Alpay Oğuş

Alpay Oğuş

Cuma, 11 Kasım 2011 20:26

Omurilik Yaralanmaları

 

Omurilik yaralanmalarına müdahalede ilk amaç yaralıya daha fazla zarar gelmesini önlemek için yaralının omurgasını sabitlemek olmalıdır. Bilinçsiz bir şekilde bulunan bir kazazede aksi ispat edilene kadar omuriliği yaralı kabul edilmelidir.

Omurilik Yaralanması Kontrolü: 

1) Yaralanma mekanizması, aşağıdakiler gibi oluşan bir yaralanmaysa,

-Boyun 2-3 katı yüksekten düşme
-Kafa üstüne dalma yaralanmaları
-Motorlu taşıt kazaları
-Belden yukarı ateşli silah yaralanmaları 

2) Bilinç düzeyi değişken olduğundan yaralı güvenilmez bir durumdaysa,

3) Yanıltıcı yaralanma; Fizik muayene tamamlandığında yaralıyı yanıltabilecek başka bir yaralanma varsa,

4) Uzuvlarda his kaybı; Kollar ve bacaklarda dolaşım duyu ve hareket kaybı varsa, 5)Ağrı/ Hassasiyet; Yaralı omurga üzerinde ağrı, uyuşukluk ve karıncalanmadan şikayet ediyorsa,

6) Boyunda hareketlilik sınırı? Yaralı boynunu hareket ettirmek istediğinde belli bir noktada kilitlenip normal hareket sınırında hareket edemiyorsa omurilik yaralanması olma riski çok yüksektir. Böyle durumlarda omurilik yaralanması varmış gibi tedavi edilmelidir. 

Belirtileri:

-Hassasiyet 
-His kaybı
-Güçsüzlük

Omurilik Yaralanması Bulunan Kazazedeye Müdahale

Hareket ettirilmesi gerektiğinde Vücut Kaldırma Yöntemiyle hareket ettirilmesi gerekir. Kazazedenin başını sabitleyen bir çift elle birlikte yaralının altına mümkün olduğunca fazla el yerleştirilir, vücudu bir bütün halinde omuriliğini mümkün olduğunca az oynatarak kaldırılır ve daha önceden belirlenen noktaya taşınır.

Yaralının altına mat yerleştirmeden önce yan döndürme sırasında boynun sabitlenmesi çok önemlidir. Yaralının başını tutanın komutuyla beraber kazazede bir bütün halinde döndürülür. Yaralının boynu mutlaka sabitlenmelidir. Bu iş için hazır sert boyunluklar kullanılır. Doğada SAM Splint gibi hazır ateller kullanılabilir, fazla elbiseler veya matın bir parçası yaralının boynuna göre kesilip yerine bantlanarak bir boyunluk üretilebilir. Yaralı tamamen sedyeye sabitlenene kadar boyun elle desteklenmelidir. Sedye olmadan kazazedeyi hareket ettirmeye kalkışmak büyük risk içerir ve tavsiye edilmez. Sedye ulaştırıldığında kazazede bu sedyeye, bolca destek ve bağlantı kullanılarak hareket etmeyecek şekilde sabitlenmelidir. Dizlerinin ve belinin altı, vücudunun hareket etmesine neden olacak diğer boşluklar yumuşak desteklerle doldurulur. Yaralının başı her zaman için en son bağlanmalıdır. 

Dikkatli çalışın: Kalıcı omurilik yaralanmaları genelde olay yerinde uygunsuz müdahalelerden kaynaklanır. 

Cuma, 11 Kasım 2011 20:25

Şok

 

Şok, vücut hücrelerinin oksijence zengin kan dolaşımından yeterince faydalanamaması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Oksijen bütün hücrelere ulaşamaz. 
Çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir; nörejenik- sinirsel, ciddi alerjik, toksik- zehirlenme, septik- mikrop, omurilik yaralanması, dehidratasyon, ve dolaşım sistemine bağlı olarak; kalp krizi sonucu kardiojenik şok, damarların genişlemesi sonucu vasküler şok, kan kaybı sonucu hipovolemik şok ortaya çıkabilir. 
Sebebi ne olura olsun şok hastalarının belirti ve bulguları ortaktır; 
- endişe, telaş ve huzursuzluk duygusu
- nabız sayısı artar ve güçsüzleşir
- solunum sayısı artar ve yüzeyselleşir
- kan basıncı azalır
- terleme
- titreme
- deride solukluk ve soğukluk
- susama ve mide bulantısı
- bilinç kaybı yaygın şikayetlerdendir. 

Sebebi ne olursa olsun, şok bir insanı öldürebilir! Doğada şok tedavisi için yapılabilecekler oldukça sınırlıdır, önemli olan hastanın durumunu erken fark edip tedaviye başlamaktır. 

Hastanın hava yolu açık tutulmalıdır. Eğer sebep biliniyorsa müdahale edilir. Kan kaybıyla oluşan şokun tedavisine birinci basamak kanamayı durdurmaktır. Tedaviyi sürdürürken bir yandan hasta sakinleştirilmelidir. İçgüdüsel olarak eylemsizlik gösteren ve tüm organları kalple yere paralel getirme eğiliminde olan beyne yardımcı olmak için hasta yere yatırılır. Isı kaybına engel olmak için altına mat serilmeli ve yalıtım sağlanmalıdır. Bacaklar ve kollar, kalp ve beyin hizasından yukarı kaldırılarak hayati organlara daha fazla kan gitmesi sağlanır. Hayati organlara çekilen ve adalelerde azalan kan, vücudun kendi kendine ısınmasını olanaksızlaştırdığından şoktaki kişi muhakkak surette bir uyku tulumu ile ısıtılmalıdır. Özellikle soğuk ortamlarda aynı tuluma sıcak ikinci bir kişinin girmesi yararlı olur. Uzun tahliye süresince dehidratasyonu önlemek için hasta kendi içebiliyorsa küçük yudumlar halinde soğuk su verilebilir.