak tanımlayabiliriz. Bir başka coğrafi tanımla da, yükselti ile beraber eğim değerlerinin % 40' ı geçtiği relief parçasını DAĞ olarak nitelendirebiliriz. Dağ tanımı konusunda görüldüğü gibi, çok çeşitli tarifler…
  Sağlığın en önemli adımlarından biri temiz olmak temiz kalabilmektir. Hijyeni sağlamak enfeksiyonlardan ve hastalıklardan kişiyi korur.Doğada SABUNBütün sabunlar antibakteriyel olanları dahil suya zarar verebilir bundan dolayı sabunu çevredeki sulardan mümkün olduğu kadar uzak tutmak gerekir. Çamaşır , bulaşık yıkarken ya da diş fırçalarken aşağıdaki kuralları uygulamak gerekir: Kullanılan sabunun antibakteriyel olmasından emin olun.Antibakteriyel maddeler zehirli değillerdir ve çevreye zarar vermezler Sabunu azar azar kullanın. Bütün yıkama işlemlerinizi su kaynaklarının en az 10 m uzağında yapmaya özen gösterin. Bu suya karışabilecek n sabun miktarını (ve diğer birikintileri ) sınırlandıracaktır.Artan sabunlu suyu yıkadığınız yere dökün,böylece yer su kaynağına dönmeden onu filtre eder. Alternatiflerinizi gözden geçirin…